Yerini al Çeviri İspanyolca
1,896 parallel translation
Diğer tarafta, Humayun Şah'ın vefadar kumandanı Bayram Han... Babasının yerini alacak 13 yaşındaki Celaleddin'e kılıcı öğreten...
En el otro bando... un general leal al Emperador Humayun... para suceder a su padre.
- şimdi usulca gidip yerini al - Peki
- Ve a ocupar mi lugar discretamente.
Sayı çizgisini geçiyor ve Syracuse tabeladaki yerini alıyor.
Cruza la línea de gol y anota para Syracuse.
Onun şu anda vuku bulmayan büyük savaşın yerini alıp almadığıdır.
Si es que reemplaza a las guerras convencionales, que no existirán más.
Yerini al, iki numara.
Tome su lugar, número dos.
Camilo Sardiñas'ın yerini alıp senin yeni yüzbaşın olacak.
Y Camilo reemplazará a Sardiñas como tu nuevo capitán.
Yerini al.
Ve a tu lugar.
Ya da göz ardı edip şu yürüyen ölülerin arasında sen de yerini alırsın.
O pueden ignorarla y entregarse con el resto de los muertos que caminan.
Yüce İsa. ... kabilemizin bir üyesi olarak yerini alıyorsun.
Dios... tomando tu lugar como miembro de nuestra tribu.
Nano hücreler taklit ettikleri hücrelerin yerini alıyorlar.
Las nanocélulas reemplazan a las células que duplican.
Ama yeterince paran olduğunda, Kendi yerini alıp, hayatına devam edeceksin.
Tan pronto tengas suficiente dinero podrás comprar tu propia casa.
Bauer, Tanner'in yerini alır ve işimizi hallederiz.
Bauer puede tomar el lugar de Tanner e iremos bien.
Böylece palyoff'lar Summit Stad'ında yerini alıyor.
Así pues que los partidos de desempate arrancan en el estadio Summit.
Bir üvey baba gibi gelip onun yerini alıyorsunuz.
Viniendo y encargándote como un padrastro.
Ve Brian Clough tribünlerdeki yerini alıyor.
Y allí... en la tribuna está Brian Clough.
Sadece Brian ile değil, yerini aldığı, fakat başarısıyla rekabet edemediği Don Revie ile de konuşacağız.
Estaremos hablando con Brian, y también con el hombre al que sustituyo cuyo éxito no pudo emular, Don Revie.
Şerif Jack Carter'ın yerini alabilecek insan nitelikleri bekleyemezsiniz.
No puedes pretender que cualquier antropomorfo reemplace al Sheriff Jack Carter.
Moda inancın yerini alıyor.
Un sustituto de moda para las creencias.
Şimdi, mayonez kurbanı yarışmacımızın yerini alıp bana meydan okuyacak yeni kişiyi görmek için SMS'lerin sonucuna bakıyoruz.
Llego la hora del resultado de la votación para ver quién sustituirá a la víctima de la tragedia de la mayonesa, Para enfrentarse a mi y descubrir si son...
Geçitler birbirine yakın olduklarında biri diğerinin yerini alır.
Verá, cuando dos puertas están muy próximas, una se superpone a la otra.
Genelde, zaman içinde benlik çalıştıkça sağlıklı ruha uyum sağlamaya başlar, ve eğer benliklerden biri yok olursa, o zaman diğeri gelip onun yerini alabilir, ve...
Bueno, generalmente, sabes, una psique sana puede albergar más de un ego que funcione al mismo tiempo, y si uno de esos egos perece, entonces otro puede venir y tomar en su lugar, y...
- Joker'in yerini buldum.
- Ya ubiqué al Guasón.
Sistemlerini hackleyerek size doğrudan Ya amcanın yerini göstereceğim!
Con mi hacking Yo te mostraré tal manera, que le llevará directamente al tío Ya!
Cesedin yerini göstermek zorundaydım. Ama onlara diğer konudan bahsetmedim.
Tuve que llevarlos al cuerpo, pero no les conté de la otra mierda.
Bize gelen son haberlere göre Stockholm'deki Alman Büyükelçiliğinde silahlı bir çatışma oldu polis olay yerini kapattı, ölü veya yaralılara dair henüz bir bilgi yok elçilik binasında yaklaşık 100 kişi bulunuyor.
La Embajada alemana en Estocolmo fue tomada por terroristas. Amenazan con matar a los rehenes si no se satisfacen sus demandas. Los terroristas enviaron un petitorio al gobierno alemán.
- Çocuğun yerini saptamalıyız.
- Debemos localizar al niño.
Hava mareşalinin yerini bulana dek istikrarı koruma gereğini hepimiz anlıyoruz.
Entendemos la necesidad de mantener la estabilidad hasta localizar al mariscal.
Bu bölgenin her yerini avucumun içi gibi bilirim.
Conozco los caminos por dentro y al revés.
KUllanıcının yerini bulabilir misin?
- ¿ Puedes localizar al usuario?
Diyelim ki arabanın içinde 29,000 yen var. Eğer bana yerini gösterirseniz gider paramı alır ve size ödemeyi yaparım.
Tengo 29 mil en el carro... si me dice donde está... puedo sacar el dinero y pagarle.
Park yerini kilisesinin yanındaki boş arsaya doğru genişletmek istiyor.
Quiere ampliar el estacionamiento al lote vacante junto a su iglesia.
Bugün Baltimore Sun'a yollanan resimdeki vatandaşımızın yerini ve kimliğini belirleyebilmek için mümkün olan her şeyi yapıyoruz.
Estamos haciendo todo lo posible para localizar e identificar al individuo que aparece en las fotografías enviadas hoy al Baltimore Sun.
Toplantı yerini bulursak diğer kart sahibini de buluruz.
Si encontramos dónde es la reunión, encontramos al portador de la tarjeta. - ¿ Lo entiendes?
Tarımımız Dünya üzerindeki insanların 2 katını besleyecek kadar olsa da çeşitliliğin yerini tek tip ürünler aldı.
Alimenta al doble de humanos en la Tierra, pero ha reemplazado la diversidad con la estandarización.
Qian, yerini sen al.
Qian, estarás enfrente de ella.
Düşmanın yerini tespit etmek için sesi kullanmak en eski savaş tekniklerinden biridir. İster yere kulağınızı dayayın, ya da bir denizaltı sonarı kullanın...
Usar sonido para averiguar la posición del enemigo es una de las técnicas bélicas más antiguas ya sea pegando la oreja al suelo o usando un sónar contra un submarino.
Livy, Ethan'ın yerini doldurmak haftalar alabilir.
Livy, puede tomar semanas encontrar al reemplazo de Ethan.
Tesislerin boyutu göz önüne alındığında, bu silahların yerini belirlemek için oldukça büyük bir kuvvet gerekecek.
Dado el tamaño de los componentes, se requerirían unas medidas considerables para localizar esas armas.
Amiral Smith'e hedefin tam yerini bildireceğim.
Notificaré al Almirante Smith que el objetivo está localizado y confirmado.
Schector'un ofisindeyken, Almeida'nın yerini ondan öğrenmeni söylediğimde ne kadar ileri gitmeyi düşünüyordun?
Volviendo al despacho de Schector, cuando te dije que le sacases la localización de Almeida, ¿ hasta dónde pensabas llegar con eso?
Şoförü yakalayıp, Dubaku'nun yerini söyletebiliriz.
Podemos coger al conductor, y hacer que nos diga dónde está Dubaku.
Ama yine de orijinalin yerini tutmuyor.
Y aún así, éste, no sustituye al original.
Ben emir verince, olay yerini ele geçireceğiz bu görevi hayali arkadaşıyla öğlen yemeği yiyen bir alışveriş güvenlik görevlisinin berbat etmesine izin veremem.
Vamos a recuperar este lugar y no voy a arriesgar la misión para que un idiota que comía con su amigo imaginario la arruine.
Hatta hala sahibinin yerini belirlemeye çalışıyoruz.
Estamos tratando de localizar al dueño actual.
Boksör'ün yerini biliyorum!
¡ Tengo al Boxeador!
Asla Pete Amca'nın yerini tutmaz.
Nunca reemplazarás al tío Pete.
Bana yerini söyledi ve alırsam, 20.000 papel vereceğini söyledi.
Me dijo donde estaba, dijo que me pagaría 20.000 si lo encontraba. Ha!
Jean, doktorun yerini saptayabilir misin?
¿ Jean, puedes localizar al doctor?
Ne var ki giden birinin yerini bir başkası alır.
No obstante cuando un hombre se va, otro ocupa su lugar.
Mesela Tim Kootz adında bir asker kendisinden General Manuel Noriega'nın yerini tespit etmesi istendiğinde, şu cevabı verir :
Por ejemplo, estaba Tim Kootz quien al pedírsele establecer el paradero del General Manuel Noriega respondió :
Tuvaletin yerini gösteriyordum.
Sólo estoy mostrándole al baño.
all right 20
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043