English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Ö ] / Önemli degil

Önemli degil Çeviri İspanyolca

35,016 parallel translation
Önemli olan seslenişte neyin olduğu, neyin olmadığı değil.
Esta noche trata de lo que está en el discurso sobre el estado de la Unión, no de lo que no.
- Önemli değil.
- No pasa nada.
Önemli değil.
Está bien.
Para önemli değil.
El dinero no es problema.
Kimin teklif ettiği önemli değil.
No importa quién se la ofreció.
Acil servisin ortasında boşanma evrakları elime tutuşturulduğunda beni gören 35 kişi önemli değil de sesimi alçaltmam mı önemli?
¿ Qué importa lo fuerte que es mi voz cuando 35 personas sólo me vieron conseguir servido los papeles del divorcio en el medio de la sala de emergencias? !
- Bildiğime eminim. - Ne düşündüğün önemli değil!
- Oh, estoy bastante seguro de que hago.
Önemli değil.
Lo entiendo. Está bien. Está bien.
Hayır, önemli değil.
No, eso está bien.
- Benim için önemli değil. - Değil mi?
- Eso no es realmente una cosa para mí. - ¿ No es?
Evet, önemli değil.
No, definitivamente no.
Önemli değil, gerçekten.
Hey. Está bien. De Verdad.
Önemli değil.
No importa.
O, önemli değil.
No importa.
Önemli değil.
No pasa nada.
Ne kadar uzağa gidersen git önemli değil, o ışık sonsuza kadar yanacak.
No importa lo lejos que te vayas, esa luz arderá para siempre.
- Nerde olduğun önemli değil.
- No importa dónde estás.
Yani, önemli değil.
Es decir, está bien.
Hayır, önemli değil.
No, está bien.
Bu birinin katkı sağlayabileceği en önemli yol, öyle değil mi?
En realidad es la forma más importante en que una puede contribuir, ¿ no?
Önemli, evet. Ama en önemlisi değil.
Es una importante, claro, pero no es la más importante.
- Hayır, önemli değil.
No, está bien.
- Önemli değil.
- De nada.
- Önemli değil.
Está bien.
Gerçekten Jackson, önemli değil.
No, en serio, de Jackson. Está bien.
- Önemli bir şey değil.
- Está bien.
Oh! Önemli değil tatlım.
Tranquila, querida.
Hiçbir şey senden daha önemli değil.
Nada es más importante que tú.
- Önemli değil.
- No hay problema.
- O Senin için önemli, değil mi? - Evet.
- Es importante, ¿ no?
Ya. "Güzellik içtedir." "Önemli olan boyu değil." Ne kadar baymış?
La belleza es interna, el tamaño no importa. ¿ Cuánto gastó?
Değerlendirmenizde bu önemli değil mi, başkaları için fedakârlık yapmak?
¿ Y qué valor tiene eso en tu análisis, una disposición a sacrificarse por los demás?
- Kaç dakika sürdüğü önemli değil.
No me importa si sólo se tarda dos segundos.
Benim gibi insanlar önemli değil.
La gente como yo, no importa.
- Önemli bir şey değil.
No es nada.
Çünkü önemli bir şey değil.
Porque no es nada.
Önemli değil.
Nada, es que...
- Önemli değil.
- Está bien.
Önemli değil.
Sí, no te preocupes.
Önemli bir şey değil.
Es... nada.
Asıl önemli olan da budur, değil mi?
Pero nos enfrentamos a un giro inesperado, ¿ no?
Şu anda ikimizin de duyguları önemli değil.
Ya no importan nuestros sentimientos.
Önemli olan kutu değil içindeki şey.
La caja no es lo importante... sino lo que contiene.
- Ne şeyleri? - Önemli şeyler. Kötü bir şey değil.
También tenemos un testigo que vio a una mujer salir de la escena del asesinato de Leo y Grimm.
- Kalıp kalmaması önemli değil çünkü sana diyecek bir şeyim yok.
No importa si se queda o no, no tengo nada que decirte.
- Önemli değil, hayatım.
No hay problema, querida.
- Çubuk değil o. Yaşam alanının önemli bir parçası.
No es un palo, es una parte importante de su hábitat.
Velayet konusunu görüşmeye başladığımızda... gerçek olan değil, durumun nasıl göründüğü daha önemli olacak.
Cuando se calienta el tema de la custodia se trata menos de la verdad que de la percepción.
Yani, bu olay önemli şeyler listemin ilk sırasında değil.
Está tan bajo en mi lista de prioridades actuales.
Önemli olan onları ölçümlerle eşitliklerle, yargılamarla ikna etmek falan değil.
El truco es convencerles de que esas medidas ecuaciones y evaluaciones que nada de eso importa.
Önemli değil, salla gitsin.
Vamos, compláceme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]