Ne anlamda Çeviri İspanyolca
269 parallel translation
Ne anlamda?
¿ Por qué?
Annen baban hâlâ başını ağrıtıyor mu? - Ne anlamda?
- Y tus padres, ¿ aún insisten tanto?
Ne anlamda?
- ¿ Para qué?
- Yani ne anlamda?
En que sentido lo dice?
Ne anlamda?
¿ En qué sentido?
Ne anlamda?
¿ Según qué definición?
- Ne anlamda?
- ¿ A qué te refieres?
- Ne anlamda, efendim?
- ¿ Qué quiere decir?
Ne anlamda?
¿ De qué manera?
Tam olarak ne anlamda heyecan uyandırıyordu?
¿ En qué forma le pareció estimulante?
Ne anlamda?
- ¿ En qué forma?
Ne anlamda kullanıldığı durum anında hemen anlaşılır.
El que no es un taco...
Ne anlamda?
¿ Qué quiere decir con eso?
- Ne anlamda?
- ¿ En qué sentido?
- Evet. - Ne anlamda?
- ¿ En qué sentido?
- Ne anlamda değil?
- ¿ En qué sentido?
Ne anlamda?
¿ Feliz, cómo?
Ne anlamda efendim?
¿ En qué sentido, señor?
Ne anlamda Bay Bruce
Un algún sentido, amo Bruce.
- Ne anlamda, baba?
- ¿ Cómo dijiste, Da?
30 kişiyi öldürmek, ne anlamda olursa olsun delilik!
Asesinara treinta personas, semántica o no... es una locura.
Ne demek, ne anlamda?
¿ Qué quieres decir, en qué sentido?
Dublör yüksek bir yerden yere düşerken, Jackie ve takımı kutuları kullanırlar, ne anlamda derseniz'elma kutuları', güvenli düşüşü sağlamak için.
Cuando hay una caída de riesgo, Jackie utiliza cajas de cartón... a las que llaman "apple boxes" para que la caída sea segura.
Sorumlu mu? Ne anlamda?
¿ A cargo, en qué sentido?
Ne anlamda? Bir dost olarak mı?
¿ A qué se refiere, si alternábamos?
Ne anlamda?
- ¿ Lo que significa?
Şu an ne düşündüğünü sormuyorum, kasteddiğim genel anlamda.
No quería decir en qué estás pensando ahora mismo, quiero decir en general.
- Genel anlamda evet ne?
- "En general, sí", ¿ qué?
- O anlamda söylemedim. Ne yapacağımıza karar vermiştik. Buna sadık kalalım.
Teníamos un plan, intentemos cumplirlo.
Bizi ne fiziksel ne de ruhsal anlamda etkiliyemiyeceklerini göstermeliyiz.
Deben saber que no nos quebrarán ni física ni moralmente.
Ve inanıyorum ki ilk kez hayatımı gerçek anlamda anlamaya başladım. Kim olduğumu ve ne istediğimi.
Y creo que, por primera vez... empiezo a entender... el sentido de todo... lo que realmente soy, lo que realmente quiero.
Felsefi anlamda bize ne olursa olsun, biz İtalyanların nasıl katlandığımızı anlayabilirsiniz.
Entonces comprenderá por qué nosotros, los italianos, tomamos todo lo que sucede con Filosofía.
ve bir anlamda yaşlı Frank Towns'un... ne olacağını bilmeden öylece durmak istemeyen biri olduğu...
Y supongo que el viejo Frank Towns no aguanta que le digan qué hacer.
"Bir anlamda öyle" de ne demek?
¿ Qué demonios quiere decir "de algùn modo"?
- Ne anlamda?
Espero que no te hayan avergonzado.
Genel anlamda ne istediğini bilmek istiyorum.
Quisiera saber, como bien dicen, en términos generales, ¿ qué quiere él?
Işlevsel ya da sosyal anlamda değil, temelde, aslen burada işim ne?
No hablo de un objetivo clínico o social, sino de uno intrínseco.
Bakın, gerçek anlamda devrimci bir parti kuracaksak Amerikan işçilerinin en çok ne istediğini öğrenip onlara bunu bütün bir işçi hareketi içinde sunmalıyız.
Si vamos a tener un partido revolucionario de verdad, creo que debemos preguntar al proletario americano... qué es lo que más quiere, y luego trasladárselo... en términos globales del movimiento obrero.
Pekala. Fakat hala, genel anlamda, ne yaptığımı biliyorum.
Pero en general, sé lo que estoy haciendo
Eğer "yaşam tarzı" kelimesinin ne kadar gerizekalıca olduğunu bilmek istiyorsanız tek yapmanız gereken teknik anlamda Attila Han'ın aktif, dışa dönük bir "yaşam tarzının" olduğunu fark etmek.
¡ Si queréis saber qué expresión tan idiota es "estilo de vida", sólo tenéis que daros cuenta que, en un sentido técnico...! ... Atila el huno tuvo un estilo de vida excursionista muy activo!
Dr. Hulme'ın hem sosyal hem de idari anlamda... Canterbury Koleji'ne kattığı sayısız değerleri sayarak bitiremem.
No sabría medir el inestimable aporte del Dr. Hulme en su contribución a la Universidad de Canterbury, tanto en lo social como en lo oficial.
Elise, Bill "in altından halıyı çekmeye karar verdi... mecazi anlamda. Ne de olsa, Bill" in avukatı ortak malların satılmasını söylemişti.
Elise decidió vender la propiedad común... de acuerdo a la sugerencia de la abogada de Bill.
Özellikle Jim'e, hem kişisel hem profesyonel anlamda ne kadar değer verdiğini biliyorum Ethan.
Sé cuánto apreciabas a Jim, en particular. - Personal y profesionalmente.
Babamı hep anacağım bu anlamda Ne tatlı adamdı.
Nunca voy a olvidar a mi viejo. Tipo dulce.
Yaptım bile, Bay Lebowski... Bu kadersiz ruhlar ne yazık ki, gerçek anlamda sevemezler...
Esas pobres almas no consiguen amar en el sentido verdadero de la palabra.
Ne anlamda tehlikeli?
- ¿ Peligroso, cómo?
Ne de, diğer anlamda, senin ve benim gibi insan da değildir.
Ni tampoco es un ser humano como era yo ni como eres tú.
- Ne anlamda?
- ¿ Hacer?
Tabi ki bu iş için maddi anlamda gereken ne varsa vermeye hazırız, David.
Naturalmente, le pagaríamos muy bien, David.
ne zaman... gercek anlamda escinsel oldugunuzu anladiniz bu onemli?
Cuando supo... quiero decir, saber realmente, que era gay? - Que no era una etapa?
Genis anlamda bu ne kadar seksi?
¿ Cómo lucen mis hombros?