Şanslı adam Çeviri İspanyolca
989 parallel translation
Buralardaki tek şanslı adam benim.
Soy un chico con suerte en todo.
Benim amacım şanslı adamı bulmak.
Mi trabajo es encontrar al afortunado.
Sanırım kardeşin Pres en şanslı adam.
Creo que tu hermano Preston es el más afortunado de los hombres
O şanslı adam nasıl?
¿ Cómo está ese hombre de suerte?
Rahibe Bessie gibi karı alacak şanslı adam azdır bu yaşta gül gibi.
Es una suerte poder casarse con una mujer como la hermana Bessie con lo guapa que es para su edad.
Hanginiz bu şanslı adam olacaksınız?
¿ Cuál de ustedes será ese hombre de suerte?
Şanslı adam.
Un hombre afortunado.
Onu benim için öp, seni şanslı adam.
Bésela en mi nombre, afortunado Henry.
- Şu Mark şanslı adam.
Mark es un tipo de suerte.
Şanslı adamın sen olabileceğini düşünmüştüm.
Pensé que tú eras el chico afortunado.
Şanslı adam o.
El afortunado es él.
Ah, ne şanslı adam şu Clay, çünkü ben The Furies'den bir şey vermeyeceğim ona.
Suerte para Clay, porque no le daré ninguna parte de Las Furias.
Otur şuraya, seni şanslı adam!
¡ Sientate, sientate, afortunado!
Şanslı adam.
Es un hombre con suerte.
Şanslı adam.
Es un hombre afortunado.
Hakikaten şanslı adam.
Un hombre muy afortunado.
Tebrikler. Ama şanslı adam ben olmazsam o kadar şaşırmam.
Pero no me sorprendería si no fuera el más afortunado.
Doğru adamı bulduğundan emin misin? Şanslı adammış.
Su marido es un hombre afortunado.
Şanslı adam. " dedi.
Un hombre afortunado ".
- "Şanslı adam" mı dedi?
- ¿ Dijo "un hombre afortunado"?
- "Şanslı adam".
- "Un hombre afortunado".
- Öyleyse kim bu şanslı adam?
Entonces, ¿ de quién se trata?
Bu şanslı adamı merak ediyorum doğrusu...
Me pregunto quién es el afortunado.
O zaman senin dünyadaki en şanslı adam olduğunu düşünmüştüm ve...
Bien, yo pensaba que eras el tipo con más suerte del mundo...
- Bay Holden düzenledi. Şimdi de beş şanslı adam seçiliyor.
ahora elige a los afortunados.
Şanslı adam!
¿ Qué es bueno aquí?
Seni şanslı adam.
Un hombre afortunado.
Bu sezonun şanslı adamı kim olacak acaba?
¿ Quién será el afortunado que la acompaña?
Ne şanslı bir adam!
¡ Qué suerte que tuvo!
Pekala, Yüzbaşı Harvey. Görünüşe bakılırsa, adamımın bırakılmasını sağlayacak kadar önemli bir rehineyi bulduğum için şanslı sayılırım.
Bien, parece que he tenido la suerte de encontrar un rehén importante, que me asegurará la devolución de mi oficial.
Çok şanslı bir adamım.
Soy un hombre muy afortunado.
Ama sizi arkadaş olarak gören adam bence çok şanslı.
Pero creo que un hombre es afortunado si cuenta con su amistad.
Bu şekilde sevildiğim için şanslı bir adamım.
Qué suerte tengo de que me quieran así.
Birisi çok şanslı bir adam.
- Como debe ser.
Uyandığında, çok şanslı bir adam olduğunu düşündüğümü söyleyin ona.
Cuando despierte, dile que creo que es un tipo muy afortunado.
- Evet, ben çok şanslı bir adamım.
- Sí, soy afortunado.
Ne kadar şanslı... Sana öğretecek adam ne kadar da şanslı.
Afortunado aquel que te enseñe.
- Peki şanslı adam kim?
- Y quien es el afortunado de turno?
Musashi şanslı bir adam.
Musashi es un tipo afortunado
Senin gibi bir adam bulduğum için çok şanslıyım.
Gracias, en serio. Tengo tanta suerte de haberte conocido...
O çok şanslı bir adam.
Es un tipo con suerte.
Bay Kimbrough çok şanslı bir adam,
El Sr. Kimbrough es un hombre muy afortunado.
Bir adam kendini ilgilendirmeyen bir işe bulaştığı zaman genellikle çok şanslı olmaz.
Cuando un hombre se mete en algo que no le concierne, no suele tener tanta suerte.
Bir adam bu kadar mı şanslı olur?
¿ Puede un hombre ser más afortunado?
Ama senin şanslı bir adam olduğun kesin.
He bostezado en el momento justo.
Şanslı olan adam.
Afortunado es el hombre.
Zengin bir adam olduğum için şanslı.
Tuvo suerte de que yo fuera rico.
Benimle çalışacak böyle seçkin bir bilim adamı bulduğum için çok şanslıyım.
Es un privilegio y un honor contar con un erudito como usted en mi biblioteca.
Çok şanslı bir adamım Helene.
Soy un hombre muy afortunado, Hélène.
Kocan şanslı bir adam, seni geri alacak.
Su marido es un hombre afortunado por recuperarla.
İyi bir adam olduğum için şanslısınız.
No se asuste, soy un buen tipo.
adamım benim 32
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam deli 37
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam deli 37
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adam kaçırma 35
adamı rahat bırak 23
adam değil 16
adam ölmüş 24
adamı duydun 40
adam mı 39
adamı duydunuz 27
adam kaçırma 35
adamı rahat bırak 23
adam değil 16
adam ölmüş 24
adamı duydun 40
adam mı 39
adamı duydunuz 27