English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Allah

Allah Çeviri Fransızca

16,423 parallel translation
Allah'ım, beni sessizce iç çekerken gördün. Ve ağladığımı duydun.
Seigneur, tu m'as vu en pleurs tu m'as entendu pleurer
Bell Buckle mı? Allah'ım!
Bell Buckle, Seigneur!
- Aman Allah'ım.
- Oh, mon Dieu.
Allah'ım, birini sevmek çok zor.
C'est dur d'aimer quelqu'un
Aman Allah'ım!
Oh!
Allah'ım!
Seigneur
Allah'ım!
Oh, Seigneur
- Allah'ım, acı bize.
Seigneur Dieu!
Aman Allah'ım.
Oh, mon Dieu!
Allah kahretsin, Abe.
Putain, Abe.
Çünkü neyle karşı karşıya olduğumuzu bir tek Allah bilir.
Parce que seul Dieu sait à quoi on a affaire.
Sadece Birinci Ligte oynamakla kalmayacağım o kadar iyi olacağım ki fotoğrafımı ofisine koymak zorunda kalacaksın. Ve ne zaman içeri girsen sana yukarıdan bakacak. İçeri gireceksin, kapıyı kapatacaksın ve, birazcık gölgesini indirip ve Allah bilir ne yapacaksın.
Non seulement je serais en ligue majeur, mais je serais tellement bon, que tu accrocheras ma photo dans ton bureau, et elle te regardera à chaque fois que tu y rentrera et fermera la porte et tu baisseras la petite ombre et era ce que Dieu sait.
Aman Allah'ım! Bu çok komik!
Oh, mon Dieu, c'est hilarant!
Peshwa'nın hediyesi! Aman Allahım!
Le Peshwa me l'a donnée.
Allah korusun! Ama veda etmemiş olacaksınız.
Mais votre rencontre restera inachevée.
O hem Allah'a hem Krishna'ya dua ediyor.
Elle adore Allah et Krishna.
Allah ne muradın varsa versin kızım!
Que Dieu exauce tes prières!
Aşk Allah'ın bir armağanıdır...
Un cadeau de Dieu...
Allah'a şükür yara almamışsınız.
Grâce à Dieu, vous n'êtes pas blessés.
Benzin bulmamız Allah'ın mucizesi olurdu.
Trouver de l'essence relève du miracle divin.
O gece, yatağa gitmeden önce... Allah'la yüksek sesle konuştum.
Ce soir-là, avant de me coucher, j'ai parlé à Dieu à voix haute.
Onlar Liberya'nın yasasına değil, Allah'ın yasasına uyuyorlar.
Ils ne représentent pas la loi du Liberia, ni la justice de Dieu.
- Hay Allah. İz bırakabilirdi bu.
Cela pourrait laisser une marque
Aman Allah korusun.
Et ça, jamais!
Allah korusun, en kötü durumu düşünüyoruz.
On prévoit le pire.
Allah bilir kış ne zaman gelecek? !
Dieu sait quand l'hiver va rentrer.
Ablam bunca yıl seni nasıl hoş gördü Allah bilir.
Dieu sait comment ma sœur a fait pour te supporter toutes ces années.
Allah muhafaza, yaşlılığında Budhan'ın arkadaşlığına kalmamalısın.
Priez au bon Dieu pour que vous ne finissiez pas avec Budhan quand vous serez vieille.
Bu hafta sonu ailemiz için unutulmaz bir anı olacaktı. Ve sen bizi ardında bırakıp ne yapacağını bilmediğimiz Allah bilir adını bile duymadığımız bir yere gidecektin?
C'était notre plus grand week-end et tu allais nous lâcher pour aller faire je ne sais quoi, je ne sais où?
Şimdi ise Stan'ın hayatı mahvolmuş, Jimmy'nin kumar sorunu var ve Allah bilir Tommy neler yapıyor. Evet, olacak.
Maintenant la vie de Stan est un bordel, Jimmy a des problèmes de jeux d'argent, et Dieu seul sait ce que devient Tommy.
Allah belanı versin!
Bordel, vous n'aviez pas le droit!
Kuzenim Allah'ın Bahçesi'nde çalışıyor.
Mon cousin travaille au Jardin d'Allah.
- İzlemedim. - Allah cezanı versin Ron.
- Bordel, Ron.
Çocukların için hiç yemek yaptın mı? Hatta şu anda çocuklarına kim bakıyor? Hem de Allah bilir sen nerelerde dolanırken!
Est-ce que vous cuisinez des fois pour vos enfants, et d'ailleurs qui surveille vos enfants en ce moment, pendant que vous êtes dehors seulement Dieu sait où.
Hay Allah. Alyansımı düşürdüm ızgaranın içine. Sonra onu almaya çalışırken bu sefer de anahtarlarımı düşürdüm.
J'ai fait tomber mon alliance dans cette grille, et en essayant de la récupérer, j'ai fait tomber mes clés, alors je ne peux pas partir.
Ve Allah sizi inandırsın bilgisayarlarınıza son kez burnumuzu sokuyoruz.
Et ça, je le jure, sera la dernière fois où nous fouillerons vos ordinateurs.
Allah sizi inandırsın oracıkta bayılıyordum.
Et je vous jure, j'ai failli m'évanouir.
Allah bilir dünkü mevzudan da söz açmamışsınızdır.
Je suspecte également que vous n'avez pas parlé de ce qu'il s'est passé.
Allah razı olsun.
Soyez bénis.
- Hay Allah, haklısın.
Tu as raison.
- Allah sorun etmez diye düşündüm.
J'ai décidé qu'Allah n'en ferait pas un fromage.
Vücudunu, kutsanmış İlyas'ın öğretileri doğrultusunda Allah'ın şanı için yola getirdin ama biraz olsun bundan fazlası kibir ve terbiyesizlik olur ve ben bunu yasaklıyorum.
Tu as soumis ton corps aux enseignements du saint Elijah, pour la gloire d'Allah. Mais faire plus que cela, c'est auto-glorifiant et immodeste, et je te l'interdis.
Belki Allah da benim Tanrım değildir.
Peut-être qu'Allah n'est pas le mien.
- Allah korusun, hayır.
Loin de moi cette idée.
Allah belasını versin.
Maudite marde.
Döşemeler Allah bilir nasıl birleştirilmiştir.
Il a été bricolé Dieu sait comment.
( Allah canını almasın.Korktum piç! )
Allez.
Aman Allah'ım.
Mon Dieu.
Aman Allah'ım. O iyi mi?
Stan s'est fait tabasser.
Allah kahretsin!
Bon sang.
Allah kahretsin!
Bordel de merde!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]