V Çeviri İspanyolca
22,638 parallel translation
Ayrıca bu ıvır zıvırı bırakanların da kalbi falan kırılmamıştı.
Y los que dejaron estas porquerías no tenían el corazón roto.
Kahretsin. Bulutta çok fazla ıvır zıvır var.
Carajo, tienes mucha mierda en tu Nube.
Prostatik sıvısı ve yüksek sıcaklığı muhafaza etme kabiliyetleri nedeniyle yıkanmak hamile olanlarda kendiliğinden oluşan bir risk. "
Debido a altas temperaturas y su habilidad para preservar el fluido prostático, al bañarse, deberá asumir el riesgo de embarazo espontáneo ".
Sırada ne var bilgisayardan insanların S.E.V.İ.Ş.M.E.S.İ.N.İ izlemek mi?
¿ Qué sigue? ¿ Ver gente follando en tu computadora?
V.
V.
Ivır zıvır, önemsiz şeyler işte.
Frivolidades, que no le importan a nadie.
Vücut sıvılarıyla geçiyor.
Se transmite en los fluidos corporales.
Amniyotik sıvılardan örnekler de dahil her tür pluripotent kök hücreyi denedik.
Hemos probado cada fuente nueva de las células madre pluripotentes incluyendo muestras de líquido amniótico.
Dev bir fırından çıkan kıvılcımlar gibi.
Como chispas que caen de un horno gigante.
Dört ay oldu hala ıvır zvır işlerle uğraşıyorum. Haraç kesmek ve donut çalmak, tek yaptığım bu.
Llevo cuatro meses, y todo son cosas de poca monta, joder a cuatro camellos y robar unos putos donuts.
V. Allen'a teslimat var.
Entrega de V. Allen.
İnsanların tatil yaparken etrafa ne kadar çok vücut sıvısı bıraktığının farkında mısın?
¿ Tienes la idea de la cantidad de líquidos corporales que la gente deja?
Sıvı ve denge olayları. Çok özür dilerim.
El líquido y el equilibrio...
Bir ara otomatları vardı, kutuların içinde bir sürü ıvır zıvır saklardı.
Llegó a tener máquinas expendedoras, por lo que guardaba toda clase de baratijas.
"... bir zamanlar kralın şilinlerini çalma suçundan sıvışan... "
" Una vez escapado de la justicia mediante la adopción de chelín del rey,
Daze, sen de yıldızlar, öykü anlatan kıvılcım kırıntıları.
Daze, tú pintas constelaciones caminos de chispas que cuentan una historia.
Arkadan sıvışacağız.
Escaparemos por detrás.
Bum, bum, vıjı vıjı.
Es pum, pum, rayones.
Bum, bum, vıjı vıjı, vıjı vıjı.
Pum, pum, rayones, rayones.
Sıvışalım.
Vamos a divertirnos.
Direksiyonu kıvır
Pisen el acelerador
Tırnaklarını araba dışında kıvır gibi mi?
¿ Cómo que crispa tus dedos de los pies y te deja totalmente alucinada?
- Vınlama sesi duyardık.
- Oiríamos un silbido.
Gururunu bir yana bırak, yoksa sıçtığın bok bile vız gelir.
Trágate tu orgullo. Si no, pronto, harán algo más que maltratarte.
Sadece... ısıyı biraz düşürdüm, böylece sıvışabilirsin.
Es que... tengo que soltar algo de calor, por lo que tengo claro a cabo.
İşte bütün ıvır zıvırın orada Gus.
Sí, allí está toda tu mierda, Gus.
Derin beyazlamaya, ya da organların sıvılaşmaya başladı mı?
¿ Se te ha caído la piel, se te han deshecho los órganos o...?
- Ivır zıvır alıyorum.
- Compro cosas.
Ayrıca A'ma S. istediğimde arayabileceğim sabit, seksi birileri var.
Además, tengo un establo de hombres sexy's a quienes llamo cuando quiero su "P" en mi "V".
Gazı sonuna kadar kökledim ve bir baktım ben gider gitmez Cliff camdan sıvışıyor. - Fren yerine tekrar gaz pedalına yüklendim... - Oh.
Salgo quemando rueda y echo un vistazo, y Cliff está con medio cuerpo asomando por la ventanilla, y piso el acelerador en vez del freno... y sale volando por la ventanilla...
Bu cıvık cıvık bir aşk saçmalığı.
Esto son tonterías de un cuelgue.
Kliniğe ilk girdiğinde, o an bir kıvılcım hissettim.
Cuando entraste a la veterinaria, sentí una chispa de inmediato.
Aşkın ıvır zıvırları hiç bitmez
Los avatares del amor no acaban nunca.
Sakın çocuklarımla tanışmadan önce sıvışayım deme.
No se vaya antes de que conozca a mis hijos.
Bu hareketler gibi o kitapları da kıvır bakalım.
Lee tus libros como ensayas tus pasos.
Küçük bir sıvı cesaret bunu çözer.
Una copita te lo curará.
Hani telefon çalınca hoparlörler vızıldar ya.
Como cuando suena el móvil y tus altavoces emiten un zumbido.
Elektromanyetik sinyaller radyo sinyallerinde vızıltı etkisi yaratıyor.
Que hay pulsaciones electromagnéticas que causan zumbidos en la señal de radio AM.
Televizyonu mu diyorsun?
¿ Qué, la T.V.?
A-S-H-E-V.
A-S-H-E-V.
Burnunu kıvırma!
¡ No arrugues la nariz!
Hayır, ben vın diye bir ses duymuştum bedeni terk eden bir şeyin sesini ve geri gelirken vınlayışını.
No, yo oí como un suspiro... de algo que abandonaba el cuerpo, y que volvía.
Dediğim gibi, asıl konu o vın sesini duymak, tamam mı?
Como dije, mucho de esto es sobre tratar de oír un susurro.
E-V-E-L-Y-N.
E-V-E-L-Y-N.
Bunun haricindeki herhangi bir şey benim için sadece vızıltı gibi gelir.
Y todo lo que puedas decir es sólo ruido.
Sizin hâlâ sıvışmak için bir şansınız var.
- Aún tienen la oportunidad de huir.
Kıvırcık olduğunu bilmiyordum.
No sabía que llevabas un moldeado.
Kusursuz sıvının ne olduğunu biliyor musun?
¿ Sabe lo que es un fluido perfecto?
Rocky V mi?
¿ Rocky V?
En cıvık çamurla uğraşacak olan benim.
Estoy en el punto de mira.
Duyduğum tek vızıltı sensin.
El único viento que oigo eres tu hablando.