English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ M ] / Midem

Midem Çeviri İspanyolca

2,278 parallel translation
Midem bulanıyor. Ayağım sanki üstüne oturmuşum gibi hissiz.
Siento náuseas, y mi pie está entumecido, como dormido.
Midem biraz rahatsız.
Ando mal del estómago.
Birden bire midem guruldayıverdi.
De repente tengo hambre.
Yalnız çok midem çok kötü halde,
Es que tengo un estómago nervioso,
- Sürekli midem bulanıp duruyor...
- Tengo nauseas y no voy... - ¿ De cuerpo?
- Biraz güçsüz bir midem var.
- Tuve dolor de estómago, no se.
Midem bozuktu, tamam mı?
Tenía el estómago raro, no se.
Midem tuttu adamım.
Mi estómago.
- Midem bomboş yahu, bomboş.
- Mi estómago está hueco.
Sadece midem bulandı. Muhtemelen yediğim bir şey dokundu.
Sí, pero me perderé la Fiesta del Puerto.
Babam midem yoluyla özümsediğimi söylerdi.
Necesito tu ayuda, vamos.
Biraz antiasit aldım midem ekşimişti.
Sí, he tenido algunos antiácidos. Se calmó el estómago hacia abajo.
Sadece... biraz midem bulandı.
Con el estómago algo revuelto.
Arada bir midem bulanıyor ama sanırım stres yüzünden.
He sufrido de nauseas, pero pensé que sería el estrés.
hayır, bir saat sorup durduğun öpüşme yüzünden değil, geçen ay midem düğümlenmeden geçirdiğim bir saat yüzünden.
No, por el beso, la hora en que siguió preguntándome, es la única hora del mes pasado que no he tenido un nudo en el estómago
Yiyecek bir şeyler alacağım, midem kazınıyor.
Iba a coger algo para comer porque estoy hambrienta.
Artık midem o kadar kötü değil.
Mi estómago no está tan mal ahora mismo.
- Çok üşüyorum. ve midem ağrıyor.
- Tengo frío. Y me duele el estómago.
Midem bulanıyor.
Y ahora voy a vomitar.
Yedikten sonra midem hep kötü oluyor.
Mi estómago siempre se siente peor después que como.
Yeter! Midem daha fazla ışınlanmayı kaldıramayacak.
Alto, mi estómago sigue mal de la teletransportación.
Ama midem bulandığı zaman faydası oluyor, ki şu an öyleyim.
pero ayuda cuando tengo naúseas, cosa que tengo.
Sanırım, bu yüzden midem çok ağrıyor.
Creo que... Y creo que tal vez por eso mi estómago me hace daño.
Jules'a asıldığını gördükçe midem bulanıyor.
Más como con naúseas. Teniendo que verte ligar con esa Jules.
Midem kazınıyor.
hice panqueques.
Midem bulanıyor!
Mis pobres amigos...
Midem bulandı. Yemek mi?
¿ Qué tipo, dumplings?
Hâlâ midem bulanıyor.
Aún me siento mal.
Yıllardır alışkınım ; midem taş gibidir.
Son años de entrenamiento, tengo un estómago de hierro.
Midem bulanıyor.
Estuve teniendo náuseas.
Midem!
¡ Mi estómago!
Son iki sabahtır, midem bulanıyor.
Los dos últimos días tengo muchas náuseas por la mañana.
Evet. Biraz midem bulnıyordu.
Sí, sólo sentí un poco de nauseas.
- Tanrım, midem bulandı.
- Dios, tengo náuseas.
Tanrım midem bulanıyor
Vamos, hombre.
Hadi ama sadece aptal yemek yüzünden midem ekşidi.
Vamos, es la acidez de ese maldito sofrito de Keen-Wa
Sadece midem bulandı.
Solo me sentí un poco mal.
Babam midem yoluyla özümsediğimi söylerdi.
Mi padre dice que muestro mis nervios con mi estómago.
Özür dilerim ama fark etmişsinizdir ki midem son zamanlarda biraz hassas.
Lo siento, probablemente han notado que mi estómago está muy sensible últimamente así que si no les importa, ¿ podrían usar menos perfume?
Midem şimdiden bulanmaya başladı.
A mi estomago casi se le acaba la bilis.
Duvara midem boşaltmış olsam anlamazdın bile, çünkü bu kusmuk.
Billy, si yo vomitase en la pared, ni lo notarías, porque es color vómito.
O adamı senin hamile kadınını öperken gördüğüm de midem fena halde kalktı.
Cuando vi a ese tipo besando a nuestra dama embarazada, sentí realmente que se me revolvía el estómago.
Tanrım, midem!
¡ Dios mío, mi estómago!
Saç rengim baba tarafından olabilir ancak midem... Tamamen Bombellini.
Conseguí mi cabello del lado de los O'Rourke pero mi estomago es todo Bombelli.
Biliyor musun midem hareketlendi.
Sabes, mi estómago se está moviendo.
Karın olmak, bana dokunmana izin vermek, midem bulanmıyormuş gibi yapmak, canım sıkılmıyormuş gibi davranmak gerçekten zor.
Tener que ser tu esposa, dejarte tocarme, fingir que, cuando no me daba asco, no me aburría. Ha sido realmente difícil.
Midem bulanıyor.
No puedo. Estoy descompuesta.
Sen buradayken yemek yiyince midem bulanıyor.
Me causa náuseas comer contigo aquí
Midem kazınıyor.
Estoy más que hambrienta.
Benim midem.
Mi estómago.
Tanrım, midem!
Dios, mi estómago!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]