English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Az önce

Az önce Çeviri Fransızca

23,011 parallel translation
Charlie ölü kamyon sürücüsünün telefonundan az önce kullanım dışı bir sabit hattı aradı.
Charlie a utilisé le téléphone du chauffeur pour appeler.
Az önce atölyesinde onu ölü bulduk.
On l'a juste trouvé mort dans son studio.
Az önce ZOMO'nun yardımcısı Kristy'i JFK'den Bhutan'a giden bir uçağa binerken yakalamışlar.
Ils viennent d'attraper l'assistance Kristy de ZOMO à JFK essayant de monter à bord d'un avion pour Bhoutan.
Ve az önce bulduk.
Et on vient juste de la trouver.
Ama eski karım seni gördü az önce.
Mais mon ex-femme vient juste de te voir.
Hades az önce buradaydı.
! Hadès était juste là.
Ki kendisi az önce bana devretti.
Qu'il a juste signé devant moi.
Az önce paraya "paparazzi pizza hamuru" dedin.
Tu as bien parlé de "galette".
Kral Gareth az önce annen için beş para etmez şıllık dedi.
Le roi Gareth dit que ta mère est une belle coquine!
Az önce gördüm.
Je viens juste de la voir.
Kusura bakma ama az önce onlara muhataplarımızın şirket olduğunu söylediğini söylediler.
Ils viennent de me dire que vous leur avez dit de faire du B2B.
Çünkü az önce Monica'yla telefonda konuştum.
Je viens d'avoir Monica au téléphone.
Az önce telefonda kimle konuştum tahmin et.
Donc... Devinez qui je viens d'avoir au téléphone.
Az önce "ivet" mi dedin?
Vous venez de dire... Oueuh?
Az önce Erkek Karınca'nın CEO'su Calvin Greene'yle telefonda görüştüm.
J'étais au téléphone avec Calvin Greene, le PDG de Maleant.
Az önce Raviga'da Laurie Bream'in ofisinden aradılar. Pied Piper'daki CEO'lukla ilgili görüşme isteyip istemediğimi sordular.
C'était le bureau de Laurie Bream à Raviga, me proposant un entretien pour être PDG de Pied Piper.
Az önce Gavin Belson'nın internetle oynadığını mı söyledin?
Tu viens de dire que Gavin Belson a expurgé Internet?
BoJack'in az önce söylediklerini düşünüyordum.
Je repensais à ce que BoJack a dit.
Yedinci sınıftaki bozuk bisiklet pompam mıyım ben? Çünkü az önce bir şeyi hava basıp patlattım.
est-ce que je suis plus lumineux qu'une torche parce que je viens de faire la lumière sur cette affaire?
Az önce Ana'da mıydık?
Attends. On était chez Ana?
- Biliyorum, az önce buradaydım ama aramızda olanları açıklayan bir hikâye anlattın sanıyorum.
- Je viens de partir, mais je crois que tu m'as raconté un truc qui explique tout ce qui est arrivé.
- Datatrode'daki arkadaşlarımdan birisi az önce Pied Piper beta davetiyesi almış birinin yanında oturuyor.
Eh bien, un pote à moi de Datatrode s'est assis à côté d'un gars qui vient juste d'être invité à la beta de Pied Pipper.
Az önce gerçek Max Karnow'la konuştum. Betayla ilgili hiçbir şey bilmiyor.
Ok, je viens juste de parler au vrai Max Karnow, il avait aucune idée de la beta.
Pied Piper uygulaması az önce Hooli dükkânı tarafından onay aldı.
Notre appli vient d'être acceptée par Hooli-store.
Az önce piyasa araştırma şirketi işleten bir arkadaşımla konuştum.
J'ai eu mon amie qui a une société d'études de marché.
Az önce bana embesil dedi, sen bir şey demedin ama.
Quand elle me traite d'imbécile, tu ne dis rien? Parfois, tu agis comme une idiote.
Az önce ameliyata aldılar.
Ils viennent juste de l'emmener.
Ofisinden az önce ayrıldık. Şimdiye dek ameliyatına başlamıştır.
On vient de sortir de son bureau, alors j'imagine qu'il doit être en chemin pour opérer en ce moment.
Uçağı az önce iniş yaptı. Her an gelebilir.
Son avion a atterri, elle devrait être là d'une minute à l'autre.
Birisi az önce beni mi tokatladı?
Quelqu'un ici a cliqué sur moi?
Arkadaşım az önce'Küba-gazm'yaşadın.
Mon ami, vous avez eu un "Cuba-gasme".
Güneş az önce battı ama tan yeri ağırınca sayımızın azlığı ortaya çıkacak ve etkisiz hale getirileceğiz.
Le soleil vient de se coucher, mais avec l'aube notre petit nombre sera exposé et nous serons neutralisés.
Özel Kuvvetler, küçük bir müfreze, az önce batan güneş.
Forces spéciales, petit groupe, le soleil vient de se coucher.
- Az önce mesaj attım ama dronların vaktinde olay yerine varma ihtimali...
Je viens de lui envoyer un message, mais les chances que les drones arrivent à l'heure...
Nabzın az önce maraton bitirmişsin gibi atıyor.
Ton pouls est emballé comme si tu venais de finir un marathon.
- Az önce söylediğin çok mantıklı.
Ce que tu viens de dire a du sens.
Bu biraz önce uydurduğun şarkıyı daha az anlamsız hale getirir.
Ça a encore moins de sens que la chanson que tu viens d'inventer.
Az önce hayatımı kurtardın.
Tu viens de me sauver la vie.
Darryl az önce havladı.
Darryl vient d'aboyer comme un chien.
Dedektif Bell ile Idlewild Park'tan az önce döndük.
L'inspecteur Bell et moi revenons de... Idlewild Park.
Az önce ne oldu ya?
Vous faites quoi?
Az önce çocuğumun sanat şeysini kırdın!
Tu viens de casser la poterie d'un de mes enfants.
Pazar pazar rahatsız ettiğim için üzgünüm ama az önce otoyol devriyesi beni aradı. 20 dakika falan önce, ben de doğruca buraya geldim.
Navré de vous déranger un dimanche, mais la police m'a prévenu il y a 20 minutes.
Netflix istediğin ve aldığın söylendi bana az önce.
J'ai demandé à avoir Netflix.
Az önce telefonu kırdın.
Tu viens de casser ton téléphone.
Az önce gizli devlet örgütü dedin.
Tu as juste dit que c'était une agence secrète gouvernementale.
Az önce fark ettim ki seni de öldürmem gerekecek.
Je viens de réaliser... Que je vais devoir te tuer aussi.
- Winn az önce DEO tarafından işe alındı.
Winn vient d'être mobilisé par la DEO.
Az önce ne halt oldu lan öyle?
Que l'enfer s'est passé juste?
Bu az önce gördüğüm bebeği haklı mı çıkarıyor?
Ça justifie le bébé que j'ai vu?
Az önce öngöremeyeceğini söylemişti.
Il a dit qu'il pouvait pas prévoir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]