English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Ç ] / Çalışmalıyım

Çalışmalıyım Çeviri İspanyolca

889 parallel translation
Onunla konuşup, açıklamaya çalışmalıyım! "
¡ Tengo que tratar de explicarselo! "
Harika değil mi? Elbette yemekler, partiler ve resepsiyonlar hazırlamak için çok hummalı çalışmalıyım. Ama bu konuda sana güveniyorum.
Claro que estoy ocupadísima organizando cenas, fiestas y recepciones pero dependo de ti, Ruggles.
Oy vereceksem tasarılar üzerinde çalışmalıyım.
Si tengo que votar, debería estudiar algunas de las leyes.
Ama bir bilim adamı olarak... bütün gücümü kullanıp onun yaşama dönmesi için... anormal işlevleri üzerinde çalışmalıyım..
Pero como científico, debería hacer todo lo posible por devolverle a la vida consciente... para que el mundo pueda estudiar su singular fisiología.
Siz geçerken nasıl selam vereceğimi çalışmalıyım.
Necesito ensayar la reverencia para cuando pases.
Ben ne üzerine çalışmalıyım, Pierre?
¿ En que trabajaré yo, Pierre?
St. Dominic'i onun duygularını incitmeden düzeltmeye çalışmalıyım diye.
Dominic sin herir sus sentimientos.
Seni durdurmaya çalışmalıyım.
Tengo que intentar contenerte.
Bunu unutmamalı ve kendimi kontrol etmeye çalışmalıyım.
Debo recordarlo e intentar controlarme.
Lakin biz mahvolmuşuz Avenant, çalışmalıyım.
Pero estamos arruinadas, Avenant, y debo trabajar.
Sınavlara hazırlanmaya çalışıyorum. Herkesten önce çok sıkı çalışmalıyım.
Nada nuevo, preparando los exámenes, tengo mucho que estudiar.
- Çalışmalıyım. Buradan gitmeliyim. Bir ev almak istiyorum.
Debo salir de aquí, quiero una casa.
Gemimi hazırlamak için çalışmalıyım.
Debo tomar medidas para aprestar mi barco.
- Bütün yaz yeni kitabım üstünde çalışmalıyım
Necesito todo el verano para escribir mi libro.
Ya nerede çalışmalıyım?
¿ En dónde debería trabajar?
Yeni yıl için ona kıyafet almam lazım. Çok çalışmalıyım.
Me gustaría tanto poder comprarle un traje nuevo.
Ya gitmeliyim ya da onun için çalışmalıyım.
O eso, o tendré que trabajar para él.
Ayrıca, planım üstünde çalışmalıyım.
Además, necesito madurar mi plan.
Ben Paul değilim. Çalışmalıyım.
No soy Paul, tengo que trabajar.
İki yıl daha tezim için çalışmalıyım sonra dört yıl da laboratuar asistanlığı için,... ayrıca akrabalarıma ödemem gereken borçlarım da var.
Necesito dos años más para obtener mi maestría. Después pasaré cuatro años como ayudante. Debo dinero a mi familia, que me paga la educación.
Ders çalışmalıyım.
Tengo que estudiar.
Sizi seviyorum ama konuşacak vaktim yok, çalışmalıyım.
Yo te quiero, Gérard, pero no tengo tiempo para charlas.
Bilemiyorum. Bu konu üzerinde çalışmalıyım.
No sé, debo pensar en esto.
Bu yüzden hızlı çalışmalıyım.
Tengo que actuar rápido.
Belki ertesi gün olur. Ders çalışmalıyım.
Quizá pasado mañana, tengo que estudiar...
Burada kalıp, bombanın üzerinde çalışmalıyım.
Debo quedarme aquí y trabajar en esta bomba.
Yönetim için bir rapor üzerinde çalışmalıyım.
Tengo que preparar un informe para la dirección.
Hayır, çalışmalıyım.
¿ De verdad no quieres venir con nosotros? - Tengo trabajo, ya sabes.
Ben kalıp, çalışmalıyım.
Yo me tengo que quedar a estudiar.
Yarışma yarın ve ben çalışmalıyım. İlk önce hotelin lobisine bak,... sonra 2 sokak aşağı in, sağa dön, düz git.
Mañana es la competencia y solo debo estudiar. y sigan derecho.
Geç saate kadar çalışmalıyım.
Tengo mucho trabajo.
Fakat bende herkes gibi çalışmalıyım. Evet.
Maestro, tambien yo debo trabajar.
Hocam, her birini büyüklüklerine göre mi değerlendirerek bu farklılıkları anlamaya çalışmalıyım?
Tengo que intentar buscar tu mensaje, maestro ¿ debo ser diferente en mi trato, según su altura?
Evet gerekiyor ama sanırım burada kalıp şu aşırı utangaçlık problemini çözmeye çalışmalıyım.
Sí, pero creo que debería quedarme aquí e intentar resolver este problema de timidez extrema.
Çalışmalıyız, dostlarım, çalışmalıyız.
Trabajemos, amigos míos.
İşte bu yüzden beni etkilemeye çalışmalısın. Anladın mı?
Te vestirás elegantemente y yo también lo haré.
Ve Antonio'ya yardım etmek için çalışmalıyız.
Y tenemos que trabajar para ayudar a'Ntoni.
Ait olduğum çiftlikte olmalıyım, ineklerle çalışmalı.
Debería estar en mi granja, cuidando vacas.
- Onu almaya çalışmalıyız, zamanımızı boşa harcıyoruz.
Si intentamos contratarla perderemos el tiempo.
Çalışmalıyım.
A practicar.
Bunu anlıyorum, efendim. Ama bu kadar mı iyi çalışmalıyız?
Lo sé. ¿ Pero debemos hacerlo tan bien?
Korkarım İngilizcesi üstünde biraz çalışmalıyız Henry.
Me temo que vamos a tener que mejorar su inglés, Henry.
- Gerçekten çalışmalıyım.
- Está loca.
Gelip benimle çalışmalısın, süpürgeciye ihtiyacım var. Bunun için ölçülerin uygun.
Trabaja para mí, necesito un chico de la limpieza y tú eres de la estatura justa.
Uçağın pervanesine destek verip tekerlekleri indirmeliyiz onu havalandırmaya çalışmalıyız, kızımızı uçuralım.
Tendremos que arreglar el avión, bajar las ruedas. Intentaremos despegar. Chicos.
Evet. Peki, sanırım gemiye dönmeli ve Susan'ı bulmaya çalışmalıyız.
Sí, creo que deberíamos volver a la nave... e intentar encontrar a Susan.
Bu yüzden bir takım olarak çalışmalıyız.
Por eso tenemos que ser un equipo.
# Yelesini kurtarmaya çalışmalıydım # # Yelesini kurtarmaya # # Atkuyruğunu dile getirmeliydim #
Yo había cogido vacaciones en Agosto y estaba visitando a mi madre, cuando un coche lleno de civiles se detuvo.
Aguirre, zavallı iblislere yardım etmeye çalışmalıyız.
Hay que ayudar a esos pobres, Aguirre.
Kraliçeyle yatmaya çalışmalı mıyım?
¿ Me atreveré a acostarme con la reina?
Hayatımda hiç sahneye çıkmamışken şimdi çıkıp orada komik olmaya çalışmalıydım.
Nunca había estado en un escenario, y tuve que salir e intentar ser gracioso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]