Vaktimiz var Çeviri İspanyolca
1,461 parallel translation
Ve sadece 3 saat kadar bir vaktimiz var.
Sólo nos quedan 3 horas aproximadamente.
Vaktimiz var, tamam mı?
Tenemos tiempo ¿ No?
Öyle, biraz vaktimiz var.
Sí... tenemos algo de tiempo tenemos algo de tiempo
Bir haftadan az vaktimiz var.
Nos vamos en menos de una semana
Yemekten önce vaktimiz var, değil mi?
Hay tiempo antes de la cena, ¿ verdad?
Ben oradayken sürekli Summerland'i izledi durdu. - Yarın gelecek vaktimiz var mı?
Mientras estuve allí, estuvo mirando un nuevo capítulo de Summerland.
Zack, Grandy's bu akşam sekizde kapanıyor. Çocuklarından birinin doğum günü olduğu için biraz erken. Ama Luke'a sordum, yedide çıkmama izin veriyor yani bol vaktimiz var.
Oye, Zach, Grande's cierra a las 8 : 00 esta noche... un poco temprano porque un hijo suyo cumple años... pero confirmé con Luke que me dejará salir a las 7 : 00...
- Ne kadar vaktimiz var?
- ¿ Cuánto puede esperar?
Karar vermek için bir saatten az vaktimiz var.
- No hay tiempo. Debemos decidir antes de una hora.
Natalya için, bir insan için geri dönemedik ama sosisli yiyecek vaktimiz var mı?
No podíamos volver a por Natalya, un ser humano, ¿ pero tenemos tiempo para perritos calientes?
Mr. Murphy, ben... çok özür dilerim, geciktim... fakat yarınki ifadenize hazırlanmamız için baya vaktimiz var.
Sr. Murphy, siento haber llegado tan tarde pero aún tenemos mucho tiempo para prepararlo para su declaración mañana.
Peki, bir soru için daha vaktimiz var.
Una pregunta más
O yüzden 3 saat boş vaktimiz var.
Aún faltan tres horas.
Hâlâ vaktimiz var.
- Oye. - Aún tenemos tiempo.
Hâlâ vaktimiz var.
Todavía tenemos tiempo.
Baal'ın filosu Dakara'ya varmadan önce ne kadar vaktimiz var?
¿ Cuánto tiempo tenemos antes de que la flota de Baal alcance Dakara?
Hayır, bir şey yok. Ne kadar vaktimiz var?
No, nada. ¿ Cuánto tiempo tenemos?
Hala biraz vaktimiz var.
Todavía nos queda algún tiempo.
Hala vaktimiz var.
Todavía hay tiempo.
Sadece bol bol vaktimiz var.
Tenemos poco tiempo.
Var, ama 9'da. Vaktimiz var.
Sí, pero recién a las 9 : 00.
- Biraz vaktimiz var.
- Tenemos un poco de tiempo.
Bir oyun için hala vaktimiz var.
Estб bien. Tenemos tiempo para una jugada.
Onur konuğumuz geri dönmeden önce yaklaşık bir saat vaktimiz var.
Tienes una hora antes de que regrese el huésped de honor.
Yarın sabaha kadar vaktimiz var.
Solo tenemos hasta mañana.
Sadece şafağa kadar vaktimiz var
Sólo tenemos hasta el amanecer.
21'e kadar vaktimiz var. Sonra saat başı bir rehine öldürecekler.
Tenemos de plazo hasta las 9 : 00 pm... o cada hora matarán a un rehén delante de las cámaras.
Üç yıldan beş yıla kadar vaktimiz var.
Tenemos de tres a cinco.
- Bir kart numarası için vaktimiz var mı? - Evet.
- ¿ Hay tiempo para un truco?
sence ne kadar vaktimiz var?
- ¿ Cuánto tiempo te parece que tenemos?
- Lance, 5'ine kadar vaktimiz var sanıyordum.
- Lance, pensé que teníamos hasta el 4.
Daha vaktimiz var.
¿ Qué? Bueno, hay tiempo de sobra.
Vaktimiz var, yiyecek bişey var mı?
- estaremos en una posición de poder. - Esperamos noticias suyas. Tenemos tiempo. ¿ Comemos?
İki sayım arasında üç saat vaktimiz var.
Eso nos da como tres horas más o menos entre recuento y recuento.
Merhumu beklemek için vaktimiz var.
Podemos esperar todavía al que se fue...
Formları çalışmaya vaktimiz var.
Hora de practicar formas.
Ne kadar vaktimiz var?
Cuánto tiempo tenemos?
- Ne kadar vaktimiz var...
- ¿ Y cuánto tiempo tenemos después...?
Gidelim buradan, çünkü ancak bir yere uğrayacak vaktimiz var.
Tenemos que irnos. Hay tiempo para parar y...
Bu da demektir ki onu bulmak için 4 saatten az vaktimiz var.
Hay que encontrarla en menos de 4 horas.
Bu demektir ki, hala vaktimiz var.
Eso significa que hay tiempo.
- Tamam. Cuma akşamı 18.45'e kadar vaktimiz var. Sonra onlarla yemek yiyeceğiz.
Tienes hasta las 6 : 45 del viernes, luego cenaremos con ellos.
Benim tek dediğim daha verimli bir tartışma yapmaya vaktimiz var.
Todo lo que digo es que creo que todavía hay más tiempo para un saludable debate.
Hikayeler için bir ömür vaktimiz var.
Oh, tenemos una vida entera para las historias.
Bunun için bolca vaktimiz var.
Nos queda suficiente tiempo para eso.
Konuşacak çok şey var ama vaktimiz çok az.
Tenemos mucho de qué hablar y no mucho tiempo para hacerlo.
- Bir kişilik vaktimiz daha var.
- Tenemos tiempo para uno más.
Ne kadar vaktimiz var?
¿ Cuánto tiempo tenemos?
Filmi görmemeye karar verdiğimize göre artık buna vaktimiz de var.
Tenemos tiempo, ya que hemos decidido no ver la película.
Vaktimiz var.
Tenemos tiempo.
- Vaktimiz yok, burda ölü biri var
No hay tiempo. Tenemos un puto cadáver.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19