Zannetmiştim Çeviri İspanyolca
445 parallel translation
Anlarsın zannetmiştim.
Pensé que lo entenderías
Şey zannetmiştim...
Pensé que...
- Ödülün peşinde olduğunu zannetmiştim.
- Creí que estaba tras la recompensa. - ¿ Recompensa?
- Güzel. Ben de beni gezdirmeye geldiğini zannetmiştim.
Me había hecho la ilusión de que venías para llevarme a dar un paseo.
Nedenki Doktor? Ailenin gerçekten bir üyesi olduğunu zannetmiştim.
Vaya, doctor, creía que usted era de la familia.
Veda etmeyi istemediğini zannetmiştim.
Ya pensaba que no querías despedirte, ratoncito.
Rahibin dövüşebileceğini zannetmiştim ama o korkak tavuğun teki.
Yo creí que el curita era de arranque, pero resultó puro coyón.
Koku sigaradan zannetmiştim.
Pensé que el olor venía del cigarro.
- Bütün aile yattı zannetmiştim.
Pensé que toda la familia se había retirado. Pues, no lo han hecho.
Sorumluluk duygusunun ve o mevkinin Commodus'u büyütebileceğini zannetmiştim ama yanılmışım.
Esperé que las responsabilidades le harían cambiar.
Tam bir dulun tipisiniz zannetmiştim.
Hubiese creído que era el tipo ideal para una viuda.
Öyle zannetmiştim, efendim.
Eso pensé, señor.
Her an patlamaya hazır bir top gibi olacağını zannetmiştim.
Pensé que sería como sujetar una bala de cañón a punto de explotar.
Beni gördüğüne memnun olursun zannetmiştim.
Esperaba que te alegraras de verme.
- İngilizce bilmediğini zannetmiştim. - Devam et, çıkartın onu buradan.
- Creí que no hablaba mi idioma.
Sadece yakın bir aile zannetmiştim.
Yo pensé que simplemente eran una familia muy unida.
Senin getirdiğini zannetmiştim Anneler Günü için.
- Yo creí que eras tú quien las había traído. La semana pasada fue el día de la madre.
Halimden anlarsın zannetmiştim...
me esperaba un poco de comprensión...
- Sizin Avusturyalı olduğunuzu zannetmiştim.
- Creía que eran austriacos.
Bir an Cathy'mi bana getirdiğini zannetmiştim.
Por un momento, creí que era a mi Cathy a quien me traías de vuelta.
Çıktı zannetmiştim.
Oh, pensé que se apagaba. - Lo siento.
O herifin çevik kuvvet falan olduğunu zannetmiştim.
¡ Pensé que esos tipos eran de las fuerzas especiales!
Öyle zannetmiştim, efendim.
Así lo creía, capitán.
Ne? Çok garip... İkna etmeyi başardığımı zannetmiştim.
Es gracioso, pensé que había logrado convencerla.
Horladığını zannetmiştim.
Creí que estaba roncando.
Hiç sormayacaksın zannetmiştim.
Creí que nunca lo diría.
- Asabisin zannetmiştim.
- Pensaba que eras un poli.
Şaka yapıyorsunuz zannetmiştim.
Pensé que era una broma.
Fakat değişmek istediğini zannetmiştim.
Pero creí que querías cambiar.
Bilmiyorum... Seni şu maço tavırlı, yapmacık hareketleri olanlardan sanmıştım... Fermuarını her açtığında beyni ortaya dökülenlerden zannetmiştim.
Supongo que pensé que eras uno de esos tipos machos, farsantes... que no saben ni bajarse la cremallera sin esforzar el cerebro.
- Buradan çıkmak istediğini zannetmiştim.
- Pensaba que querías salir de aquí.
Sadece o seferlik için dediğinizi zannetmiştim.
No. Nunca haga conejo.
Onu unuttuğumu zannetmiştim.
Porque después de 8 años, pensé que se me habría ido de la cabeza.
Canlanırsın zannetmiştim. Bu da nesi böyle?
Pensé que cambiarías. ¿ Qué es esto?
Bir sabah programı olacak zannetmiştim.
Pensé que esto era un programa de la tarde.
Ben de gerçek dinozorlar yapacağınızı zannetmiştim.
Dinobots, transformaos.
Beni direkt Eira'ya götürecek zannetmiştim.
Pensé que me iba a llevar directo a Eira.
Gerçekten maske olduğunu zannetmiştim.
De verdad creí que era una careta.
Ben de "Islakken Kaygandır" zannetmiştim.
Cuidado, resbalosa.
Canavar var zannetmiştim.
Pensaba que era un monstruo.
Beni uyutacağını zannetmiştim.
Pensé que estabas tratando de hacerme dormir.
Ben tamamını 10 tane zannetmiştim.
Habría pensado que eran 10.
Bayan Victor'un cennete giden ruhu zannetmiştim.
Creí que era el alma de la Sra. Victor subiendo al cielo.
Ben zannetmiştim ki... Hayır, hayır.
Creía que tú...
Bir takım olduğumuzu zannetmiştim.
Pensaba que éramos un equipo.
Bir şeyler hissettiğimizi zannetmiştim ve sana güvendim.
Creí que sentías Io mismo que yo. Y confié en ti.
Seni kaybettiğimi zannetmiştim.
Creí que te había perdido y que no te volvería a ver.
Ben de sadece sözleri zannetmiştim.
Creí que sólo era la letra.
Senin öldüğünü zannetmiştim.
Le creía muerto.
Ben de yılbaşı ağacı zannetmiştim.
Creí que era un árbol de Navidad.
Kaza geçirdiğini zannetmiştim.
Pensé que era un accidente.