Şiddet yok Çeviri İspanyolca
266 parallel translation
Şiddet yok.
Sin violencia.
- Ne yapıyorsun? Şiddet yok dedim.
Un momento.
Şiddet yok!
¡ No se ponga violento!
- Şiddet yok lütfen!
- ¡ Sin violencia!
Bir şeyi unutma. Şiddet yok.
Y recuerden : nada de violencia.
Şiddet yok, anlaşıldı mı? Evet efendim. Patron sensin baba.
Sólo los paletos beben eso.
Bill, şiddet yok!
Ten cuidado, Bill. ¡ Nada de violencia!
Lütfen Bay Armbruster, şiddet yok.
Por favor, nada de violencia.
Suç yok, ceza yok, şiddet yok, yasa yok polis yok, hakim, lider ya da patron yok.
Sin crímenes, castigos, violencia, ni leyes policías, jueces, gobernantes o jefes.
Şiddet yok, tamamen profesyonelce.
Sin violencia, estrictamente profesional.
Şiddet yok, lütfen.
Sin violencia.
Şiddet yok!
¡ Sin violencia!
Artık şiddet yok ve şu bahsedilen zekanın birazını kullanmaya başla. Saçmalık.
No más violencia, y empieza a usar algo de esa inteligencia que se supone que tenes.
Ama bugün Arap öğrenciler yok şiddet yok.
Pero hoy no hay estudiantes árabes no hay violencia.
Bu da artık kesinlikle şiddet yok demek.
Reglas nuevas, se acabó la violencia callejera.
Kırbaç yok, ip yok, şiddet yok.
Sin látigos, cuerdas ni tacones.
Oynamamız için bize başka bir skeç yazdı. İçinde kesinlikle Uluorta seks ve şiddet yok.
Y a cambio nos ha escrito otro para nosotros totalmente libre de sexo gratuito y violencia.
Artık şiddet yok.
Se acabó la violencia. Se acabó.
Doğamda artık şiddet yok. Ama sen istiyorsan öyle olsun hıyar.
La violencia ya no forma parte de mi naturaleza, pero si eso es lo que quieres, lo tendrás, hermanita.
Şiddet yok, Mishinka.
Sin violencia, Mishinka.
Şiddet yok, bela yok.
Sin problemas, ni violencia.
"Şiddet yoksa, zafer yok."
"Sin intensidad, no hay victoria".
Şiddet yok.
Nada de violencia.
Meşru tecavüzde şiddet yok.
No hubo violencia en la primera.
Müdür Glynn'den aldığım tek emir çok basit : Şiddet yok.
Mi orden del director Glynn es simple : nada de violencia.
Bir şartım var : Şiddet yok.
Una condición : nada de violencia.
- Hepsi bu mu, şiddet yok mu?
- ¿ Es todo, nada de violencia?
Para kazan, ama şiddet yok. Tamam mı?
Te dejamos trabajar, pero nada de violencia, ¿ de acuerdo?
Krasnogorski'nin "Temel Şiddet Motivasyonları" nı öneririm, Ya da Serov'un "Tek Taraflı Kendini Yok Etme Telkinleri" ni...
En vista de la carencia moderna, sugeriría a Krasnogorski, "Motivación de la violencia primaria", o "La sugestión unilateral a la autodestrucción" de Serov.
Yine de, şiddet sadece yok etmez aynı zamanda yaratır ve şekil verir.
No sólo destruye, crea sus propios modelos.
Bu adam şiddet çağrıcılığı yapıyor, ülkeyi yok etmeye çalışıyor... Onun insanları da ülkenin her tarafına yayıyor bunu
Este hombre ha llamado a la destrucción del país por la violencia, son los suyos los que le ayudan a difundir su mensaje.
İnsanın şiddet güdülerini uyandırmakta üstüne yok doğrusu.
Desde luego sabes hacer que un hombre se ponga violento.
Evet, eğer bana insanlık nereye gidiyor diye soruyorsan, Açıkça söyleyeyim. tüm dünya şiddet yüzünden eriyip yok oluyor.
Si me preguntases qué le ha pasado a la bondad humana, tendría que decirte que se ha agotado.
Şu anda herhangi bir şiddet belirtisi yok.
Pero si ella... En este momento, no hay indicios de violencia.
Yüzeyde morluklar yok, şiddet izi yok.
No hay lividez superficial, ni señal de rigidez.
bütün imkanlarımızı kullanmalıyız yoksa bu şiddet dalgası toplumumuzu yok edecek.
Si no usamos nuestros recursos la violencia destruirá nuestra comunidad.
"Şiddet ve işbirliği yok."
pacífico ".
Bu mantık dışı, yok edici şiddet arzusu.
Esa violencia irracional, demoledora.
Şiddet belirtisi yok.
No hay signos de violencia.
Şimdi, gereksiz şiddet uygulamaya hiç niyetimiz yok.
Ahora, debemos no desear La violencia.
Bu yüzden şiddet için bir neden yok.
No hay razón para recurrir a la violencia.
Yazımda, travesti ile şiddet arasında bir bağlantı yok.
No hay correlación entre transexualidad y violencia.
Şiddet uygulamana gerek yok, tamam mı?
Ahorrame de esta indignante rutina, está bien?
Siyasi cinayet, siyaset bombalama veya siyasi şiddet diye bir şey yok.
El asesinato político no existe, tampoco la violencia política,
Binbaşı, şüphem yok ki geçmişindeki şiddet sonunda onu yakaladı.
No lo dudo, mayor. Pero su pasado violento ha podido con él.
Görünen o ki, şiddet düşünceleri toplumunuzdan tamamen yok olmamış.
Aparentemente,... ilegalizar el pensamiento violento no lo ha hecho desaparecer.
Bizim, şiddet düşkünü olduğumuz düşünüyorsunuz. Türünüzü yok etmeyi planladığımızı düşünüyorsunuz. Ama bunların hiçbirisi gerçek değil.
Crees que somos violentos, que estamos planeando destruir tu especie, pero nada de eso es verdad.
O biraz tuhaf, kabul ediyorum. Ancak onda şiddet duygusu yok.
Él es raro, lo admito pero no parece ser violento de verdad.
Şefkat yok, anlaşmazlık yok, drama yok Ya da şiddet yok
Sin dramas, sin mezquindad.
Doktorun şiddet uyguladığına dair kayıt yok.
No hay antecedentes de violencia por parte del doctor.
Oyunlarının içinde hiç birazcık daha şiddet içerenleri yok mu?
¿ No tienes algo con un poco más de violencia?
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65