Özgür Çeviri İspanyolca
12,288 parallel translation
Beni özgür bırak!
¡ Libérame!
Bana yetki vereceksiniz ve paranızın çoğu benim işlerimle aklanırken bir kısmı yerinde kalacak. Böylece istediğinizi yapmakta özgür olacaksınız.
Uds. invierten conmigo y una parte de su dinero se queda mientras la mayoría de su efectivo se filtra a través de mis negocios para que puedan hacer lo que quieran con él.
Tanrı hepimize özgür irade verdi, bu yüzden ben kim oluyorum ki kendi kendine zarar veren insanların davranışlarına övgüde bulunayım.
Dios nos dio el libre albedrío, quién soy yo para interponerme si alguien quiere darse el gusto de un comportamiento autodestructivo.
Kardeşim seni özgür bıraktım.
Hermano, te he liberado.
Özgür olacağız dostum.
Libertad, viejo.
Canım, ben buradan özgür biri olarak giderim yoksa cidden eğlenmeye başlarız.
Cariño, saldré de aquí como hombre libre o empezaremos a divertirnos de verdad.
Yalnızca Miranda gibi özgür ruhlu yeni arkadaşlarımla takılacağım ve işten sıkılınca hafta sonları lüks spa keyfine çıkacağım.
Andaré sólo con nuevos amigos de... espíritu libre como Miranda... y cuando las cosas se pongan difíciles... pero bien difíciles... iremos a un lujoso spa el fin de semana.
Hepimiz bunu, ben... durdu Bu özgür dünyayı kurtardı ve şimdi buradayız.
Hicimos todo eso, lo detuvimos... salvamos al mundo libre, y ahora henos aquí.
Özgür dünyanın lideri olabilirdim West Valley Honda yerine.
Podría haber sido el líder del mundo libre, en lugar de trabajar en West Valley Honda.
20 yıl önce, bu gün, Kral Peppy bizi emniyet altına aldı ve şimdi her Trol mutlu olmakta özgür ve mükemmel bir uyum içinde yaşıyoruz.
Hoy hace veinte años, el rey Pepe nos puso a salvo... y ahora todos los troll podemos vivir felices y en perfecta... Armonía Armonia
Köle bir şeker olarak ölmektense, özgür biri olarak ölmek daha iyidir.
Es mejor morir como un dulce libre que vivir de esclavo.
- Yapacağınızı hiç düşünmediğiniz şeyleri yaptırır, sizi özgür bırakır. Bunun ışığında...
- Y en vista de eso.
Özgür olmak güzel geliyor.
Se siente bien ser libre.
Babam tüm hayatın boyunca özgür geçit verdi. Ve benden bir tane alamazsın.
Papá le dio un pase libre de toda su vida, y usted no está consiguiendo uno de mí.
Ama senin dansın vahşi ve özgür.
Sin embargo, su baile es salvaje y libre.
Kurt yürüdüğünde varlık, masumun ruhunu yok etmek için bir defa daha özgür kalacak.
"Cuando camina el lobo el espíritu estará libre de nuevo para devorar el alma de los inocentes."
Bizi özgür bırakacaklar.
Ellos nos quieren liberar.
Özgür olabileceğimiz herhangi bir yere.
A cualquier lado que podamos ser libres.
Çünkü özgür dünyanın lideri 22 yaşındaki üniversiteli bir kızdan emir alıyor!
Porque el líder del mundo libre recibe órdenes de una universitaria de 22 años.
Özgür irade var olduğu sürece tehdit de artacaktır.
La amenaza persistirá... mientras exista el libre albedrío.
Oraya kendi özgür iradesiyle girmeli, bana böyle söyledin.
Debe entrar por su libre albedrío, tú lo dijiste.
Elma, özgür iradenin genetik kodunu kontrol eder.
El Fruto... contiene el código genético del libre albedrío.
Özgür iradeyi yok edersek, Suikastçılar'ı da yok etmiş oluruz.
" Si erradicamos el libre albedrío, erradicamos a los Asesinos...
Bir çeşit yapısal arıza onları özgür bırakmış olmalı.
Alguna falla estructural debe haberlos liberado.
Ihtiyacım olan her şeyime sahibim, hepsi de özgür olmaya ihtiyacım var
♪ Tengo todo lo que necesito, todo lo que necesito para ser libre
Sonra özgür olacağım.
Y luego estaré libre.
- Gitmekte özgür mü?
¿ Libre para irte?
Gitmekte özgür.
Libre para irme.
Özgür olmak istemiyorum.
Yo no quiero ser libre.
Ama öyle ya da böyle özgür olacağız.
Pero sea como sea, seremos libres.
Her çocuğu özgür bırakabilirim.
Liberaré a todos los niños.
Freya'ya özgür biri olarak öldüğümü söyle.
Dile a Freya que he muerto siendo libre.
Kuzey toprakları özgür kaldı ve Pamuk Prenses'in hükümdarlığına bir zarar gelmedi.
Las tierras del Norte quedaron libres y el reino de Blancanieves quedó a salvo de peligro.
Hepimizin özgür dansı var evlat.
- A todos nos dieron uno.
Burası özgür bir ülke, efendim.
Es un país libre, señor.
Sorun şu ki, birimiz özgür değil.
El problema es que uno de nosotros no es libre.
Yani 43 bin dolar eder. Sonrasında özgür ve temizsiniz.
Así que, con $ 43.000 están libres de deudas.
Tek bildiğim bunu yaparsam benimkileri özgür bırakacaktı.
Sólo sé que si yo hacía esto los dejaría libres.
Bir de özgür olduğumu sanıyordum.
Creía que había llegado a la libertad.
Olabileceğiniz en özgür haldesiniz.
Eres tan libre, como podrás ser.
Üç ay sonraya kadar bu benim son özgür hafta sonum.
Este es mi último fin de semana de libertad, como, unos tres meses.
Buraya cezalandırılmak için gönderildim ama hayatımda ilk kez, özgür hissediyorum.
Me enviaron a este lugar como un castigo... pero por primera vez en mi vida, me siento libre.
Özgür olabiliriz.
Podemos ser libres.
♪ Artık bizi özgür kıldık ♪
Ahora que nos liberamos
Özgür olun!
¡ Sean libres!
Özgür olun dostlarım!
¡ Sean libres, amigos!
Burası Seksi Robot Firması. Cinsel zevk endüstrisini çok yakında kökten değiştirecekler. Ayrıcalıklı müşterilerine, güvenli, hastalıksız ve özgür... erotik tatmin imkanı sunacaklar.
Esta es la Corporación Hot Bot, donde la industria del placer sexual se revolucionará al proveer satisfacción erótica segura, sin inhibiciones, ni enfermedades para consumidores refinados.
Ben çok özgür hissediyorum.
Me siento muy libre.
Özgür olmayı hak ediyor.
Ella merece ser libre.
Elma'nın sadece insanlığın ilk başkaldırışının tohumlarını içermediğini ayrıca özgür iradenin anahtarı olduğuna da inanıyorlardı.
Durante siglos, la Orden de los Caballeros Templarios ha buscado... el mítico Fruto del Edén.
Özgür ol!
¡ Sean libres!
özgürlük 258
özgürsün 105
özgürlüğe 19
özgürüm 106
özgür adam 18
özgürsünüz 27
özgürüz 59
özgürlük anıtı 18
özgür değilsin 19
özgür mü 21
özgürsün 105
özgürlüğe 19
özgürüm 106
özgür adam 18
özgürsünüz 27
özgürüz 59
özgürlük anıtı 18
özgür değilsin 19
özgür mü 21