Olmaz öyle şey Çeviri İspanyolca
492 parallel translation
Olmaz öyle şey.
" ¿ Qué quieres decir?
- Olmaz öyle şey.
- No lo harás.
- Hayır, hayır olmaz öyle şey.
.No, no, no podría.
Olmaz öyle şey.
No es verdad.
"Aa! Olmaz öyle şey!" dedim o zaman, ne yapmak istediğini anlamıştım.
Gritaba cosas que yo no entendía, que no eran de mi edad.
Olmaz öyle şey. Pierre öyle bir hikâye uyduracak adam değildir.
No, Pierre es incapaz de inventar una historia así.
- Olmaz öyle şey.
Pues algo tendrás que hacer.
- Olmaz öyle şey!
- A mí no me la quita.
Olmaz öyle şey!
De ningún modo.
- Olmaz öyle şey.
- No puede hacer eso.
- Bakın ne diyor. Kendi malıymış, olmaz öyle şey.
¿ Quién dice que es tuya?
- Olmaz öyle şey.
- ¡ Eso es ridículo!
Olmaz öyle şey.
No lo dices en serio.
- Olmaz öyle şey.
- Eso es imposible.
Olmaz öyle şey.
De ninguna manera.
- Olmaz öyle şey.
- ¡ No puede ser!
Olmaz öyle şey. Ben tamamını istiyorum.
Nada de modificado, yo quiero el auténtico.
Olmaz öyle şey!
En absoluto.
- Olmaz öyle şey.
- Esas cosas no existen.
"Hayır, olmaz öyle şey" dedim.
"No, no, no", digo yo. " Tiene que ser un error.
- Olmaz öyle şey...
- De eso nada.
Olmaz öyle şey.
¿ Bromea?
Babamı bekleriz. Olmaz öyle şey.
Te esperaremos.
Olmaz öyle şey.
Eso seria terrible.
- Olmaz öyle şey.
- No.
- Bana öyle bir şey olmaz.
- Conmigo no hay cuidado.
Bayan Davis ne istiyorsa öyle yaparsan bir şey olmaz.
Obedece a la Srta. Davis y estarás bien.
- Ev idaresinde öyle şey olmaz.
- No si es para la casa.
- Olmaz öyle şey.
- Ni hablar.
Öyle şey olmaz.
No puedo complacerles.
Şey, Ronald, olaylar pek öyle olmaz.
Las cosas no son así.
Öyle şey olmaz.
Eso es imposible.
İkisi evlenmeden öyle bir şey olmaz.
Eso no pasa una vez que dos personas están casadas.
Hayır, hayır, öyle bir şey yapma. Bu konuşmadan başka bir şeye neden olmaz.
No, no, no haga eso.Esto sera una causa justificada para hablar.
Öyle şey olmaz.
No puede ser.
- Öyle şey olmaz!
De eso nada.
Olmaz öyle şey.
Yo no soñaría tal cosa.
Bu gemide olmaz öyle bir şey.
En este buque, no.
Öyle bir şey olmaz, ama yine de...
Eso no ocurrirá, te lo prometo. Pero sólo por si acaso.
Eminim ki öyle bir şey olmaz.
Estoy seguro de que no lo hará.
Öyle bir şey olmaz.
Ningún daño.
Olmaz öyle şey.
No pueden.
Hayır... Öyle bir şey asla olmaz!
No... eso no pasa nunca.
Madem öyle, ters giden bir şey olmaz.
Entonces adelante, nada puede fallar.
- Öyle bir şey olmaz.
Eso no ocurrirá.
Benimkilere öyle bir şey olmaz.
ESTACIÓN DE FERROCARRIL Mis hijos no.
Bunca destekleme ve tekrar tekrar denetlemeden sonra öyle bir şey olmaz.
No fallarán. se han hecho muchas pruebas.
Ama gizli çeteye gelince, New York'ta öyle şey olmaz.
Pero, ¿ jefe de una tríada? En Nueva York no hay tríadas.
- Hayır, öyle bir şey olmaz.
- No. Eso no puede pasar.
Olmaz. Olmaz öyle şey.
De eso nada.
Olmaz öyle şey.
Vengan.