English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ S ] / Seçeneğimiz yok

Seçeneğimiz yok Çeviri İspanyolca

1,491 parallel translation
Başka seçeneğimiz yok.
No tenemos elección.
Evet, mümkün, ama başka seçeneğimiz yok. Zamanımız kalmadı.
Sí, es posible, pero no tenemos elección,... tenemos poco tiempo.
Ve yerine getirmekten başka seçeneğimiz yok.
Es correcto. Y no tenemos opción para no inculparnos.
Başka seçeneğimiz yok.
No tienes opción.
Evet, o halde pek fazla seçeneğimiz yok, öyle değil mi?
Sí, no teníamos muchas elecciones entonces para elegir.
Başka seçeneğimiz yok.
. No tenemos más opciones.
Yani gizli gitmekten başka seçeneğimiz yok. Üstelik gece de olmayacak.
Lo que significa que no tenemos más elección, que ir con sigilo sin el cobijo de la noche.
Başka seçeneğimiz yok.
No hay alternativas.
Seni yakında tutmak istesem de böyle bir seçeneğimiz yok.
Aunque preferiría que permanezcas aquí se que no es una opción.
Başka bir seçeneğimiz yok.
No tenemos otra opción.
Başka bir seçeneğimiz yok, değil mi?
Pues no hay otra elección, ¿ no crees?
Başka bir seçeneğimiz yok.
No hay otra elección.
Seçeneğimiz yok ama büyük incelik göstermişsin.
No tenemos opción, pero es un mitzvah.
Başka seçeneğimiz yok, Travis, 5,2.
Nos hemos quedado sin opciones, Travis. 5.2
Bu işi ona bırakmaktan başka seçeneğimiz yok.
No tenemos más opciones que dejar que él se encargue de la situación.
Başka seçeneğimiz yok, Travis.
Nos hemos quedado sin opciones, Travis.
Seçeneğimiz yok.
¿ A esta velocidad? Nos hemos quedado sin opciones.
Başka seçeneğimiz yok mu?
¿ No hay opciones de tratamiento?
Başka seçeneğimiz yok Ella.
No tenemos opción, Ella.
Başka seçeneğimiz yok Leon.
No tenemos alternativa, Leon.
Başka seçeneğimiz yok.
Creo que no tenemos opción.
Öyle bir seçeneğimiz yok. Tekrar söyleyin.
Bueno, esa no es una opción, así que intenta de nuevo.
- Parmak izi veri tabanı olmadan DNA'ya güvenmekten başka seçeneğimiz yok.
- Sin una base datos de huellas de los pies, temo que tendremos que confiar en una muestra de ADN.
Artık, önumüze ne çıkarsa onu yapmaktan başka seçeneğimiz yok.
A esta altura, no podemos rechazar nada que nos ofrezcan.
Başka seçeneğimiz yok.
No hay otra manera.
Tamam. Başka seçeneğimiz yok demek ki.
Está bien, entonces creo que no tenemos elección.
- Hiç bir seçeneğimiz yok.
Realmente, no tenemos otra opción.
Seçeneğimiz yok.
No tengo otra opción.
- Efendim, başka seçeneğimiz yok.
¿ Años? Señor, no tenemos elección
Durum buysa, onu dondurmak dışında bir seçeneğimiz yok.
Si ese es el caso, no tenemos más opción que congelarlo otra vez.
Gözden geçirmek gibi bir seçeneğimiz yok.
Reconsiderarla no es una opción.
Bak, beyhude çabaladığımızı ben de biliyorum, ama çok fazla seçeneğimiz yok gibi görünüyor, eğer sen bu teknolojiden anlayan birilerini tanıyor olmazsan!
¡ Sé que este es nuestro último recurso, pero no es que tengamos muchas opciones a menos que conozcas a alguien más que entienda esta tecnología!
Orada fazla seçeneğimiz yok.
Bueno, no tenemos muchas opciones aquí.
Bu durumda, başka seçeneğimiz yok.
En este punto, no creo que tengamos mucha elección.
Sanırım bunları basmaktan başka bir seçeneğimiz yok değil mi?
Supongo que no hay más opción que imprimirlo, ¿ no?
"Başka seçeneğimiz yok."
No tenemos otra opción.
Başka seçeneğimiz yok.
No tenemos otras opciones.
Kalıpları vermek istemiyorsan, sanırım seçeneğimiz yok.
supongo que no queda otra opción.
Başka seçeneğimiz yok.
No tenemos opción, ¿ Verdad?
Ama başka seçeneğimiz yok.
¿ Qué otra opción tenemos?
Başka seçeneğimiz yok.
No queda más remedio, hijos.
Pedro bak, başka seçeneğimiz yok.
No tenemos alternativa.
Artık seçeneğimiz yok dostum.
No tenemos elección, viejo.
Başka seçeneğimiz yok.
No tenemos otra opción.
Başka seçeneğimiz yok.
No tenemos alternativa.
Ancak ne yazık ki Şimdilik ona Çilekli lolipop d emekten başka bir seçeneğimiz de yok.
Desafortunadamente Chupete de Fresa es el único nombre que tenemos hasta ahora.
- Başka seçeneğimiz yok. Jon'la konuşabiliriz.
No tenemos elección.
Başka bir seçeneğimiz kalmayana kadar radarı yok etmeyeceğim.
No voy a destruir la matriz a menos que no tengamos otra opción.
Maalesef, güzelim. Öyle bir seçeneğimiz yok.
Desafortunadamente, bonito, esa no es una opción.
Salağın teki iskele çıkışını ateşe vermiş. Çatıya çıkmaktan başka seçeneğimiz yok.
Algún idiota le debe haber prendido fuego a la salida del embarcadero.
Başka seçeneğimiz yok çocuklar!
No tenemos opciones.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]