English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Ç ] / Çok kalabalık

Çok kalabalık Çeviri İspanyolca

911 parallel translation
100 mil etrafımda 3-4 aile olmaya başladı mı çok kalabalık hissetmeye başlıyorum.
Siempre que tengo a 3 ó 4 familias cerca de mí... empiezo a sentirme un poco atosigado.
Burası çok kalabalık.
Hay mucha gente aquí.
Bu akşam çok kalabalık.
Esta noche hay mucha gente.
Çok kalabalık oldular.
Espera, Parker. Son demasiados.
Deauville çok kalabalık.
En Deauville hay mucha gente.
Çok kalabalık, patron.
Es mucha gente, patrón.
Çok kalabalık bir yer değildir.
- Allí sopla el aire - Menos que aquí
Burası çok kalabalık.
Aquí hay mucha gente.
Gemi çok kalabalıktı, kamara bulamadık, biz de güvertede uyuduk.
El barco estaba lleno, ni un camarote libre, así que dormimos en la cubierta.
Gemiler çok kalabalık olacak.
Los barcos estarán llenos.
Beş sent ödeyeceğiz dediler, ama çok kalabalıktık.
Nos dijeron que nos pagarían cinco centavos pero somos muchos.
Çok kalabalık olacağımız için yalnız kalmak için ikinci bir araba isteyeceğim.
habrá mucha gente,... así que pediré otro coche para poder estar solos.
Etraf çok kalabalık olacak ve müşterilerle ilgilenemeyeceğiz.
Más tarde habrá tantos clientes que no podremos atenderlos.
Oda çok kalabalık.
El cuarto ya está repleto de gente.
Çok kalabalık.
Hay mucha gente hoy.
Posta arabası çok kalabalık ve sarsıntılıydı bende üstü açık bir araba satın aldım ve bir önceki duraktan sonra buraya kadar kendim sürdüm. - Neden, öyle yaptın?
Es que la diligencia estaba tan llena que compré un coche y conduje yo mismo el último tramo.
Burası çok kalabalık.
Aquí hay demasiada gente.
- Washington çok kalabalık. Sizi mavi odaya yerleştiririm.
- Washington está al completo le pondré en la habitación azul.
Bir polis vardı ve çok kalabalıktı, o çok kızgındı.
Había un policía y mucha gente y estaba enfadado.
Etraf çok kalabalık, sonraya sakla.
Hay mucha gente aquí, ahora no.
Bu akşam çok kalabalık.
Hay tanta gente.
Oteller çok kalabalık.
Los hoteles están al completo.
- Bu konuyu tartışmak için çok kalabalık.
- No debemos seguir discutiendo aqui.
Çok kalabalık!
- Llevamos sobrecarga.
Ev çok kalabalık olduğu için seni oraya götüremiyor.
No puede llevarte a esa casa tan llena de gente.
Ayrıca orası çok kalabalık değil ve daha uzun sohbetler yapma imkanımız olur.
Además, el 1 no está tan lleno y podríamos tener largas conversaciones.
- Mezunlar gününe neden gelmedin? - Çok kalabalık mıydı?
Noriko, no viniste a nuestra última reunión de clase.
Birçoğu oradaydı ve, Çok kalabalık bir grup Big Horn'da kamp kurmuştu.
Habia muchos jndjos y vjne por el atajo de Horns.
Çok kalabalık.
Vaya, cuánta gente.
Posterlerin sayesinde çok kalabalık.
- Demasiada, gracias a su cartel.
- Çok kalabalık, bir sürü insan var. - Oh, evet.
- Es muy ruidoso, lleno de gente, ya sabe.
Benim ailem çok kalabalık. Tam 15 kişi.
Este soldado tiene una gran familia.
- Çok kalabalık. - Evet.
- Qué jaleo, ¿ verdad?
Tren çok kalabalık olduğu için olmuş olmalı.
Debe haber sido porque el tren estaba a tope.
- Burası çok kalabalık.
¿ Por qué no nos vamos al otro buffet?
Bay Wendice, evin önü çok kalabalık.
Hay mucha gente frente a la casa.
- Akşam yemeğine çok kalabalık geldiler.
- Qué? - Son demasiados a comer.
Cadde o esnada çok kalabalık olmuyor.
No habrá nadie en la calle.
Şehir ziyaretçilerden dolayı çok kalabalık.
Hay muchos visitantes en la ciudad.
Dağa çıkmıştım. Bu zamanda çok kalabalık olmuyor.
No estaba tan masificado temprano.
Çok kalabalık.Ona nasıl göz kulak olacağım? Yakınlarda bir okul yok mu?
Si pudiéramos enviarlo a una escuela cerca de aquí, estaría más tranquila.
- Bugün çok kalabalık
- Tiene mucha gente.
Burası çok kalabalık.
Hay tanta gente aquí.
Öyle ama çok sevimli bir kalabalık.
Sí, pero son adorables.
Her küçük eğlencenin sonunda, hamile kalsalardı... Dünya çok daha kalabalık bir yer olurdu.
Si los niños fueran la consecuencia de un poco de diversión el mundo estaría superpoblado
Herkesin sinirleri geriliyor. Kalabalık çok huzursuzlaştı.
Los nervios de todos están cada vez más tirantes.
Kalabalık bu gece sana çok aç.
La multitud está ansiosa por verla.
" Kalabalık çok gergin.
La multitud espera ansiosa.
Sahne çok mu kalabalık geldi? Belki orkestrayı buraya getirmemi istersiniz. Kusura bakma patron.
OS VENDRÍA BIEN A TI Y A ESAS NENAS QUE HAS ESTADO PERSIGUIENDO.
Çünkü Lordum, yanında kalabalık bir grup olursa daha yeni kapanan ihanet yarası tekrar açılıp henüz yerli yerine oturmamış ve yönetimden yoksun devlet ortamında çok daha tehlikeli olabilir.
Por miedo, no sea que, mezclada mucha gente, la úlcera del rencor recién cicatrizada se abra. Se debe, en mi opinión, evitar el peligro del mal, tanto como el mal mismo.
Zaten deniz çok kalabalık.
Tómatelo con calma, ¿ vale?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]