English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ O ] / Olduğunuz

Olduğunuz Çeviri İspanyolca

7,006 parallel translation
İkisi de çok iyi ve siz kızlar orada çalışıyor olduğunuz için çok şanslısınız.
Las dos son muy buenas, y ustedes chicas... tienen suerte de estar trabajando allí.
İçindeki tek kayıt sizinkiydi ve özel dedektif olduğunuz yazıyordu.
Su nombre era el único, y decía que era detective privado.
Ben sizin olduğunuz şey... ve planlandığınız şey değilim.
No soy como vosotros y no soy lo que pretendíais.
Onlara hep söylediğim şeylerden biri şuydu, " Benim için neye sahip olduğunuz veya ne yapabildiğiniz önemli değil,
Una de las cosas que siempre les he dicho es que a mí no me importa lo que tenga le gente.
önemli olan bu hayatta bu şekilde ne olduğunuz, ne olduğumuz, benim için en önemli şey bu.
Pero que la vida de alguien, el modo de ser de alguien... Lo que eres tú, lo que somos todos. ... es lo más importante para mí.
Ne olduğunuz. "
Lo que es uno.
Evet, efendim ve bu kadar bağışlayıcı olduğunuz için çok sağ olun.
Sí, Señor, y gracias por ser tan misericordioso.
Bütün ulusun dua ettiği bir general olduğunuz söyleniyor.
Se dice que usted es el General por la que la nación ha estado orando.
Bu yüzden olduğunuz yerde kalın. Olabildiğince çabuk Baba'yla birlikte geri döneceğim.
Quédense aquí, y regresaré con papá en cuanto pueda.
Çalmaktan başka, hayatınızda iyi olduğunuz bir iş oldu mu?
¿ Fueron excelentes para algo en la vida además de robar?
İki yıldır arabanızı yıkıyorum ve her şeyin en iyisinden hoşlanan biri olduğunuz belli.
Hace dos años que le lavo el auto... y veo que es el tipo de hombre que le gusta lo mejor de todo.
Hasbro'da her çalışanın yeni fikirlerine her zaman açık olduğunuz bir şirket politikanız var sanıyordum.
Dicen que tienen una política de puertas abiertas para ideas nuevas de parte de los empleados.
Bu özel günde birlikte olduğunuz kişi için şükredin.
En esta ocasión especial, demos gracias por nuestra pareja.
Özel olduğunuz için değil.
No son especiales.
Dürüst olduğunuz için çok teşekkür ederim.
Realmente agradezco su honestidad.
Doğrucu olduğunuz için Dürüstler yargılamaya daha mı uygun sizce?
¿ Cree que Verdad debe juzgar porque son honestos?
Bay Boldwood gibi birine muziplik yapmaktan büyük ölçüde suçlu olduğunuz kanaatindeyim.
Que es su culpa por jugarle bromas a un hombre como él.
Bay Harvest, daha önceden işlemiş olduğunuz suçlar ahlâka ayırı davranış, uyuşturucu bulundurma, belgede sahtecilik,... kimlik hırsızlığı, devlet malına zarar. Tüm bunlara rağmen, juri annene daha fazla acı çektirmemek için seni herhangi bir hapis cezasına çarptırmadı.
Josh! este tribunal ha decidido no infligir más dolor de su madre con cualquier tipo de tiempo de prisión en su persona.
Vermiş olduğunuz o büyük partiden sonra... burada tek başınıza kalmanız konusunda içim rahat etmiyor. Anlaşıldı mı?
Después de esa enorme fiesta... no me siento tranquilo de que se queden sin supervisión, ¿ sí?
Bu konuda uzman olduğunuz görünüyor.
Es evidente que eres un entendido en el tema del castigo.
Ve sizin de kim olduğunuz hiç umurumda değil.
Y no me importa lo que eres.
Benim en sevdiğim yeni hastam olduğunuz için sizinle bir anlaşma yapacağım.
Dado que usted es mi nuevo paciente favorito, haré un trato con usted.
Herkes sakin olsun lütfen. Olduğunuz yerde kalın.
¡ Por favor, conserven la calma y quédense donde están!
Birkaç şey görmüşsünüzdür. Bir yerde bulunmuş olmanız, öyle olduğunuz anlamına gelmez.
Pues bien, habrás visto cosas, habrás estado... en lugares, que no se supone que estuvieras.
Olduğunuz yerde kalın, kurtulacağız.
No se muevan y estaremos bien.
" Evet, satın almış olduğunuz ürünün üretim koşulları hakkında sorumluluk alıyoruz.
" Sí, nos responsabilizamos de las condiciones bajo las cuales se hace nuestro producto, el producto que usted compra.
Gitmeye hevesli olduğunuz randevudan sizi alıkoymak.
Evitar que tuviera la cita que tantas ganas tiene de tener.
Başlarda biraz şüpheciydim ama sonra haklı olduğunuz anlamıştım.
Al principio, era escéptico, pero tenías razón.
En son muhattap olduğunuz İngiliz büyücüsü kimdi?
¿ Cuál fue el último mago inglés con el que ha tratado?
Hayatta olduğunuz sürece anı yaşamanın keyfini çıkarın.
Vivir un día a la vez. Disfrutar un momento a la vez.
Olduğunuz yerde kalın ve bize...
Quédese donde está, enviaremos...
Sizce insanların sizin parçası olduğunuz o şeyin bir parçası olmak isteme sebebi nedir?
- ¿ Qué tiene usted que hace que la gente quiera ser parte de lo que usted hace?
Başlamadan önce burada olduğunuz için hepinize teşekkür etmek istiyorum.
Antes de que empecemos quiero agradecerles por estar aquí.
Kim olduğunuz, ne kadar silahınızın olduğu önemli değildir.
No importa quién seas, ni cuántas armas tengas.
O zaman, en iyi nesilin bir parçası olduğunuz için teşekkür etmeme izin verin.
Entonces permíteme darle gracias por formar parte de esta gran generación.
Pekala, Annem ve ben bugün burada, babamın anısına, burada olduğunuz için gerçekten fazlasıyla memnunuz.
Bueno, mamá y yo estamos... ciertamente encantados... que hayan podido estar aquí esta noche para... recordar a papá.
Kendinizi o yanlışın tam ortasında buluncaya kadar çok fazla ilgilendiğiniz, umursadığınız veya tutkulu olduğunuz bir konu olmuyor.
No es necesariamente algo que te concierna o que te preocupe demasiado o te apasione demasiado hasta que... estés parado en el medio de esto.
Bayım, olduğunuz yerde kalın.
Señor, por favor, quédate ahí.
Olduğunuz yerde kalın!
¡ Quédate donde estás!
Direniş göstermeden teslim olduğunuz için minnettarım.
Me gustaría agradecerle la pacífica rendición de su barco.
Sahip olduğunuz tek bir hayatı bir başkası için feda ederken, o doğruluk anını nasıl tanımlayabiliriz?
Cómo se puede reconocer el momento de la verdad cuando puedes sacrificarte a tí mismo, sacrificar la única vida que tienes por la de otra persona?
Zaman geçtikçe görüyorsunuz ki birlikte çalıştığınız yada arkadaşı olduğunuz yada bir şekilde ilişkiniz olan insanlara annelik babalık yapıyorsunuz.
Mientras que el tiempo continúa, entonces reconoces que tu eres como un padre para otras personas Con los que trabajas O que son amigos
Savaş yakında bitecek ve siz Nazi partisine üye olduğunuz için sorumlu tutulacaksınız.
La guerra acabará pronto... y será responsable de su pertenencia al partido nazi.
O kişi de siz olduğunuz için...
Y visto que esa persona es,...
Tamam, olduğunuz yerde kalın.
Está bien. Sólo quédate donde estás.
Ve, Vinny'e söyle iş sıkıntılarımla bu kadar haşır neşir olduğunuz için ona da minnettarım.
Y dile a Vinny que agradezco que los involucrara en la desgracia de mi relación.
Bekle, ne düşünüyorum Şimdiye kadar sahip olduğunuz tek kişi buydu.
Espera, ¿ en qué estoy pensando? Yo fui el único que has tenido.
Olduğunuz yerde kalın yoksa kulaklarınızı keserim! Uzaklaş yoksa kafanı uçururum.
¡ Atrás, todos... o voy a rebanarles las orejas! Vete.
Nerede olduğunuz konusunda ne biliyorsunuz?
¿ Qué sabes sobre donde estás?
Sizin olduğunuz gibi.
Ignoren. Como si no vieron.
Hepiniz olduğunuz yerde kalın!
¡ Que todo el mundo se quede donde está!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]