English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bekleyeceğim

Bekleyeceğim Çeviri Fransızca

3,222 parallel translation
Neyi bekleyeceğim?
Attendre quoi?
Balistik raporunu bekleyeceğim. Sadece tahmin etmek istedim.
J'attendrai la confirmation balistique.
Seni bekleyeceğim.
La porte sera ouverte.
Ben dışarı çıkıp Tom'u bekleyeceğim.
Je sors attendre Tom...
Arabada bekleyeceğim.
Je vais attendre dans la voiture.
Memnun olduğumu söylemek için sözünü tuttuğunu görmeyi bekleyeceğim.
- Reste à savoir si cela va durer.
M-99 ile onu servis asansörünün orada bekleyeceğim.
Je l'attendrai près de l'ascenseur de service pour le piquer.
Tamam, tamam bakın ne diyeceğim, ben de sizinle bekleyeceğim.
- D'accord. Je crois que je peux attendre avec vous.
Tamam, bekleyeceğim.
D'accord. Je vais attendre, mais dépêchez-vous.
- Devam et. Ben dışarda bekleyeceğim.
Allez-y, j'attends dehors.
Bir dakika bekleyeceğim. Hayır, bence burada ayrılmamız en iyisi. Eğer içeri birlikte girersek seni dışarı bırakmak isteyeceğimi düşünmüyorum.
Je crois qu'il vaut mieux que tu partes. je ne crois pas que je te laisserais partir.
Evimde bekleyeceğim!
Nous vous attendrons chez moi!
Endişelenme seni bekleyeceğim.
Ne vous inquiétez pas. Je vous attendrai.
Sizi burada bekleyeceğim.
Je vous attendrai ici.
Peki, bekleyeceğim.
Alors je patienterai.
Seni bekleyeceğim. Mutlaka gelmelisin.
alors... tu dois vraiment revenir.
Ben içeride bekleyeceğim, olur mu?
Je vais attendre à l'intérieur.
Ben burada bekleyeceğim.
Je vous attendrais dehors.
Burada bekleyeceğim.
Hé, vilain, vilain. Qu'est-ce que vous fichez?
Hayır, hayır, hayır. Dışarı çıkana kadar bekleyeceğim.
Non, je vais l'attendre.
Çabuk olmalıyız. Ben yaralılarla kalıp tıbbi desteği bekleyeceğim.
Allez, on drope!
Bekleyeceğim.
D'accord.
Yeni yılı sabırsızlıkla bekleyeceğim.
Vivement le Nouvel An.
Arabada bekleyeceğim.
J'attends dehors.
Ne olacak, biliyor musun? Bir gün senden imzalı resim almak için sırada bekleyeceğim. " Sen de Claire mi?
Un jour, je ferai la queue pour ton autographe et tu sauras même plus qui je suis.
- Olmaz. Sen oraya gideceksin sevgili dostum, ben dışarıda bekleyeceğim.
Non, tu y vas, cher ami et moi, j'attends dehors.
Ardından, bir 10 yıl daha bekleyeceğim.
Et j'attendrai encore 10 ans.
Seni bekleyeceğim.
Je t'attendrai.
Bir mahsuru yoksa burada bekleyeceğim.
Je vous attends dehors, si ça ne vous dérange pas.
Birlikte geçireceğimiz zaman için bekleyeceğim.
Je ne vais plus attendre d'avoir suffisamment de temps pour en passer avec vous.
Seni bekleyeceğim.
Je vais t'attendre.
Biraz daha bekleyeceğim.
Je vais attendre encore un peu.
Seni Duke of York'ta bekleyeceğim.
Je vous attendrai au pub Duke of York.
O yüzden dürüst olup bir gün bekleyeceğim gece olana kadar kimse gelmezse artık benim olurlar.
- Emilie... - Je serai honnête, j'attendrai un jour. Si personne ne vient les chercher avant la nuit, ils seront à moi.
kimse olmadığında vahşi etrafında değilken seni yakalayacağım o zaman bekleyeceğim bir şey olacak
Quand tu auras le dos tourné et que ton ami le sauvage ne sera pas là, je te planterai! Je n'attends plus que ça. Viens, Ishmael.
Siz devam edin. Ben biraz burada bekleyeceğim.
Allez-y, j'arrive plus tard
Aramanı bekleyeceğim.
- Oui! 32941.
Burada oturup neler olacağını mı bekleyeceğim?
J'attends de voir ce qui va se passer?
Ben burada bakıcıyı bekleyeceğim.
- Je vais attendre la baby-sitter.
Arabam dışarıda bekliyor. Gitmeden 5 dakika bekleyeceğim.
Ma voiture est dehors, je vais attendre cinq minutes avant de démarrer.
Gitmeden önce 5 dakika bekleyeceğim.
Je vais attendre 5 minutes avant de partir.
Burada bekleyeceğim.
Je vais t'attendre.
Sadece bekleyeceğim.
Plus qu'à les attendre.
Aramanızı sabırsızlıkla bekleyeceğim.
J'espère que vous m'appellerez.
Arabada bekleyeceğim.
J'attendrais dans la voiture.
Çekileceğim zamanı da bekleyeceğim zamanı da bilirim.
Je sais tenir et plier.
DVD'sini bekleyeceğim.
J'attendrai le DVD.
Bekleyeceğim!
Nous vous attendrons!
Oraya vardığımda seni bekleyeceğim...
Je vais y retourner en premier, et t'attendre...
Ben burada elim düğmede bekleyeceğim.
J'attends ici, le doigt sur le bouton.
- Ben burada seninle bekleyeceğim, Dave.
Je vais être ici avec toi, Dave.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]