Umar Çeviri İspanyolca
59,026 parallel translation
Ve umarım seni de 1983 sınıfımıza kabul ederiz delikanlı.
Y con suerte, joven, te recibiremos en la clase de 1983.
Umarım haklısınızdır.
Espero que tenga razón.
Umarım ona zarar vermem.
Espero no lastimarlo.
Yani, umarım buna değimiştir.
Espero que valiera la pena.
Umarım aramamın bir sakıncası yoktur.
Espero que está bien que se llama.
Evet, umarım arada çektiği elini değiştiriyordur.
Sí, espero que ande cambiando de manos de vez en cuando.
Sizinle görüşecekmiş ama umarım ne yaptığınızı biliyorsunuzdur.
Dijo que los vería, pero espera que sepan lo que están haciendo.
Bay Pettifer umarım ki, Afrika şubesinin raporu da kayıt ofisinden Bay Wilton'ın raporu kadar kapsamlıdır.
Señor Pettifer, espero que el informe de la delegación africana sea tan minucioso como el de la oficina de registros del Sr. Wilton.
Bu miras işinde ne olursa olsun anlaşmazlıktan ne sonuç çıkarsa çıksın umarım geçmişte gömülü hem de derin bir mezara gömülü sırların saklı kalmasında sana güvenebilirim.
Suceda lo que suceda con esta cuestión de la herencia, y sin importar que desemboque en una desavenencia, espero que pueda confiar en que mantengas enterrados los secretos del pasado, enterrados en una tumba muy profunda.
Umarım geçmişte gömülü sırların saklı kalmasında sana güvenebilirim.
Espero poder confiar en ti para mantener los secretos del pasado enterrados.
Kimya ile ilgili bir sorum var da umarım şu an uygunsuz değildir.
Tengo una pregunta. Sobre química. Espero que no sea ningún inconveniente.
Umarım Clark sıçıp batırmaz.
Espero que Clark no joda las cosas.
Umarım bu hafta sonu cinayet olmaz.
Espera que no haya homicidios este fin de semana.
- Umarım mühim bir sorudur.
- Mejor que sea importante. - Lo es.
Umarım biraz etrafı gezeriz.
Espero que podamos ver algunas atracciones turísticas.
Umarım katılmamın sakıncası yoktur.
Espero que no te moleste que vaya.
Umarım yazdıkların hoşuma gider.
Más vale que me guste lo que escribes.
Ama umarız ki hayatınızı yeniden kurmanıza yardımcı olur, ki amacımız bu.
Pero esperamos que los ayude a reconstruir, porque eso hacemos.
Umarım arama zamanını boşa harcamıyorsundur. Bay Hinds.
Realmente espero que no esté... desperdiciando su tiempo para llamadas, señor Hinds.
Umarım yakında seni bulucağız.
Con suerte te sacaremos de allí pronto hombre.
Umarım- -
Espero que no. Ese...
Misafir odamız yok ama umarım kanepe uygundur.
Sí... no tenemos una habitación de invitados, pero espero que no te importe quedarte en el sofá.
Tanrım, umarım seni uyandırmadım.
Dios, espero no haberte despertado.
Umarım kedilerin ne kadar güzel bir tırmalama tahtasına sahip olduklarının farkına varırlar. - Güle güle.
Ojalá tus gatos sepan valorar el hermoso afilauñas que tienen.
Umarım gerçekten istediğin ya da ihtiyacın olan bir şey almışsındır.
¡ Espero que lo hayas gastado en algo que querías mucho o deseabas mucho!
Umarım günün son derece mükemmel geçer.
Que tengas un buen día...
Umarım daha iyi bir hayat olur.
Espero que una mejor.
Umarım bu hanım tarih dersinize girmiyordur çünkü belli ki o dersten çakmış.
Espero que no les enseñe historia, porque parece que reprobó esa materia.
Prenses, bir yeriniz yaralanmadı umarım.
Princesa, no estás herida, espero.
Beyin epifizimizi değil, umarım.
Espero que nuestra glándula pineal no.
Umarım orada değildir.
Realmente espero que no esté ahí arriba.
Umarım bir gün, birileri bana tüm bunların ne anlamı olduğunu söyler.
Espero que en algún momento alguien me explique qué sentido tiene todo eso.
Umarım anlamışsındır.
Espero que así sea.
Umarım takipçi bir sapık falan değildir.
Espero que no sea un acosador desquiciado o algo así.
- Umarım duygudaşlık kurabilmişsindir.
- Espero que hayas podido darle un cierre.
Umarım bağımlılığını tatmin etmek için öz güveni düşük kızları arayıp bulmuyorsundur.
Espero que no busques chicas... con baja autoestima para calmar tu adicción.
Umarım haklısındır.
Espero que tengas razón.
Umarım bir gün yine görüşürüz.
Espero que volvamos a vernos un día.
Umarım.
Yo también.
Umarım ülkeme olan ziyaretiniz güzel geçer, bayan Rowe.
Espero que su visita a mi país sea agradable, Srta. Rowe.
Umarım, biraz uyuyabilirsin.
Espero que pueda dormir un poco.
Umarım, birbirimizi tekrar görebiliriz...
Espero que podamos volver a...
Umarım bu bir istifa mektubu değildir.
Espero que esa no sea una carta de renuncia.
Umarım ihtiyaç duymazsın.
Espero que no la necesites.
Tabii, umarım bulursunuz.
Entonces, por supuesto, espero que lo encuentren.
Umarım Direniş'in kulağına gitmez.
Bueno, espero que la Resistencia no haya oído eso.
Umarım artık Önder Himmler sonunda durumun ciddiyetinin farkına varır.
Ojalá el Reichsführer-SS Himmler por fin reconozca la seriedad de la situación.
- Umarım eğlenmişsindir!
- Espero que lo hayáis pasado bien.
Başka özelliklerimiz var ancak şunu söylemeliyim ki umarım açık görüşlüyüzdür.
Y, yo diría que, entre otras cosas, espero que seamos abiertos de mente.
Umarım aldığın eğitimden bir şey öğrenmişsen o da bir teoriden... fazlasının da doğru olabileceğidir.
Ojalá hayan aprendido que puede haber más de una teoría válida. Yo no maté a Skye.
Umarım, şu an seni ortadan ikiye ölebilecek güçte olduğumun farkındasındır.
Espero que te des cuenta que me está tomando todas mis fuerzas para no despedazarte ahora mismo.