Çabuk çabuk Çeviri İspanyolca
48,955 parallel translation
Çabuk.
Apúrate.
Çabuk!
¡ Apúrate!
- Çabuk. Koşun!
- Ve. ¡ Corre!
- Çabuk.
- Ve.
Çabuk.
Ve.
Hadi çabuk. - Biraz sabret. - Biraz yukarı kaldır.
Tía, espera.
Çabuk giyin, bugün Cesaret Günü!
¡ Vístete! ¡ Rápido! Es el día anti acoso escolar.
Mide kanserinden gitti, çabuk oldu.
Fue por cáncer de estómago. Se fue pronto.
Çabuk!
¡ Rápido! ¡ Corre Cheekuu!
Uzun süre tutunamayacak. Çok çabuk pes ediyor.
No durará un carajo, se rinde a la primera oportunidad.
Çabuk.
[Pablo susurra] ¡ Rápido!
- Çabuk içeri gir!
- Adentro, ¡ rápido!
Çabuk açın.
Que abra. Rápido. Rápido.
Koş, çabuk!
- ¡ Corre rápido! [grita ] - [ se rompen los vidrios]
- Çabuk!
- ¡ Rápido, rápido!
- Çabuk!
- ¡ Rápido!
Çabuk! Gidelim!
- ¡ Vamos, vamos!
Röportaj yapıyor olmam lazım. O kadar çabuk ayrılamam.
Si la estoy entrevistando, no me puedo ir tan pronto.
Daha keskin bir şekilde fren pedalını bırakmak için hafif yıpratılmış ve çabuk.
Ligeramente usado para soltar con más facilidad el pedal del freno y es inmediato.
Elimi çabuk tutup gey evliliği yapıp gey boşanması yaşamalıyım sonra da gey başıma emeklilik hayatı bekler.
Tengo que darme prisa y tener un matrimonio gay, para poder tener divorcio gay y luego una jubilación gay.
Beyin ameliyatından sonra çabuk toparladın ama.
Parece muy pronto para que estés recuperada de la neurocirugía.
Çabuk.
Rápido.
Parayı buna doldur, çabuk!
¡ Mete el dinero aquí dentro, deprisa!
Çabuk ol!
- ¡ Deprisa!
Yürüyün, çabuk!
¡ Camina! ¡ Muévete!
Hadi! Çabuk olun!
- Vamos, rápido.
Çabuk yapalım!
Rápido.
Çabuk, hemşireyi çağırın!
¡ Traigan a la enfermera!
Pekala, hadi, herkes, çabuk.
Bien, vamos, todos, adelante.
Çalışmalar çevre koşulları kendi kontrollerinde olduğunda hastaların daha iyi yemek yediğini, daha iyi uyuduğunu hatta daha çabuk iyileştiğini gösteriyor.
Hay estudios que muestran que los pacientes comen mejor, duermen mejor, se recuperan mejor si sienten que tienen más control sobre su entorno.
Hiçbir doktora yapmamalısın ama konu ben olduğumda, genç göründüğüm için..... doktor olduğumu çabuk unutuyorlar. Bunu unutmamaları için çok uğraşıyorum. Lütfen bundan sonra hastaların yanında otoritemi zayıflatma.
No deberías hacerlo con ningún doctor, pero conmigo, como me veo joven, los pacientes tienden a olvidar que soy un doctor, y trabajo muy duro para que no lo olviden, así que... por favor no me menoscabes de esa forma en el futuro.
Her neyse önce onu bulmalıyız, olabildiğince çabuk.
Sea lo que sea, lo encontraremos antes, tan rápido como podamos.
Okul zamanı, fıstığım! Elini çabuk tut!
¡ Mengaja, es hora de ir a la escuela!
Ne çabuk bu saat oldu.
¿ Ya es la hora?
- Çabuk söküyorsun.
Sí, lo pillas rápido.
Haydi çabuk!
¡ Corre! ¡ Date prisa!
- Çabuk ol!
- ¡ Date prisa!
- Ne çabuk?
Joder, ¿ ya?
Burayı bu kadar çabuk yıkacağınızı düşünmemiştim.
No pensaba que fuerais a desmantelar el lugar tan pronto.
- Hadi, çabuk ol.
Venga, date prisa.
Lanet olsun. Çabuk.
¡ Rápido, escóndete!
Çabuk yakaladın.
Lo pillas rápido.
- Olayı çabuk kavradın.
Las pillas al vuelo.
İyi şefler arasına çok çabuk girdi.
Ha llegado a la cima muy rápido.
Hadi, çabuk olun!
Venga, vamos, Deprisa.
Bu kadar çabuk bir konser nasıl ayarladın?
¿ Cómo conseguiste un concierto tan rápido?
Çabuk şu dildoları bulaşık makinesiden çıkart.
Saca estos dildos de la lavadora de platos.
Beni ona götür. Çabuk!
Llévame con él. ¡ Muévete!
- Çabuk, Cole geldi.
- Rápido, es Cole.
Çabuk, çabuk!
¡ Rápido!
Her ne yapacaksan, çabuk ol.
Lo que vayas a hacer, hazlo rápido.
çabuk 5381
çabuk gel 161
çabuk ol 1397
çabuk buraya gel 62
çabuk söyle 30
çabuk öğreniyorsun 18
çabuk olun 740
çabuk gelin 94
çabuk git 36
çabuk buraya gelin 20
çabuk gel 161
çabuk ol 1397
çabuk buraya gel 62
çabuk söyle 30
çabuk öğreniyorsun 18
çabuk olun 740
çabuk gelin 94
çabuk git 36
çabuk buraya gelin 20