Yerinde olsaydım Çeviri İspanyolca
1,192 parallel translation
Ben onların yerinde olsaydım, intihar ederdim.
Si estuviera en su sitio, me hubiera suicidado.
Yerinde olsaydım geçmişinden daha fazla şey öğrenmiş olacağını düşünmüş olurdum.
Pensé que aprenderías más de tu pasado.
Eğer senin yerinde olsaydım, bunun hakkında düşünürdüm.
Si yo fuera tú, lo pensaría.
Senin yerinde olsaydım, Dax'i senin kadar yakından tanısaydım, onu karşı koyması güç biri olarak bulurdum.
Si estuviera en su lugar conociendo a Dax tan a fondo como usted la encontraría difícil de resistir.
Aslında, senin yerinde olsaydım Bay Mot, Gemiden çıkmanın başka bir yolunu bulmaya çalışıyor olurdum.
De hecho, yo que usted, Sr. Mot, intentaría buscar otra salida.
Yerinde olsaydım kıskanma gereği duymazdım.
Yo no me molestaría en pasar envidia si fuera tú
Yerinde olsaydım elime bakardım.
Si yo fuera tú, lo haría.
Yerinde olsaydım, buraya da bir manken koyardım.
No, iba a por ella ahora, al garaje.
Yerinde olsaydım, kafamın arkasına göz koyardım.
En tu lugar, yo andaría con cuatro ojos.
Onun yerinde olsaydım, seni bekletmezdim.
Si yo fuera él, no la haría esperar.
Yerinde olsaydım, o çeki bozdurmazdım.
Si fuera tú, no lo aceptaría.
Ben onun yerinde olsaydım ateş ederdim, hem beyaz olsaydım bana nişan alırdım.
¡ Porque si yo fuera el, nos dispararía y si yo fuese blanco, posiblemente me apuntara!
Yerinde olsaydım konuşmaya başlardım çünkü şu an gırtlağına kadar belanın içindesin.
Si fuera tú, hablaría claro porque justo ahora, estás en un mundo de problemas.
Boş zamanlarında nerede olduğunu bilmiyorum ama eğer senin yerinde olsaydım, 3 dakika içinde botanik bahçede olurum.
No sé dónde estarás, pero yo que tú iría volando al Jardín Botánico.
Eğer senin yerinde olsaydım, pencerenin dışında ne yaptığımı bilmek isterdim.
De ser tú, me gustaría saber qué estaba haciendo en tu ventana.
Hepsi aynı, eğer onun yerinde olsaydım, oranın dışına çıkardım, çok çabuk.
Sin embargo, si yo hubiese sido él, hubiera salido de allí como un rayo.
Yerinde olsaydım, daha çok Bajoran sınırındaki güvenlik için endişelenirdim.
En tu lugar, yo me preocuparia mucho más por la seguridad a lo largo de la frontera bajorana.
Yerinde olsaydım dokuzda dışarı çıkar ve onbire kadar biraz Moos'lu süt içerdim.
En tu lugar, yo me llevaría a mis colegas a las 9pm, a beber chocolate hasta las 11.
Yerinde olsaydım onları arardım.
En tu lugar, creo que yo llamaría a ese tipo.
Ben onun yerinde olsaydım kesinlikle seni boğardım. Sokak köpeği gibi seni öldürürdüm.
Yo te habría estrangulado, te habría matado como a un perro rabioso.
Senin yerinde olsaydım bunu yapmazdım.
Si fuera tú, no haría eso.
- Senin yerinde olsaydım...
- Y si yo fuera tú...
Ve bir şeyler söyleyecektim ; fakat düşündüm de " Onun yerinde olsaydım.
Iba a contestarle una cosa pero pensé :
Eğer senin yerinde olsaydım, ibnecik, donumun içine sıçıyor olurdum.
Si estuviera en tu lugar, maricón, me estaría cagando encima.
Ve eğer yerinde olsaydım ilerde benimle nasıl konuşacağını düşünürdüm.
Y en tu lugar, cuidaría la manera en que me hablas de ahora en adelante.
Senin yerinde olsaydım, aşk hakkında daha olumlu düşünürdüm.
Si yo fuera tú, sería más positivo con el amor.
Yerinde olsaydım, aynı şeyi sen de benim için yapardın.
Si yo estuviese ahí, estoy seguro que usted haría lo mismo por mí.
Yerinde olsaydım korkudan ölürdüm.
- Si yo fuera tú, estaría muerto de miedo.
Belki de bir gün tüm burası benim olacak. Bu yüzden eğer yerinde olsaydım benle iyi geçinirdim.
Me haré cargo de todo este lugar algún día así que si fuera tú, me portaría bien.
Ben onun yerinde olsaydım o kadar bağışlayıcı olabilir miydim bilmiyorum.
No creo que yo en su lugar hubiera sido tan indulgente.
Senin yerinde olsaydım, bu kadar emin olmazdım.
No estaría tan segura de eso si fuera usted
Senin yerinde olsaydım, Brett'in o civarda oyun oynamasına izin vermezdim taa ki...
si fuera tú no dejaría que brett jugara afuera hasta...
Sammy, yerinde olsaydım temizlikçimi kovardım.
Yo que tú despediría a la asistenta. Es que no puedo mantener al servicio.
Yerinde olsaydım, öndeyken bırakırdım.
Si yo fuera tú, me iba ahora mismo.
Senin yerinde olsaydım gümüşlerimi saklardım.
Yo que tú, escondería la plata.
Senin yerinde olsaydım hadım edilme korkusu yaşardım.
Yo tendría complejo de castración.
Senin yerinde olsaydım penis kıskançlığım olurdu.
Yo, envidia del pene.
Onların yerinde olsaydım ben de aynısını yapardım.
Eso es lo que yo haría en su lugar.
Senin yerinde olsaydım...
Yo en tu lugar...
- Yerinde olsaydım ona bakmazdım evlat.
¿ Es Olly? Si fuera tú, no vería eso, hijo.
- Keşke Gus'ın yerinde olsaydım.
- Desearía ser Gus.
Yerinde olsaydım onu sökmezdim.
Yo no lo sacaría, en tu lugar.
Stewart, eğer senin yerinde olsaydım, James'e küstahlık etmez oturur istifa mektubum üzerinde çalışırdım.
Si fuera tú, no criticaría a James. Estaría preparando mi curriculum.
"Keşke onun yerinde olsaydım".
"Ojalá estuviera en su lugar".
Senin yerinde olsaydım, o pastayı yemeyi denemezdim henüz.
Pues en su lugar, yo no trataría de comerme el pastel todavía.
Onun yerinde ben olsaydım nasıl hissedeceğimi hayal edebiliyorum.
Sólo puedo imaginar lo que es estar en su situación.
Dediklerimi kabul etmemekte rahat ol, ama senin yerinde olsaydım, Jake'i bulur ve onu akşam yemeği için buraya getirirdim.
- "Hay cator... ce..."
Ya senin yerinde ben olsaydım?
¿ Y si hubiera sido yo?
Tüm yaşadıklarımızdan sonra eğer senin yerinde ben olsaydım kâlbinin söyleyeceğini yapardım.
Después de lo que hemos pasado juntos. Haz lo que haría yo en tu lugar.
Biliyorsunuz sağlığım yerinde olsaydı onu kendim kovardım. Her türlü hainlik ve pislikten sonra bir de ensest ilişki.
Verán... si no fuera por mi salud, yo mismo habría despedido a Cartwain... por su porfia y traición.
Senin yerinde olsaydım muhtemelen ben de her şeyden vazgeçmeye hazır halde olurdum sevdiğim kadın için.
Si estuviera en tu lugar,