English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ M ] / Mazeret yok

Mazeret yok Çeviri İspanyolca

116 parallel translation
MAZERET YOK.
DILLON, SUPERVISOR DE ESCENA.
Mazeret yok.
No hay coartada.
Ancak artık mazeret yok.
Sin embargo, eso ya da igual. Ya tenemos a nuestros líderes. Martin Bormann y usted, Herr Rudd.
Mazeret yok. Saklanacak yer yok.
sin excusas, ni escapatorias.
Mazeret yok, açıklama yok.
Nada de excusas ni explicaciones. Treinta segundos.
- Yemeğe kalmamak için mazeret yok.
- No pueden negarse a cenar conmigo.
Mazeret yok.
No hay ninguna excusa.
Mazeret yok.
Eso no es excusa.
- Mazeret yok!
- ¡ No quiero excusas!
- Mazeret yok, beyefendi. Madem ringdesin, ne yapabildiğini göreceğiz.
No hay excusas, estás en el ring, a ver si sirves.
Pizzanızı yiyip doğruca yatağa gidiyorsunuz, mazeret yok.
Coman su torta y vayan a la cama. Sin tonterías.
Hazıra konmak yok, mazeret yok.
No habrá contemplaciones ni disculpas.
Daha fazla mazeret yok!
Se han acabado las excusas.
- Tartışma yada mazeret yok.
- ¿ Entendido? - Sí, señor.
Hiç mazeret yok!
¡ No hay excusa que valga!
Mazeret yok!
¡ No hay excusa que valga!
Artık mazeret yok.
Se acabaron las excusas.
Kesinlikle mazeret yok.
Tampoco tengo excusas.
Mazeret yok.
¡ No me vengas con excusas!
- Mazeret yok.
- Disculpe Ud.
Artık mazeret yok.
No más excusas.
Uzatma yok. Mazeret yok.
Sin prórrogas, sin excusas.
- O zaman demektir ki o kaçığının teki! Lanet mazeret yok!
¡ Déjate de chorradas!
Kesinlikle mazeret yok.
No hay excusas.
İki ay cezalı. Mazeret yok.
Está castigada por dos meses, sin excepciones.
Artık mazeret yok.
Basta de excusas.
Bu konuda sana yardımcı olmak isterdim patron ama... - Mazeret yok.
Me encantaría ayudarte con esto, jefe, pero...
Mazeret yok, erteleme yok.
No queda piedra por remover, sin excusas, sin retrasos.
- Başka mazeret yok.
¡ Vaya pretexto!
Kural 76, mazeret yok, bir şampiyon gibi oyna.
Regla no. 76 : Nada de excusas, juega como un campeón.
Kural 76, mazeret yok, bir şampiyon gibi oyna.
Regla no. 76 : Nada de excusas, juega como un campeon.
Mazeret yok.
Nada de excusas.
Artık mazeret yok, Wilber.
No más excusas ahora, Wilber.
Derhal komisyon üyesi ile konuşmam lazım, mazeret yok.
He de hablar con el Jefe de Policía inmediatamente, y nada de excusas.
Önemli hiçbir mazeret yok.
No importa ninguna excusa. Ninguna.
Ve bu sefer mazeret yok yoksa kelepçe kullanmak zorunda kalırım.
- Y sin excusas esta vez, o me forzaras a usar tus esposas.
Mazeret yok!
sin excusas.
Tutuklu yok, sadece mazeret var.
Sin prisioneros, solo excusas.
Hayır, mazeret yok.
¡ No, no, no!
buraya gelmek için Barnabas'ın mesajlarını mazeret göstermene gerek yok.
Los supuestos mensajes a Barnabas son sólo un pretexto.
Artık mazeret de yok, insan boğma da!
No mas asesinato.
Mazeret yok.
Pero nada.
Sizde uyandırdığım dehşet için daha başka mazeret bulmanıza gerek yok.
No me deis, señora, otra excusa que la aversión que os inspiro.
Mazeret yok.
Sin excusas.
Mazeret sunmanıza gerek yok.
Oh, no necesito que se excuse.
Oh, belki de milyarlarca hayatın yok edilmesinde yardımın olduğunu, kabul edebilirsin... yaptığın şeyler için, mazeret üretebilirsin... belki de... bir miktar suçluluk hissedebilirsin.
Por los millones de vidas que ayudaste a destruir. Una justificación de por qué lo hiciste. Quizás... un sentimiento de culpa.
Anne ve babam onu cezalandırabilmek için herhangi bir mazeret arıyor, ama 3 haftadır bir sorun yarattığı yok. Aslında gittikçe sıkmaya başladı.
Malcolm, ¿ podrías decirle a tus súbditos que se mueven una pulgada a la izquierda... para que yo pueda pasar?
Tıbbi bir mazeret arıyorsan hiç şansın yok.
Si está buscando una excusa médica, me temo que no tiene suerte.
Bir mazeret dilekçesi yazdım, yani sorun yok.
Escribí una justificación.
Mazeret yok.
No quiero excusas.
Gus, sağlam bir mazeret diye bir şey yok. Varsa da, yokmuş gibi davranacağız.
Gus, no existen las coartadas firmes y si existen, haremos de cuenta que no es así.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]