Bakalım ne olacak Çeviri Fransızca
307 parallel translation
Bakalım ne olacak.
On peut jamais savoir.
Saçlarla biraz uğraşayım, bakalım ne olacak?
Attends un peu, je vais voir ce que je peux faire.
Ona bildireyim, bakalım ne olacak.
Je vais lui en parler, on verra bien.
Bakalım ne olacak. Rahatsız olmaz sanırım.
Juste pour jeter un oeil ça va pas le déranger.
Bekle, bakalım ne olacak!
Attends, voyons ce qui va se passer.
Vur hadi bidaha vur bakalım ne olacak.
Je vais m'énerver.
Şuraya atmaya çalış ve gör bakalım ne olacak.
Essaie d'en placer une au centre et on verra ce qui se passera.
Tamam, bakalım ne olacak...
D'accord, fais voir.
Bakalım ne olacak.
Laisse moi voir ce qui se passe.
Yok be, dediklerini yaparsam bakalım ne olacak görelim dedim.
Non, je voulais juste voir ce qui arriverait si je le suivais.
Bekleyelim. Bakalım ne olacak?
Qui vivra verra.
Eski otobüs hattı ile planlanan demiryolu sistemini karşılaştır bakalım ne olacak.
Essaie de comparer l'ancienne ligne 51... avec le projet Railink.
Bakalım ne olacak?
Que choisissez-vous?
Bakalım ne olacak. Tamam mı?
Nous verrons ce qu'il en ressort, d'accord?
Belki birkaç hafta bana takılsan iyi olur. Bakalım ne olacak.
Tu devrais venir chez moi quelques semaines.
Bilin bakalım ne olacak?
Devinez quoi?
- Bak bakalım ne olacak?
- T'as vu ça?
Arama duyurusu çıkarın, bakalım ne olacak.
Lancez un avis de recherche, on verra.
Bir dakika. Ara şu telefonu. Bak bakalım ne olacak.
Appelle ta voiture, et vois ce que ça donne.
- Bakalım ne olacak.
- Bien. Alors, c'est parti.
Savaş sırasında... sizi gemiye bağlayacağım! Bakalım ne olacak!
Pendant notre combat je vous ferai pendre au mat, et ils vous verront avec votre face de chien.
Hep çok duygusaldın. Ama bil bakalım ne olacak?
T'as toujours été trop sensible.
Onu çalıştıracağım bakalım ne olacak.
Voyons si ça peut marcher.
Ya bakalım ne olacak.
On verra bien.
Toplanalım ve bakalım ne olacak.
On remballe et on verra ce qui se passe.
Bil bakalım ne olacak Alek?
Eh bien, tu devineras jamais!
Dostları olduğumuza inanırlarsa bakalım ne olacak.
Faisons-nous passer pour des alliés et voyons ce qui se passe.
O gelene kadar bekle bakalım burada Peki ya bu süredeki rehineler ne olacak? İnfazlar dosya kapandığı zaman bitecek.
Mais si Gruber confirme l'alibi de Czaka, tous les témoins d'aujourd'hui, et vous en premier, iront au poteau d'exécution avec les otages.
- Ya pencerem ne olacak? - Dur bakalım!
- Hé, mes carreaux!
Bakalım şimdi ne olacak.
Laissez-moi réfléchir!
Baksana, neden bir süre burada kalmayı denemiyorsun, bakalım neler olacak?
Écoute, pourquoi ne pas rester là-bas et voir ce qui se passe?
Anlat bakalım. Ne olacak şimdi yani?
Qu'est-ce qui nous attend?
Ne olacak bakalım.
Bien, voyons ce qui va se passer.
Sıra sana geldiğinde ne olacak bakalım.
J'aimerais t'y voir.
Ne yapacağımızı bilelim. Her şey doğru giderse ne olacak bir bakalım.
Aussi, nous allons revoir ce qui arrivera si tout tourne bien.
Okunla şunu vur bakalım ne olacak?
Tire une flèche sur l'homme.
Bakalım bu kutuya ateş edince ne olacak.
Je vais d'abord tirer un peu de chevrotine dans ce machin pour voir ce qui se passe.
Bakalım bu kutuya ateş edince ne olacak dedim.
J'ai dit : "Je vais d'abord faire un 2e trou dans ce chiotte pour voir ce qui se passe!"
Barların önünden geçmeye devam et. Demlenme sakın. Bakalım, ne olacak.
Passe devant les bars sans picoler, on verra bien...
Bir uyuyalım, bakalım enzim parçalamasından sonra ne olacak?
Bon, dodo et on voit demain ce qui se passe.
- Bakalım. Kariyerim ne olacak?
Ma carrière!
Bakalım sırada ne olacak ilgiyle bekliyorum.
Je commence à m'intéresser à la suite des événements.
Bakalım bugün ne olacak.
Le programme du jour est le suivant :
Bakalım ne olacak.
On verra bien.
Bakalım kalkanlara çarpınca ne olacak.
Nous allons bientôt le savoir.
Revire gitsem iyi olacak, bakalım orada ne değişiklik var.
Je vais retourner à l'infirmerie, voir si son état a évolué...
Dinlemeye devam edin ve fırçayı da bırakmayın. Bakalım onu sizden alan olacak mı?
Ne perdez pas le son de cette voix et sortez le pinceau, voyez si quelqu'un vous le prend.
Bakalım şimdi ne olacak.
Voyons ce qui va se passer.
Bakalım ne olacak.
On va voir ce qui se passe si tout ça s'arrête.
Bil bakalım orada ne var? Artık kendi piyanon olacak.
Et vous aurez même un piano rien que pour vous!
Bak, ne diyeceğim. Bir konuşalım. Bakalım tavrı ne olacak.
Mélissa, parlez-en avec elle.