English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Ö ] / Öldürmek için

Öldürmek için Çeviri İspanyolca

6,290 parallel translation
Bax'ı öldürmek için iki fişeğin olacak.
Tendrás dos balas para matar a Bax.
- Bence oğlunuzu öldürmek için oradaydı.
Creo que estaba ahí para matar a su hijo.
Bense savaşa Güneyli beyaz gürültücüleri öldürmek için katıldım yani onları elimden gelen her şekilde öldürmem gerekiyordu.
Yo me uní a la guerra para matar a los blancos sureños y eso significa matarlos de cualquier forma posible.
Bence seni savaşa sırf beyazları öldürmek için katılmış öldürme delisi bir zenci olmakla ve Mavi olsun Gri olsun senin için fark etmemesiyle suçladılar.
Sí creo que ellos te acusaron de ser un negro asesino loco que sólo se unió a la guerra para matar blancos y todos los otros azules y grises realmente no te importaban mucho.
Onu öldürmek için bir şansım oldu, bunu kaçıramazdım, bedeli ne olursa!
Tuve sólo una chance de matarlo, y no podía perderla.. .. no importa lo que cueste.
Beni öldürmek için ilk defa suikast planlanmıyor.
No es la primera vez que intentan matarme.
Seni öldürmek için kiralandım Mitsuko.
Me contrataron. Para matarte, Mitsuko.
Kötü adamlar senin patronunu öldürmek için, ayağa fırladı. Bana öyle göründü ki küçük kız bu süreçte ölecekti.
Unos chicos malos saltaron a matar a tu jefe, y a mí me pareció que la niñita iba a morir en ese proceso.
Yinniang Usta'sından aldığı emirlerle Lord Tian'ı öldürmek için geri döndü!
¡ Yinniang ha vuelto para matar al Señor Tian por órdenes de su Maestra!
Tom'u öldürmek için sebebim yoktu.
No tenía razón para hacerlo.
- Onu öldürmek için mi?
- ¿ Para matarla?
Birileri Flirtual'ı insanları stalk'lamak ve öldürmek için kullanıyor.
Alguien está usando Flirtual para acosar y matar gente.
Ayı görürseniz öldürmek için ateş edin.
Si ves al oso, dispara a matar.
Beni öldürmek için kötü niyet yetmez.
Se requiere más que malas intenciones para matarme.
Yerleri naylonla kapladım öldürmek için çekiçle vurdum.
Cubrí el suelo con plástico. Y los golpee con un martillo hasta que murieron, los dos están muertos.
Ve onu öldürmek için.
Y para matarlo.
Hatta Kant, üst katta saklanan adamı öldürmek için gelen bir katil size o nerede diye sorarsa, ona gerçeği söylemek zorundasınız der.
Kant diría que si un asesino viniera a tu casa intentando asesinar al hombre escondido arriba y preguntara dónde estaba estaríamos obligados a decirlo.
Ya birileri Flirtual'ı insanları stalk'lamak ve öldürmek için kullanıyorsa?
¿ Y si alguien está usando un perfil de Flirtual para acosar y tal ves matar gente?
- Kurbanları öldürmek için değil.
¡ no asesinar a sus víctimas!
Tek isteği ölümsüzlüğü yaymak iken.. Neden babam ölümsüzleri öldürmek için bir virüs yaratsın?
¿ Por qué mi padre crear un virus para matar a los inmortales cuando todo lo que siempre quiso hacer es difundir la inmortalidad?
Insan üreme kontrolünü ele geçirmek için mantarı kullandıktan sonra... ölümsüzleri öldürmek için bir virüs tasarladılar.
Después Ilaria utiliza el hongo para obtener el control de la procreación humana, diseñaron un virus para matar a los inmortales.
Kedisini öldürmek için eve zorla girmişler.
Se metieron a la casa a quebrar el gato.
Carrillo ve adamları Gacha'yı öldürmek için Tolu'ya ulaştılar.
Carrillo y sus hombres llegaron a Tolú para matar a Gacha.
Roman'ın işin içinde olduğunu bulursam onu öldürmek için beni destekleyecek misin?
Si me entero de que Roman estaba involucrado, ¿ tengo tu apoyo para matarle?
Sırf onu öldürmek için tuzak kurdun.
Lo arreglaste para matarle.
Cadıları öldürmek için.
Para matar a las brujas.
Bütün cadıları öldürmek için.
Para matar a todas las brujas.
Aleister bütün cadıları öldürmek için bir büyü yapacak.
Aleister va a lanzar un hechizo para matar a todas las brujas.
O lanet sihrimizin doğal dengesini öyle bir bozdu ki bir kıyamet günü kehaneti yarattı. Bir cadının oğlu hepimizi öldürmek için hayatta kalacak.
Esa maldición alteró el equilibrio natural de nuestra magia hasta tal grado que se creó la profecía del fin del mundo... que un hijo nacido de una bruja sobreviviría para matarnos a todos.
Ruth Aleiter'ı öldürmek için bir büyü başlattı.
Ruth comenzó un hechizo para matar a Aleister.
Aleister'ı öldürmek için ne gerekiyorsa yapacağını biliyorum.
Sé que vas a hacer lo que sea necesario... para matar a Aleister.
Hadi ama. Beni öldürmek için birkaç mermiden fazlasının gerektiğini biliyorsun.
Vamos, ya sabes que se necesita algo más que unas cuantas balas para acabar conmigo.
Geri dönerken suların çekilmiş olduğu yerdeki kayaların ve buzların arasında büyük bir ayıyı birini öldürmek için sürüklerken gördüm.
Cuando volvía, vi a un oso enorme en la costa arrastrando a su presa entre las rocas y los trozos de hielo.
Düşmanlarını öldürmek için.
Para matar a sus enemigos.
Bizi öldürmek için gümüş kurşuna lüzum yok.
No hace falta una bala de plata para matarnos.
Eski canavar kralının kurtulan destekçilerini öldürmek için insan kılığına girdim.
Pongo en la piel de disfrazar como humanos... con el fin de deshacerse de los partidarios sobrevivientes... del viejo rey monstruo en el mundo humano.
Öldürmek için yol mu arıyorsun?
¿ Quieres saber cómo matarlo?
İçerideki tahtakurularını öldürmek için ısıtıcıyı sonuna kadar açtım.
Puse la calefacción al máximo para matar a las chinches.
Yani diyorsun ki sırf seni öldürmek için Kübra hapse girecek ya da bilerek giren birini buldu ve kayıtlarla oynayıp buraya düşmesini mi sapladı?
Entonces... ¿ estás diciendo que Kubra encontró a una chica que venía a prisión o mejor aún, convenció a alguien de ser arrestada, condenada, enviada a prisión, y después manipuló el sistema de tal forma que ella fuera enviada aquí, específicamente para llegar a ti?
Seni öldürmek için kiralanmadım, Alex.
No me han contratado para matarte, Alex.
Ama ben buraya Kubra tarafından seni öldürmek için gönderilmedim.
Pero como ya lo aclaramos, no me envió Kubra a matarte.
Eğer bir kralla karşılaşsaydım, bu kralı öldürmek için olurdu.
Y suicidio. Y si nos topáramos con un rey, sería regicidio.
Burada sadece öldürmek için yokum.
No estoy aquí solo para matar.
Onu öldürmek için Savunma Bakanlığı'nın ürettiği özel yapım BB misketlerini ve bıçakları kullanacaksınız.
Con el fin de matarlo, usted va a utilizar estos balines especialmente hechos y cuchillos que el Ministerio de Defensa produjo.
Öğrencisi olarak 30'unuzda onu öldürmek için ona çok yakınsınız.
En otras palabras, el treinta de usted como sus alumnos tienen la oportunidad de matarlo desde muy corta distancia.
İlk önce bu yaratığı öldürmek için onu göndermişler ancak...
Al principio, ella fue enviado a matar a esta poderosa criatura, pero...
Onu öldürmek için nedenimiz yok.
No tenemos ninguna razón para matarlo.
- Deacon, seni öldürmek için emir falan almadım ama kaşınırsan...
Te cortaré en pedazos hasta que hables. Deacon no tengo orden de eliminarte amigo pero si sigues presionando... Alto.
Seni onu öldürmek için istiyorum.
Quiero que la mates.
O bütün erkekler için öldürmek kadın türüdür.
Ella es la clase de mujer que todos los hombres matan por.
Aleister'ı durdurmak için tek seçeneğimiz de Clay'i öldürmek.
Y ahora la única manera de que podamos detener a Aleister - es matar a Clay.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]