Ama nereye Çeviri Fransızca
1,441 parallel translation
Ama nereye gittiğimiz konusunda fazla bilgi vermek de istemiyorum. Büyük bir şey olacak.
En fait je ne veux pas trop en dire sur nos projets, mais ça va être énorme.
Ama nereye koyduğumu unuttum.
Mais je le retrouve plus.
Ama nereye sakladığımızı unuttum.
Mais je me souviens plus où on l'a enterrée.
Dinle, iri yarı olduğumu biliyorum ama nereye saklanabilirim?
Écoute, je sais que je suis grand, mais où puis-je me cacher?
Ama nereye gidecekler ki?
Mais où est-ce qu'ils vont habiter?
Telefon görüşmesi için özür dilerim, ama nereye gittiklerini öğrenmek istediğini söylemiştin.
Désolé pour l'appel, mais vous avez dit que vous vouliez savoir où elles allaient.
Yaşamın boyunca harika yerlere gidecek... harika şeyler yapacaksın. Ama nereye gidersen git, nasıl biri olursan ol... burası hep seninle olacak.
Au cours de ta vie, tu verras des endroits formidables, et tu feras des choses extraordinaires, mais qu'importe l'endroit où tu vas ou la personne que tu deviens, tu emporteras toujours le souvenir de cette ville.
Sana çok benzer bir pinata yaptırmıştım, ama nereye kaybolduğunu bilmiyorum.
J'avais aussi une piñata faite pour te ressembler, mais je ne sais pas où elle est passée.
Çok şekerler. Ama nereye koyacağımı bilemiyorum.
Elles sont mignonnes, mais je ne sais pas où les mettre.
Seni bu yüzden rahatsız ettiğim için üzgünüm, ama nereye giderim bilemedim.
Désolée de t'embêter, mais je ne savais plus vers qui me tourner.
Gittiğini söylediğin zaman... ama nereye olduğunu söyleyemediğin zaman, ilk tahminim Kore olmuştu.
Quand tu m'as dit que tu t'en allais, mais que tu ne pouvais dire où, ma première idée était la Corée.
Şirket masraflarına dahil edilen ama nereye gittiği belirsiz şeyler.
Des petites choses. Des négligences, des dépenses inutiles qui passent dans les frais de l'entreprise.
Çok haklısın, iyi ama nereye gideceğiz?
Tu as raison, Mais où pouvons-nous aller?
Ama nereye gittiyse kapılar yüzüne kapandı. Duyduğuma göre hiçkimse onu kabul etmemiş.
Mais partout où il alla, on le traita d'hérétique et il n'eut plus nulle part où aller.
İyi ama nereye gitti?
Il est où?
Henüz bitmedi ama nereye gittiğini görebilirsin.
Ce n'est pas fini, mais... ça te donnera déjà une idée.
Bizi gönderiyorlar ama nereye olduğunu söylemiyorlar.
Lls nous évacuent, mais ne disent pas pour où.
Ama nereye koyduğumu unutmadım.
Je n'y suis pour rien.
Ama nereye gideriz?
- Où est-ce que nous pourrons aller?
Gördüğünü ama nereye gittiğini bilmediğini söylediğin misket var ya...
La bille que vous prétendez avoir vue mais qui a disparue
Evet ama nereye sakladın?
C'est vrai.
Gir! Nereye gittiğini kimse asla bilemedi, ama geri dönmüştü.
Personne n'a jamais su d'où il revenait.
Evet, ama ya onunla nereye gideceğimizi sorarsa?
Tu as raison... Mais que lui dirons-nous si elle nous demande où nous comptons aller avec?
Sonunda ormana gittim ama bir türlü karar veremedim, nereye yapsam diye.
J'ai fini par me retrouver dans la forêt, mais je n'arrivais toujours pas à me décider pour l'endroit.
Ama önce bana nereye gittiğini söyle.
Mais dis-moi d'abord où tu étais.
Nereye gittiğini bana hiç söylemezdi ama iş gezilerinden döndüğünde hep kuzu eti kokardı.
Il ne m'a jamais dit où il allait. Mais il sentait le mouton, quand il revenait de ses voyages d'affaires.
Başçavuş nereye varmaya çalışıyor anlamıyorum. - Ama olayla alakaları yok.
Je ne sais pas où vous voulez en venir, mais elles ne communiquent pas.
Kısacası, bir davanın ortasında izin almadan görevi bırakıyor ama sen nereye gittiği hakkında bilgiye sahip değilsin, öyle mi?
Donc, il se volatilisait en plein procès, et vous ne savez pas où.
- Hayır, hayır. Biliyorsun nereye gideceksek zamanında gideriz ama eve dönme zamanı gelince, herkesle son bir kere konuşuyorsun.
Non non... tu sais, on arrive toujours à l'heure partout, mais quand c'est l'heure de rentrer, tu aimes parler à tout le monde une dernière fois car tu es tellement gentille et sociable.
Ama işin aslı Sookie nereye, bebek de oraya. Bebek nereye giderse ben de oraya giderim.
Mais le truc, c'est qu'où va Sookie, le bébé y va, et où va le bébé, j'y vais.
Bombayı nereye kuracağını biliyordu, ama ne zaman kuracağını bilmiyordu.
Il savait où mettre la bombe, mais pas quand la faire exploser Il a merdé
Ama nereye gidersem gideyim her zaman arayabilir ya da gelebilirsin.
Que j'aie ce travail ou pas, mais où que j'atterrisse, tu pourras toujours m'appeler ou passer me voir.
Şimdi yukarı gelmek istemediğimden değil, ama nereye gidiyoruz?
Où ça va nous mener, tout ça?
Seni çok iyi tanımıyorum ama bir kaç kelimeyi yan yana getirmeye çalış. Bakalım nereye gidecek.
Te connaissant, c'est 50 / 50, mais commence toujours, on voit où ça va.
Bak, bu iş eğlenceliydi ama... nereye gidiyor?
Ecoute, on s'est bien amusés, mais... à quoi ça mène?
Bu hikâye nereye gidiyor bilmem ama neyse ki beyaz ruganlarını giymemiş.
Heureusement que c'était pas la mode des sabots!
Bu biraz konuyla alakasız ama, kemerimi nereye koyabilirim?
C'est plutôt hors sujet mais, où je peux mettre ma ceinture?
Gerçi yolun nereye gittiğini biliyoruz ama senin ağzından da duymak isterdim.
Nous savons déjà où il mène, mais ca m'enchanterait de l'entendre de tes lèvres.
Hemen he gün bizi gözetliyorlar nereye yapıyoruz, hangi haltı alıyoruz ama hiç bir şey bulamıyorlar.
Qui est-ce qui l'a? " Mais ils trouvent jamais rien.
Biraz robot resim programıyla eğlensinler ama işin nereye varacağını biliyorsun.
Ils vont faire un portrait-robot, vous savez comment ça marche.
Nereye ait olduğunu bilmiyorum ama burası değil.
T'es pas à ta place ici, ma fille.
Ama hala sorumlu olduğun bir hayat var, nereye gittiğin önemli değil.
Mais il reste une vie, dont vous demeurez responsable, où que vous vous cachiez.
Hadi ama Charlie, nereye gittiğimizi bile bilmiyoruz.
Voyons, Charlie. On n'a vraiment aucune idée d'où on va.
Ama biliyorsanız, ve nereye gideceğinizi bulabilirseniz
Mais si t'es rancardé Que tu sais où aller
Ama sonra, buradan nereye gidebilirsin? Ne kadar baba gannuş yiyebilirsin?
Mais que peut-on faire quand on a mangé assez de baba-ganoush?
Ama kanunsuzluk yapmadıkça kişisel haklarını nereye kadar genişletebilirsin ki?
- Dieu merci. Qu'est-ce que t'en sais? Tu ne sais même pas s'ils sont en vie.
Ama fark etmez nereye gittiğim Benim için bir tek sen oldun
Quoi que je fasse, je n'aime que toi
Ama evlerini kaybedince tüm bu insanlar nereye gidecek, denize mi?
.. mais où ces gens-là iront-ils, s'ils perdent leurs maisons? A la mer?
Haydi ama bunun nereye gideceği belli.
La pause thé est terminée. Tu sais où ça va.
Ama nereye?
Qu'est-ce que t'as?
Sonra geri döneriz... Ama altınları nereye sakladın?
Nous reviendrons après... mais où as-tu caché l'or?
nereye gidiyorsun 4208
nereye gideceksiniz 46
nereye 2137
nereye gittin 130
nereye gideceksin 183
nereye kayboldun 59
nereye gidiyorum 64
nereye gidelim 62
nereye gitmek istiyorsun 67
nereye gittiniz 39
nereye gideceksiniz 46
nereye 2137
nereye gittin 130
nereye gideceksin 183
nereye kayboldun 59
nereye gidiyorum 64
nereye gidelim 62
nereye gitmek istiyorsun 67
nereye gittiniz 39
nereye gidersen git 48
nereye gidiyorsunuz 655
nereye gitmek istersin 48
nereye istersen 53
nereye gidiyoruz 1074
nereye gideceğiz 121
nereye kayboldu 33
nereye gitti 521
nereye gidiyor 230
nereye gideyim 33
nereye gidiyorsunuz 655
nereye gitmek istersin 48
nereye istersen 53
nereye gidiyoruz 1074
nereye gideceğiz 121
nereye kayboldu 33
nereye gitti 521
nereye gidiyor 230
nereye gideyim 33