English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ M ] / Müzik yok

Müzik yok Çeviri İspanyolca

383 parallel translation
Küçük İskoç köyü gaydalarla dolu. Ama müzik yok.
El pueblecito escocés orgulloso de sus gaitas, pero sin música
Müzik yok.
No hay música.
Pop müzik yok.
No canciones de pop.
Burada hiç çağdaş bir müzik yok mu?
¿ No tienes música actual?
Kadın yok, müzik yok.
No esposa, no música.
" Altı kişi, müzik yok,
" Seis personas, sin música,
Altı kişi, müzik yok.
Seis personas, sin música.
Hayır, hayır. Müzik yok.
No, sin música.
Lütfen. Şarkı söylemek yok, müzik yok.
Por favor, sin cánticos ni música.
Jukebox, müzik yok mu?
La gramola ¿ No tiene música?
Müzik yok mu?
¿ Sin música?
Müzik yok.
Simplemente váyase.
- Artık müzik yok.
- Basta.
Sevgilim müzik yok muydu o zaman?
Cariño... ¿ No escuchamos música?
Artık müzik yok, gülmek yok.
No más música, ni risas.
Artık müzik yok.
Ya no hay música.
Ama, Londra'dan düğme ve müzik yok.
Sin embargo, no hay varillas... -... ni música de Londres, ni lazos.
-... ve müzik yok.
-... ni música de Londres, ni lazos.
Harold, başka müzik yok mu?
Harold, ¿ no tienes otra música?
Müzik yok.
Sin música.
Müzik yok. lşıklar rezalet.
¿ Dónde está la música? La iluminación es una mierda.
- Bu gece müzik yok mu?
- No fastidies. ¿ Ya no ponéis música?
Makyaj yok, müzik yok, oyuncu yok.
Sin maquillaje, música ni actores.
Canlı müzik yok.
- Sin la música del órgano.
Müzik dinlemesinin bir yararı yok.
Es inútil hacer escuchar música a ése.
- Müzik olmalı. - Yok muydu?
- Esto debería tener música.
Onun müzik kulağı yok.
Él no tiene oído.
Maalesef senin müzik kulağın yok, Watson.
Carece Vd. De oído musical, Watson.
Görünüşe göre, yok olmuş. Bay Emery'nin açık arttırmadan satın aldığı müzik kutusuna yönelik ikinci girişim bu kez başarılı olmuş.
El segundo intento contra la caja de música... que Emery compró en la sala de subastas.
Hala bahşiş mi alıyorsun, krupiye? Müzik işinde iyi para yok mu, yoksa?
Esto es lo tuyo, Frankie, y no esa tontada de la música.
Fazla bir şey yok, şu eski pantalon, gömlek ve bir de müzik kutusu.
Sólo tiene esos viejos pantalones, una chaqueta de cuero y su concertina.
Müzik bile bunu yok edemiyor.
Ni Ia música consigue llevárselo de aquí.
Müzik odası yok, çeşme yok.
No tiene salón de música, ni fuente.
- Müzik konusunda yardıma ihtiyaçları yok.
- Los músicos no necesitan ayuda.
Kendini kötü hissediyor. Bir şeyim yok, bu müzik nedir?
No es nada. ¿ Qué es esa música?
- Müzik falan yok!
- ¡ No pongas música!
- Sen de müzik kulağı yok.
- ¡ Usted es un sordo musical!
- Bende müzik kulağı yok.
Yo no veo nada.
- Müzik kulağı yok onda.
Griff es sordo.
Üzgünüm, disk itme oyunumuz veya bir müzik grubumuz yok.
Lamento no tener un tejo de cubierta o una banda.
Odasında yok. Müzik odasında da değil.
No está en su habitación ni en el salón de música.
Müzik eğitimine de gerek yok.
No es necesario aprender música.
Steve bilir rock'n'roll'u, cihazlar hakkında bir fikri yok ama, teknik işlerden çok anlamaz, bu müzik ne hakkında, bilmez.
Steve sabe lo que es el rock and roll, pero no conoce el equipamiento, tiene pocos conocimientos, en términos técnicos, acerca de lo que es la música.
- Radyoda müzik dışında bir şey yok.
¿ A dónde vas ahora?
Müzik kutusu için paran yok mu?
¿ Qué ocurre? ¿ No tienes una moneda para la rocola?
Müzik yok.
- No es música.
Pekâlâ. Yüksek sesle müzik dinlemek yok.
Ok, nada de música fuerte.
Evet doğru. Arka planda müzik sesi yok.
No se oye música de fondo.
Müzik seti ya da televizyonu yok.
No tiene equipo de música ni televisión.
# ayağımızı vuralım # # müzik içinde derinlerde bir yerdeyse # # yapacak bir şey yok demektir # # ama inan # # oh inan # # şarkı söylemek gibisi yoktur # # ve karışan seslerimiz çoktur # # oh, birlikte müzik yapalım bebeğim #
Deja que tus pies se muevan siguiendo ese compás natural Cuando llevas la música adentro, no puedes hacer otra cosa Excepto creer
Ama müzik yok.
No hay música.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]