Yararı yok Çeviri İspanyolca
1,064 parallel translation
Kendimi kandırmanın yararı yok.
No quiero engañarme a mí misma.
Saklamanın yararı yok.
¿ De qué sirve ocultarlo?
Ama dönüp "İyi manzara, ha?" diyebileceğin biri yoksa bunun bir yararı yok.
No tengo a nadie a quien comentarle del paisaje.
Bunun hiçbir yararı yok, evlat.
Es inútil, Kid.
- Hayır, yararı yok.
- Es inútil.
Yararı yok, çocuklar.
Lo lleváis crudo, amigos.
Doktor, yalan söylemenin yararı yok.
Será mejor que seamos sinceros, Doc.
Yararı yok.
No es bueno.
Yararı yok.
Es inútil.
O kamyonu alıp San Francisco'ya gideceğim ve paranı Mike Figlia'dan... - söke söke alacağım. - Bir yararı yok Nico.
Cogeré el camión, me iré a Frisco y le sacaré el dinero a Mike Figlia de donde lo tenga.
Yararı yok.
Nada, señor.
Artık yararı yok ben, ben yapamam.
Es inútil, no puedo.
Daha önce denedim. Ama Sam yararı yok dedi.
Lo intenté por Sam, pero es inútil.
Scotty bana harika bir şekilde cesaret veriyordu... Çiftliği işletmek adına, gel gör ki bir yararı yok.
Scotty ha hecho un intento maravillosamente valiente de enseñarme cómo se administra una granja, pero en vano.
Bunun yararı yok, Albay.
No, Coronel.
Buraya gelmenin yararı yok.
Venir a mí no vale para nada.
Bağırmanın bir yararı yok.
Gritar no ayuda nada.
Yararı yok.
No servirá de nada.
Kendimizi kandırmanın yararı yok, Rick gelmeyecek.
No vale la pena engañarnos. Rick no vendrá.
Bir yararı yok.
No tiene sentido.
Çevremdeki herkese karşı daha kibar olmak için kendime söz verdim. "Yararı yok," diye düşündüm.
"si soy perdonado... y no tengo que morir... me prometo que seré más amable... y mejor con todos a mi alrededor".
Yararı yok.
No hay manera.
Kendimi kandırmanın bir yararı yok.
No nos engañemos.
Yararı yok tatlım.
Hágase cargo.
- Yağmurun da pek yararı yok.
- La lluvia no ayuda mucho.
- Hakaretlerin yararı yok.
- Insultar no ayudara.
- Sinirlenmenin yararı yok.
- Es inútil que te sulfures.
Ona gitmenin de yararı yok.
Es inútil ir donde él.
Yararı yok.
- Es inútil.
Olan olmuş. Ardından ağlamanın yararı yok.
Un pequeño fallo, no hay que lamentarse por eso.
Harry'i korumaya çalışmamın bir yararı yok artık Billy.
Bueno... Es inútil, Billy. No puedo seguir protegiendo a Harry.
Fakat kahretsin, yararı yok.
Pero no me sirve de nada.
Çok fazla konuşuyorsun, Johnny. Bu işi başka kimse yapamaz, çünkü onlarda çok fazla duygu var, duygunun ise hiç yararı yok.
Hoy mato al presidente a las 17.00,... y un segundo después hay un presidente nuevo.
- Bunun bana yararı yok.
- Eso no me ayuda.
Ama yararı yok, hiçbir şeyin yararı olamaz.
Pero es inútil. De nada sirve.
Yararı yok.
No sirve de nada.
Yararı yok. Rüzgar izleri yok edecek.
Es inútil Matt no quedará ninguna huella.
- Senin dostlarının bana yararı yok.
- ¡ Fríos amigos para mí!
Bu işin yararı yok.
No te ayudará en nada.
Yararı yok. Fedakarlığına layık değilim.
Todos tus sacrificios, todo tu trabajo es inútil.
Beni kandırmaya çalışmanın yararı yok.
Es inútil que intentes engañarme
Şimdiden bu konuda endişelenmenin yararı yok.
Cuando el niño crezca Estarás orgulloso y feliz
Böyle konuşmanın size hiçbir yararı yok.
No le conviene sugerir que nosotros hacemos esos trucos.
Umursamanın hiç yararı yok.
Preocuparse no sirve de nada.
Bir kabus içinde olduğunu biliyor ama bilmenin ona yararı yok.
Ella sabe que está atrapada en una pesadilla, pero eso no la ayuda.
Blöfün yararı yok. Altın kaplı kutudaki mercan saç iğnesi. kaplumbağa kabuğundan tarak ve iğneler.
De la horquilla de coral y las otras cosas que te llevé.
Kafası çalışan iyi birisin... ama kendini kontrol etmeyi öğrenmediğin sürece bu mesleğe bir yararın yok.
Es un buen hombre, con buena cabeza, pero no es útil al departamento si no sabe controlarse.
Ölmesi gerekiyor, başka yolu yok. Benim hiçbir çıkarım yok ona saldırmakta halkın yararından başka.
Debe morir... y, por mi parte, no tengo más motivo para odiarlo que por el pueblo.
Ama Oksijen Yok Edicisi'ni toplumun yararına kullanmanın bir yolunu bulabileceğime inanıyorum.
Pero creo que puedo encontrar una aplicación para el Destructor de Oxígeno que podrá beneficiar a la sociedad.
Bay Spann, karınız bize işe yarar bir şeyler söyleyene kadar gerçekten yapabileceğimiz bir şey yok.
Sin unos datos más precisos no hay nada que hacer.
Yararı yok.
No.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65