English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ N ] / Ne olacaksa olsun

Ne olacaksa olsun Çeviri Fransızca

120 parallel translation
Ama artık onu istediğimi bildiğim için, ne olacaksa olsun. Ve eğer ona dönebilseydim, ona eskiden direndiğim gibi
Je la veux à tout prix et si je pouvais la revoir... je ne pourrais pas lui résister.
İşte, her şey yeniden başlıyor ama artık ne olacaksa olsun.
Tout va recommencer comme avant, mais ça m'est égal maintenant.
Ne olacaksa olsun.
Ce que vous voulez.
Bazen bu iş sona ersin istiyorum. Ne olacaksa olsun.
Par moment, je rêve que tout c. a finisse.
Ne olacaksa olsun, bugün bu ormandan çıkıyorum.
Aujourd'hui, je sortirai de cette foręt ŕ tout prix.
Ne olacaksa olsun.
Et advienne que pourra.
Ne olacaksa olsun.
Qu'il en soit ainsi.
Ne olacaksa olsun.
Ben, c'est comme vous voulez.
Ne olacaksa olsun, o elindeki her şeyi içer.
Peu lui importe ce qui adviendra.
- Ne olacaksa olsun.
- Pourquoi pas, après tout.
Ne olacaksa olsun.
Laissons le passé au passé.
Oh, ne olacaksa olsun, üzülürse üzülsün.
Tant pis, je le perturberai!
Yani bırakalım ne olacaksa olsun mu diyorsun.
Si je comprends bien, il n'y a plus qu'à s'avouer vaincu. Et on le laisse faire.
Bana ne olacaksa olsun. Şeker bul, şeker bul... " " Gitme!
Je me fiche de ce qui m'arrivera... "
Evet artık ne olacaksa olsun, kaybedecek neyim var ki?
Je vais refermer mon cercueil de honte. Qu'ai-je à perdre?
Ne olacaksa olsun.
Ne te soucie plus des conséquences.
- Buraya kadarmış. Ne olacaksa olsun.
- Ok, ca se résume à ça ce qui doit arriver arrivera.
Ne olacaksa olsun.
Que diable. Faisons des sauvetages.
Uzun zamandır peşimdeydi. Ben de "Ne olacaksa olsun" dedim.
Il me courait après depuis longtemps alors je me suis dit, pourquoi pas?
Tamam, ne olacaksa olsun.
Quand il faut, il faut.
Ne olacaksa olsun, sana güvenmiştim, sana inanmıştım.
Je t'ai fait confiance! Je t'ai cru!
" Ne olacaksa olsun.
" Heurtez quelque chose de dur.
Ne olacaksa olsun, ben kocaman kalça iğnesini alayım.
Allons-y, je choisis l'aiguille géante dans la hanche.
Ne olacaksa olsun. Umrumda değil.
J'en ai rien à foutre, d'accord!
Dinle Nathan ne olacaksa olsun bil ki baban için üzgünüm.
Ecoute, Nathan, quoi que tu traverses, je suis désolé pour ton père.
Ne olacaksa olsun dedim.
Je me suis dit : "Et puis, merde!"
Ne olacaksa olsun!
Par l'enfer.
Onu telefona bağla. Ne olacaksa olsun.
Appelle-le, je suis prêt à encaisser les coups.
O yüzden bırak ne olacaksa olsun kardeşim.
Qu'il en soit ainsi, ô ma soeur!
Kim bilir? Karısı onu terk etmek istiyor. Bence hemen ayrılmalılar, ne olacaksa olsun.
qui sait sa femme veut le quitter qu'ils divorcent et en finissent une bonne fois pour toutes
Pekala, ne olacaksa olsun.
Après tout, qu'il en soit ainsi.
Kuralları yıkalım ve ne olacaksa olsun artık!
Y a pas de règles, j'aime! Voilà, tu danses!
Bırak ne olacaksa olsun. Tamam mı?
Tu ne fais rien pour l'instant, d'accord?
Ne olacaksa olsun.
Au diable!
Ve o dedi ki "Büyüyüp ne olacaksa olsun, bir çocuğun ölmesine izin vermek doğru değil."
Et elle m'a dit : peu importe ce qu'il deviendra, c'est mal de laisser un gosse mourir.
- Ne olacaksa da olsun.
- et voir venir.
Tanrı'nın yardımıyla keşke gerçeği bilebilseydim bayan. Ama ne kadar acılı bir şekilde olacaksa olsun gerçeği öğrenmeliyim.
Dieu m'est témoin que j'aimerais vous croire, senorita, mais je saurai la vérité, quel qu'en soit le prix.
Ne olacaksa... olsun!
Ce qui doit arriver arrivera.
Ne olacaksa olsun, ne olursa olsun.
Advienne que pourra!
Bırak ne olacaksa, olsun. Ne kadar çabuk olursa o kadar iyi.
Que ce qui doit arriver, arrive, une fois pour toutes.
Ne olacaksa olsun.
Au diable.
Ne kadar zamana ve neye mal olacaksa olsun, onu yakalayacağım.
Je le traquerai, quoi qu'il en coûte, pendant aussi longtemps qu'il faudra.
Benim fikrim, eğer bir kadının bir erkek üzerinde gücü olacaksa,... o zaman bu, bulabildiği en güçlü erkek olsun.
Si une femme ne peut accéder au pouvoir que par un homme, alors que ce soit l'homme le plus puissant qu'elle puisse trouver.
Bırak ne olacaksa olsun.
Laisse.
Bırak ne olacaksa olsun, bebeğim.
Laisse-toi faire.
Ne olacaksa olsun.
Et bien pourquoi pas?
Ne halt olacaksa olsun, J.D., seni seviyorum.
Et puis zut. J.D., je t'aime.
Sana soyluyorum, eger savas olacaksa dilerim çoktan baslamis olsun.
Je te le dis, si ça doit être la guerre, j'espère que ça ne fait que commencer.
Lanet olsun, her ne olacaksa hepsine hazırım.
Putain, je suis prêt à tout.
Eğer bu birisi konuşmayı bilmeyen, bebek beziyle dolaşan biri olacaksa varsın olsun.
Et s'il porte une couche et ne parle pas, alors tant pis.
Pekâlâ bir sonraki öneri her ne olacaksa, hep yaptığımız bir şey olsun, tamam mı?
O.K., écoutez. La prochaine suggestion, peu importe c'est quoi, ça va être ça, O.K.?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]