Neye Çeviri İspanyolca
24,778 parallel translation
- Onu neye sokuyorlar?
¿ A qué la están conectando?
- Neye bakıyorsun?
¿ Qué estás viendo?
Neye yarar?
¿ Para qué sirve?
Ve şimdi kafanız esrardan güzelken, fıstık ezmeli ve marmelatlı sandviç hazırlamanın neye benzediğini izleyeceksiniz.
Y ahora hacer un sándwich de manteca de cacahuete y mermelada cuando vas puesto de maría.
Şimdi de sarhoşken fıstık ezmeli ve marmelatlı sandviç hazırlamanın neye benzediğini izleyeceksiniz.
Y ahora hacer un sándwich de manteca de cacahuete y mermelada ... estando pedo.
Kural dışı anahtarları olan mahkumların neye hakkı yoktur, biliyor musun?
¿ Sabe qué no pueden hacer las reclusas con un juego de llaves ilegal?
- Neye hazırım, biliyor musun?
- ¿ Sabes para qué estoy lista?
Neye ihtiyacımız var?
¿ Qué necesitamos?
- Neye hazır olduğunu?
- ¿ Lista para qué?
Neye ihtyiacımız var biliyor musun?
Usted sabe lo que necesitamos?
Pekala neye bakacağımıza bakalım.
Bien, veamos qué estamos observando.
Neye benziyor?
Este niño. ¿ Cómo se veía?
Anlıyorum. Bu şerefi neye borçluyum?
Veo. ¿ A qué debo este honor?
- Neye sebep olacağını biliyorsun en azından.
Bueno, al menos sabes que iba.
Neye bakıyorsun?
- ¿ Qué estamos buscando?
Neye benziyor? Hades'in onu izole edilmiş bir yere koyacağını biliyoruz.
Hades debe tenerlo aislado.
Biliyorum da neye ihtiyacın var diye sordun...
Lo sé, pero me has preguntado qué necesitaba y...
Beth çok üzgünüm ama neye bulaştığından hiç haberin yok.
Beth, lo siento mucho, pero la verdad es que no sé que haces viniendo aquí.
# Biliyor musun neye inanıyorum?
* ¿ Sabes lo que creo? *
Malinizin yarisi demistim ve ben neye yarisi diyorsam yarisi odur.
He dicho que la mitad de vuestras cosas y la mitad es lo que va a ser.
Buradaki insanlar cesetlerin neye benzediğini unutmuştur muhtemelen.
La gente de aquí probablemente se olvida de cómo lucen los cadáveres...
Neye başlayalım?
¿ Comenzar qué?
Neye?
¿ Para qué?
- Neye içiyoruz?
- ¿ Sí? ¿ Qué celebras?
- Neye bakıyorsun lan sen?
¿ Qué coño estás mirando?
Bana bi anlat bakayım neye tanık oldun lan sen?
¿ Por qué no me cuentas, capullo qué es exactamente lo que has visto?
Dışarıda olmanın neye benzediğini biliyorsun.
Sabes cómo es, has estado ahí.
Dışarısı neye benziyor hiç bilmiyorsun.
No sabes cómo es ahí fuera. No tienes ni idea.
Neye dayanamıyorsun?
¿ No puedes hacer qué?
Bak, önceden ne olursa olsun, neye dönüştüyse dönüşsün bana her zaman göz kulak oldu.
Mira, fuese lo que fuese, sea en lo que sea que se haya convertido, siempre me cuidó.
Onlar neye uğradıklarını anlamadan bizimkileri içeri sokarız.
Nuestra gente entrará antes de que se den cuenta de algo.
Neye?
¿ Antes de qué?
- Neye hazırsın?
¿ Casi listo para qué?
Neye karar vereceksiniz?
Entonces, ¿ cuál es?
Neye inanmamı bekliyorsun?
¿ Qué quieres que crea?
Bu çocuğa değer veriyorsan onun neye ihtiyacı olduğunu düşünmen lazım. Onun için en iyisinin ne olduğunu düşün.
Mira, si te importa este muchacho, tienes que considerar lo que necesita, lo que es verdaderamente mejor para él.
Neye göre seçiyorsun peki?
Como los eligen?
Neye kızdığını anlamadım.
No sé por qué estás enojado.
Senin gibi zayıf ve inançsız biri neye inanıyor söyle bakalım.
Tú que eres débil y no tienes fe, dime, ¿ qué crees?
- Neye ihtiyacı olabilir?
¿ Y qué creíste que necesitaba?
Benim için Victor izleyin. o neye ihtiyacı vardır emin olun.
Cuida a Victor por mí. Asegúrate que tenga lo que necesita.
Sen de sonunda şans eseri Elisabet'in neye benzediğini görmüş olursun.
Y casualmente podrías finalmente ver cómo es Elisabet en realidad.
- Neye gülümsüyor öyle?
¿ De qué se ríe?
Bu şerefi neye borçluyuz?
¿ A qué debemos el honor de su visita?
Neye bulaştığını bilmiyorsun.
Tom :. No tienes ni idea de quién eres jugar con
- Neye?
- ¿ El qué?
- Neye?
- ¿ Para qué?
A foldrol az eg a kovek. - Dışarıda neye ateş ediyordun?
¿ A quién le disparaste ahí afuera?
- Bu şerefi neye...
- ¿ A qué se debe...
Neye göre?
- ¿ Qué? ¿ Para una qué?
Neye?
¿ En qué?