English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ T ] / Tecavüz var

Tecavüz var Çeviri İspanyolca

260 parallel translation
Anlaşılan haneye tecavüz var.
Parece un robo en casa.
- Evli bir kadınım. Tecavüz var!
- Estoy casada. ¡ Violación!
Sonra haneye tecavüz var.
Luego allanamiento de morada.
Bayan Tobias, tilt makinesinin üzerindeyken hiç "İmdat" ya da "Tecavüz var" diye bağırdınız mı?
Srta. Tobias, mientras estaba encima de Ia máquina, ¿ en algún momento gritó : "Ayuda" o "Violación"?
"Tecavüz var", "İmdat", "Polis" değil ama "Hayır" öyle mi?
¿ Ni "Violación" ni "Ayuda" ni "Policía", sino "No"?
Alo, memur bey, 346 Batı Louis Caddesinde haneye tecavüz var.
Hola, oficial. Quiero reportar un intruso en el 346 de West...
İte bu yüzden ekvatorda daha az tecavüz var bir sürü sikiş döndüğü için.
¡ Eso es exactamente por qué hay menos violaciones en el ecuador!
Cinayet var, tecavüz var, kardeşlerimizin başı dertte.
Tenemos asesinatos. Tenemos violaciones. Tenemos hermanos en problemas.
Ama meskene tecavüz var.
Tú has entrado sin permiso.
- Ayrıca bir de haneye tecavüz var.
Y luego estuvo el asunto del robo.
Bir hukuk davam var. Tecavüz var, gizli bir anlaşma var. Hiçbir şeyin yok.
- Tengo una violación y conspiración.
Yani bir tecavüz var ama henüz tecavüzcü yok.
Tenemos una violación, pero aún no tenemos al violador.
Yani birbirine çok yakın yerlerde hırsızlık ve tecavüz var.
Tenemos un robo y una violación en la misma área.
Saldırganın, kurbanın başına çöp torbası geçirdiği başka tecavüz var mı?
¿ Alguna otra violación en la que se usó una bolsa en la cabeza de la víctima?
Laura Manion'un tecavüz hikayesini destekleyecek güçlü kanıtlara ihtiyacım var.
Necesito una prueba sólida que respalde la historia de la violación de Laura Manion.
Quill'in karınıza tecavüz etmesiyle ilgili içinizde bir kuşku var mı?
¿ Tiene alguna duda de que Quill violó a la Sra. Manion?
Ancak, O'Brien, Thompson ve Kincaid avukatlık şirketi aleyhine açılan bir dava var. Müvekkilimin özel hayatına tecavüz ettikleri gerekçesiyle. Bunun anlamı, Anayasa'nın 4. maddesinin ve Federal Anti Dinleme Yasası'nın ihlali demektir.
Sin embargo, hay una acusación contra la firma O'Brien, Thompson y Kincaid, por invadir la intimidad de mi cliente, infringiendo la Cuarta Enmienda y la Ley Federal que la protege, de 1 934.
Bunu fiilen yaptığında, buna tecavüz etmek denir. Asırlar var ki bunu yapmak içimden geçmedi. Bu açıklama biraz soyut kaçmış olabilir.
Es como cuando ves a una chica guapa y bien proporcionada y quieres quieres abrazarla, así es como empiezan las violaciones.
Burada bir yargıç var, adaletin temsilcisi. Bu genç kızı hunharca dövmekle ve tecavüz etmekle suçlanıyor.
Tenemos aquí a un juez, símbolo de la justicia acusado de violar y golpear a esta joven mujer.
FBI'a göre geçen yıl rapor edilen 87.000 tecavüz vakası var.
Según el fbi, el año pasado se produjeron más de 87.000 violaciones.
- Deliller var. İkinci derecede tecavüz.
- Violación impremeditada.
Mahkemede, tecavüz edildiğine dair tanıklık etmen için bir yol var.
He encontrado Ia forma de que vayas a Ios tribunales y testifiques.
Azılı O'Flaherty savaşçıları karşımızdaki Knockmealdown Dağları'nda kadın ve çocukları yağmalayıp tecavüz etmişler. Burada çocuklar da var.
El feroz luchador O'Flahertys... descendía desde las montañas... para saquear pueblos y violar a niños y mujeres...
Haneye tecavüz durumu var.
Alguien entró por la fuerza.
Hergün böyle hikayeler var. 15 yaşındaki çeteler - şehirleri darmadağın edip insanlara tecavüz edip öldürüyorlar.
Todos los días hay reportes de pandilleros de 15 años... circulando por las calles de esta nación matando y violando.
Ama hala bu tecavüz olayından kaçma fırsatın hala var.
Pero te tomas el tiempo de solucionar esto de la violación.
Demek ki bunun da orada bana tecavüz ettiği günlerden 15 yıl sonra bile hala kendisini hatırlayan bir dostu var.
Así que éste tiene una colega en el hospital que, muy convenientemente, recuerda, quince años después, dónde estaba el mes que me estuvo violando.
Tam bir trajedi. Parlak meslektaşımın ölümü ve şimdi de işine tecavüz. Kaybolan şeyler var mı?
es una lamentable tragedia primero la muerte de mi brillante colega y ahora la destruccion de su trabajo existe algo faltante?
Erkeklerle tek karsïlasmanïn siddet dolu oldugunu var say. Tecavüz.
Imagina que tu única experiencia de los hombres fuera la violación.
Düşünüyorum da tecavüz olayına ilişkinin kişisel bir ön yargınız var.
Creo que tiene ciertas reservas personales con respecto a la violación.
Tanıklık etmek istemeyen bir tecavüz kurbanım var.
Mi violada no quiere testificar.
Ya da dışarıda bir şey var, bir güç ya da bir varlık, bekliyor... başka bir cinayet yaratabilene kadar... başka bir tecavüz, başka bir büyük tahribat.
¿ O existe algo, una fuerza o una presencia, que espera... hasta poder cometer otro asesinato... otra violación u otro holocausto?
Başka bir tecavüz hakkında bildiklerim var.
Tengo información acerca de otra violación.
Burada haneye tecavüz ve el feneri var. - Tek eksik bir kar maskesi.
Hubo allanamiento, una luz y sólo falta un pasamontañas.
İşçi Bayramı Tecavüzcüsü'nü hatırlayan var mı? İşçi Bayramı'nda birine tecavüz mü etmişti?
¿ Recuerdan al violador del Día del Trabajo?
- Yok. Sadece buzdolabının üstünde Louise Billings'in resmi var. Çıkarken tecavüz ettiği kadın.
He encontrado una foto de Louise Billings, su primera víctima en el congelador.
Trop'ta bir arkadaşım var. Zengin bir herife tecavüz suçlamasında bulunmuş.
Tengo una amiga que denunció por violación a un ricachón.
Yani şimdiye kadar elimizde sadece tecavüz iddiasında bulunan ve fiziksel tacizde bulunan kadın var.
Hasta ahora sólo tenemos a una mujer violenta que dice que fue violada. ¿ Es así?
Ama kesin olan bir şey var. İlk tecavüz kurbanı saldırganı teşhis etti. Yani Sal Avelino.
Pero la absoluta certeza con que las dos primeras víctimas identificaron al agresor, es decir, Sal Avelino La falta de veracidad cae sobre todos los testigos.
Nedenini anlamıyorum ama tecavüz davalarının beş yıl zaman sınırı var.
No sé muy bien por qué. Pero el delito de violación prescribe a los 5 años.
Daha önce birbiriyle bağlantısı olmayan üç tane açık tecavüz davası var.
Tenemos 3 violaciones que no se relacionaron entre sí...
Tecavüz edilip, öldürülmüş bir kadın var ve sen şüphelisin..
- Porque asesinaron a una mujer. - Eres sospechoso.
Bir tecavüz savunması hazırlamamız yetmezmiş gibi,..... şimdi de bombalama için suçlanma ihtimalimiz var
Nos carga usted con doble trabajo, con la defensa del caso y demostrar que el acusado no puso la bomba.
Formunuzda bu soru vardı. "Ailenizde tecavüz kurbanı olan biri var mı?" "Evet" i işaretledim.
En el cuestionario, en la pregunta de si alguien de mi familia ha sido víctima de violación, yo contesté "sí".
Baştan sona tecavüz. Başka bir şey var mı?
Una violación, sin duda. ¿ Tienes algo más?
Kızına tecavüz edip balkondan atlayan çocuk var ya
El chico que violó a su hija y luego se tiró por el balcón.
Öncelikle... hiç tecavüz yok, çok az aşırma var... ve... tüm göz yuvarlarını da Frau Bleucher çıkarttı.
En primer lugar... no hubo violaciones, muy poco pillaje, y... Frau Bleucher reventó todos los ojos
Bu kapıdan girdi. Komiser Karen Smythe'a tecavüz etti ve onu soydu. Saldırganda bir polisin silahı var.
Entró por esta puerta violó y robó a la sargento Karen Smythe y ahora el perpetrador tiene el arma de una policía como trofeo.
Öncesinde 14 açık tecavüz davası var.
Ya hay 14 casos abiertos de violación.
Büyükbaba, torununa tecavüz etti. Ne önemi var ki? Evde belsoğukluğu olan tek kişi o.
Que el abuelo viole a la nieta no es gran cosa aunque haya sido el único en la casa que tenía gonorrea.
Hâlâ açık bir tecavüz davamız var.
No.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]