English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ K ] / Kötü bir şey

Kötü bir şey Çeviri İspanyolca

8,889 parallel translation
Kötü bir şey mi oldu?
¿ Qué es lo que pasa?
Bilgisayarda kötü bir şey gördü, sanırım.
Vio algo malo en el ordenador, creo.
Bu ya çok iyi ya da gerçekten çok kötü bir şey.
Eso es algo realmente bueno o terriblemente malo.
Kötü bir şey oldu. Bu yüzden Westerley'de önlemler aldılar.
Así que, con sur-oeste,
Yani gelişmede çok daha kötü bir şey olacak.
tendría que ser el desastre. Lo que significa algo mucho peor está por pasar en el acto dos.
Kötü bir şey olduğunu bilmiyordum.
No sabía que era algo malo.
Sanırım oyunun tasarımcısıyla konuşması kötü bir şey değil mi?
Asumo que hablar con el diseñador del juego no estuvo bien, ¿ no?
Eğer bunu tutarsak, ailemizin başına kötü bir şey gelir.
Si no lo quedamos, algo malo le va a pasar a nuestra familia.
Sana çok kötü bir şey yaptım.
Te hice algo terrible.
Çünkü ikinize de söylüyorum,... çocuklar için velayet davasından daha kötü bir şey yok.
Porque les diré una cosa, no hay nada peor para los niños que la lucha por la custodia.
Yeni olmak kötü bir şey değil ki. Yeni başlangıçlar, taze kanlar.
Bien, ser nuevo no es algo malo... nuevo comienzo, sangre nueva.
- O asla kötü bir şey yapmaz.
- Ella unca haría algo así.
Benim yüzümden çok kötü bir şey olmak üzere.
Está a punto de ocurrir algo terrible, algo que he permitido.
Birisi sana, kötü bir şey yapmışsın gibi bakarsa seninle, kötü bir şey yapmışsın gibi konuşursa sana karşı kötü bir şey yapmışsın gibi davranırsa kötü bir şey yaptığına inanmaya başlıyorsun!
Si alguien te controla continuamente como si hubieras hecho algo mal, hablándote como si hubieras hecho algo mal, tratándote como si hubieras hecho algo mal, digo, comienzas a pensar que has hecho algo mal.
Çok kötü bir şey oldu.
Algo terrible ha pasado.
Başına kötü bir şey gelmiş.
Te pasó algo malo.
- O kadar da kötü bir şey değil gibi.
Eso podría no ser tan malo.
Kötü bir şey ve benim hatam. - Üzgünüm ama halletmemiz gerek, ciddi.
Algo malo y es culpa mía y lo... siento, pero tenemos que hacerle frente, es real.
- Çok kötü bir şey değil.
Nada muy duro.
Brad, Marcellus, her ne peşinde iseler, kötü bir şey.
Brad, Marcellus, lo que ellos están tramando, es malo.
Bu iyi bir şey mi, kötü bir şey mi?
¿ Es una cosa mala o buena?
Kötü bir şey mi söyledim?
¿ He dicho algo malo?
- Onun başına kötü bir şey gelmediğini var sayıyorum, yoksa daha şefkatli olurdun.
- ¿ Eso es? ¿ Te alegras? - Supongo que nada malo le pasó, o hubieras sido mucho más compasiva.
Sizin nehrinizde yüzermiş. Onu cinayetle bir ilgisi olduğunu... ima etmek bile çok kötü bir şey.
Es indignante que incluso sugiera que este hombre tiene algo que ver con el asesinato.
- Bu kötü bir şey.
- Está mal.
Bir şey öğrendim annemle ilgili gerçekten kötü bir şey.
Me entere de algo... muy mal por mi madre.
Annem hakkında kötü bir şey öğrendim.
He descubierto algo terrible sobre mi madre.
Yok, kötü bir şey yok.
No. No pasa nada malo.
Ailen kötü bir şey yaptılar ve Özür dilediler.
Tus padres hicieron algo mal. Se han disculpado.
Kötü bir şey, Emma.
Es malo, Emma.
Gerrit ile ben, onda kötü bir şey olduğunu biliyorduk ve anlamaya çalışıyorduk. "Ne bu? Gerçekten ne?"
Gerrit y yo sabíamos que algo andaba muy mal y tratábamos de entender qué era lo que le pasaba.
Başına kötü bir şey gelmez.
- Nada malo va a suceder.
Daire kötü bir şey yapıp iz bırakmak istemeyen biri.
Alguien que quería hacer algo malo en el departamento y no dejar un rastro.
- Haydi, Mar. O kadar kötü bir şeyden hayırlı bir şey çıkabileceğine inanmıyorsun, değil mi?
No creerás que nada bueno puede venir de algo tan malvado, ¿ verdad?
Kötü bir şey değil bu.
No es algo malo, por cierto.
Elimizde onu enseleyecek mantıklı bir şey olmasın diye... -... belki kötü gitmiş gibi göstermesini söyledin.
A menos que le dijeras que fingiera que había salido mal para que no obtuviéramos nada tangible de lo que acusarle.
Bak, Dutch kötü babalar hakkında bir şeyler biliyorum, ve öğrendiğim bir şey varsa o da sana yaptığı her şeyi ona ödeteceğim.
Mira, Dutch, sé una cosa o dos sobre malos padres, y si tengo la oportunidad alguna vez, le haré pagar por todo lo que te ha hecho.
Düşünün bir, yaptığım en kötü şey bu.
Pensad en ello, es lo peor que he hecho en este viaje.
- Dalga geçiyorsun. Bu kötü bir şey değil.
No es algo malo.
Aciz bir liderden daha kötü olan tek şey kafasız bir mühendistir.
La única cosa peor que un líder débil y sin apoyo... es un ingeniero gilipollas.
Unutmak her zaman illa kötü olacak diye bir şey yok.
Olvidar no siempre es algo malo.
Kötü bir sey degil.
Nada siniestro.
en kötü ishal gibi bir şey
Es la peor diarrea de todas.
Sen ve Özgürlük için iyi olan bir şey Kellog için muhtemelen kötü olacaktır.
Digo que lo mejor para Liber8 es probablemente lo peor para Kellogg.
O kötü bir durumda, ama Sarah böyle bir şey yapmaz.
Es un desastre, pero Sarah no haría algo así.
Demek ki dünyaya bir Alex Reid daha gelecek. Bu kötü bir şey olamaz değil mi?
Bien, oye...
Benim çocuklarıma kötü bir şey olmayacak.
A mis hijos no va a pasarles nada malo.
Bu kötü kokulu kazakta kadınları kendine çeken bir şey var.
Hay algo en ese sudor apestoso que sigue atrayendo a esas mujeres.
Kötü adam diye bir şey yok.
No hay villanos.
Bilip de söylemediğin bir şey varsa kötü duruma düşersin.
Te podría ir mal si sabes algo y no lo dices.
Sana bir şey söylemek istiyorum. Seni yargıladığımı düşünmeni istemem ama ben çok kötü bir yalancıyım. Ne demek istediğini anlamadım.
Mira, solo quiero decir que, no estoy aquí para juzgarte, pero soy mala mintiendo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]