Ben yanıldım Çeviri Fransızca
153 parallel translation
Demek ki ben yanıldım.
Alors je me trompe.
- O zaman ben yanıldım.
Je dois me tromper, alors.
Sen haklıydın. Ben yanıldım.
Vous aviez raison, j'avais tort.
Haklı olan o, ben yanıldım...
C'est elle qui a raison et moi qui me goure...
Ben yanıldım...
J'avais tort.
"Ben yanıldım." de. Ben de diyeceğim.
- Dites : "J'ai eu tort." Je Ie dirai aussi.
Bak söylüyorum... -... ben yanıldım.
Je dis : "J'ai eu tort."
- Ben yanıldım.
- J'ai eu tort. - Rentrons.
Belki de ben yanıldım.
Eh bien... Je me suis peut-être trompée.
Şunu demek istiyorum, ben yanıldım ve umarım beni affedersin çünkü o kokpitte sana her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Ce que je veux dire, c'est que j'avais tort. Peux-tu me pardonner? On a besoin de toi dans le cockpit.
Eğer mesele buysa ben yanıldım.
Et j'ai peut-être manqué de jugeote.
Sen haklısın. Ben yanıldım.
Vous avez raison, j'ai eu tort.
Ben yanıldım.
Je suis désolé.
Madam, siz haklısınız ve ben yanıldım.
Madame, vous avez entièrement raison. C'est moi qui suis dans l'erreur.
Kaptan, haklıydınız. Ben yanıldım.
Capitaine, vous aviez raison, et j'avais tort.
Haklıydınız, ben yanıldım.
vous aviez raison.
- Biliyorum, ama daha önemlisi... - Ben yanıldım. Budur işte.
L'odeur de la pelouse, le grondement de la foule...
Sen haklıydın, ben yanıldım!
Vous aviez raison, j'avais tort.
Harry, artık bir önemi var mı bilmiyorum, ama sen haklıydın, ben yanıldım.
Ecoute... Fais-en ce que tu veux, mais tu avais raison.
Hayır, sen haklıydın. Ben yanıldım.
j'avais tort.
Ben yanıldım, ben sandım ki... yok bir şey... yok bir şey yok.
Oui qu'est ce que cela... - Laisse ma gorge.
Haklısın, ben yanıldım.
Tu as raison, j'ai tort.
Ben yanıldım.
Autant pour moi.
Bana Jasper Adams'ın hayatta ve sağlıklı olduğunu gösterin... Yanıldığımızı kabul eden ilk ben olacağım.
Montrez-moi Jasper Adams vivant et en meilleure santé et je serai le 1er à admettre mon erreur.
Yirmi altı yıldır bu küçük adamla yaşıyorum ben beni hiç yanıltmadı.
Je vis avec ce petit homme depuis 26 ans. Il ne m'a jamais trompé.
Ben... şartlı tahliye memuru konusunda yanıldığımı biliyorum, fakat öteki konuda doğru olduğumu biliyorum.
J'ai fait une erreur pour l'agent... mais pas pour autre chose.
Ben bir yıldızdım, Paris'in dört yanından insanlar beni görmeye gelirlerdi.
J'étais une étoile. On venait me voir de toute la France.
Başlattığın şeyi durdur ben de senin tamamen haklı benim ise tamamen yanıldığımı halka ilan edeyim.
Cessez vos opérations... et j'avouerai publiquement que vous aviez raison.
Ben de yanıldım.
Je me suis trompés.
Sevgilim, ben hiç yanıldım mı?
Me suis-je jamais trompé?
Ama buradaki bu şık tabutun içindeki şey, insan tarafından yaratıldı. Siz, ben ve yan komşudaki bayan tarafından.
Moi, les gens m'ont fait.
Başta, Sally beni yanında taşıdı sonra da peşine takıldım. Ben yeterince büyüyüp ikimiz birlikte gidene kadar.
Au début, Sally me portait... et quand j'ai eu l'âge... on est allées ensemble.
Ben yanılmıştım, o kadar. Fakat önemli değil. Daha önce de yanıldım.
Je me suis trompé mais c'est pas la 1ère fois.
Sen de ben de yanlış olduğunu biliyoruz ama yanıldığımızı kabul edemez miyiz?
Nous, on n'y croit pas, mais si nous nous trompions?
O onunla oynadı. Ben yanıldım.
Il a dû réussir à sortir.
Oğlum ve ben hava konusunda hiç yanıldık mı?
Quand est-ce qu'on s'est jamais trompé sur la météo, mon fils et moi?
Benim yanıldığımı kanıtlayabilen birisi olursa o zaman ben... ben... ben rozetimi atacağım.
Qu'on me prouve que j'ai tort et je jette... mon insigne.
Spike Lee'nin yanında oturuyordum. O ve Reggie ağız dalaşındaydılar. Ben de katıldım.
Mon voisin, Spike Lee, s'engueulait avec Reggie, alors je suis intervenu.
Gerçekleri öğrenmem gerekiyordu. Ben de yanından ayrıldım ve şu an içim rahatladı.
Alors, je suis partie, et maintenant je me sens soulagée
Fakat ben belki de yıllardır yanıldım senin konuşman öyle gösteriyor.
Mais je me trompais depuis tout ce temps et votre discours me l'a fait réaliser.
Bunun yanında iki yıldır ilk beşte ben çıkarım.
Et puis... je suis à ce poste depuis 2 ans.
Sonra ben Doug'a yanıldığını söyledim ve... Ona çok kızgınım.
J'ai dit à Doug qu'il avait tort, et je suis très fâchée.
Eğer, benim yanıldığımı ispatlayabilirsen bir kere olsun sonra, harika, Ben kahin değilim,
Maintenant, si vous pouvez me contredire, si vous pouvez prouver que j'ai tort, juste une fois... Alors, tant mieux. C'est que je ne suis pas un prophète.
Ben yanıldığımı düşünüyordum.
Je pensais que j'avais tort.
Kalkışa çeyrek var ve ben şimdiden tamamen yanıldım. Son.
À un quart d'heure du départ, je suis déjà en sueur.
Şey, yanıldım.
Bon, ben, je me suis trompé.
Ve ben onlara yanıldıklarını kanıtladım.
Et je leur ai prouvé qu'ils avaient tort.
Tamam, belki de ben yanıldım.
J'avais peut-être tort :
Kendime güvenim sarsıldı. Ne yani, şimdi ben bir çirkinin yanında ezik mi kaldım?
Mon amour propre est touché, je ne peux pas perdre face à une bête?
Ben, ıh... Mike'ın yanına dönüp ekibine katıldım.
J'ai balancé Mike et sa clique.
Öyleyse ben yanıldım, onlar gayet iyi uçmuşlar!
J'avais tort, ils ont vraiment plané.
yanıldım 24
ben yalnızım 40
ben yokum 169
ben yoruldum 32
ben yaptım 316
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yokken 23
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yalnızım 40
ben yokum 169
ben yoruldum 32
ben yaptım 316
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yokken 23
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yaşıyorum 19
ben yedim 21
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yapmadım 408
ben yapamam 117
ben yazdım 32
ben yazarım 25
ben yapayım 56
ben yapmam 40
ben yaşlıyım 30
ben yedim 21
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yapmadım 408
ben yapamam 117
ben yazdım 32
ben yazarım 25
ben yapayım 56
ben yapmam 40
ben yaşlıyım 30