English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Ben yapayım

Ben yapayım Çeviri Fransızca

2,075 parallel translation
Bırak ben yapayım.
Laissez-moi faire!
Bırak ben yapayım, deniz izcisiydim.
Passe, je m'en occupe. J'ai été scout marin.
Tamam, ben yapayım. Bizim için yapıyorum.
- Très bien, je vais le faire, alors.
İzin ver ben yapayım.
Laisse-moi le faire.
Bırak ben yapayım.
Laissez-moi y aller.
Sizin işinizi de mi ben yapayım bay Beaumonde?
Chacun son travail.
- İzin ver ben yapayım.
- Laisse-moi t'aider.
Hatta bunu ben yapayım.
Je vais le faire.
Konuşmayı ben yapayım.
- Laisse-moi parler.
Ben yapayım.
Tu permets.
- Hayır, bırakın ben yapayım.
- Non, laissez. - Bien.
Onu çocukken sen şımarttın izin ver ben yapayım şimdi...
Et toi tu l'as trop gâté quand il était enfant. C'est à moi de le faire maintenant.
- Bırak ben yapayım!
- Laisse, je vais le faire.
Ben yapayım.
Laisse-moi faire.
O zaman ben yapayım. Lütfen?
Alors, laisse-moi faire.
Bırak konuşma kısmını ben yapayım.
Vous devez apprendre à me laisser parler.
"Bırak, konuşmayı ben yapayım."
Laissez-moi parler.
- Dur, ben yapayım. - Şey...
Laisse-moi faire.
- Bırakın da bir sonrakini ben yapayım.
- Je fais le prochain diagnostic.
Hayır, bırak ben yapayım.
Laissez-moi faire.
Telefon et, konuşmayı ben yapayım onlar da kararlarını verirler.
Tu les appelles et tu me les passes. Ils prendront leur décision.
Bak buralarda işin varsa ben yapayım onları da...
Si vous avez des choses dans le quartier, je veux bien vous rendre service...
- Ben yapayım, acelem var, yemeğe bak.
Je suis pressé. Surveille le repas.
- Bırak ben yapayım.
Laissez-moi faire.
Canım, ben şu görüşmeyi yapayım...
Chérie, je vais aller téléphoner.
O küçük kaltak yerini bilemediyse ben ne yapayım?
En quoi c'est ma faute si cette petite salope ne sait pas rester à sa place.
Ben size sandviç yapayım.
J'allais sortir de quoi faire des sandwichs.
Ben kahve yapayım.
Je vais faire du café.
Ben lokantayla ne yapayım?
Qu'est-ce que je devrais faire d'un restaurant?
- Ben ne yapayım?
- Qu'est-ce que je fais?
Ne yapayım ben? Lanet olsun Rosso!
Mon ange gardien, douce compagnie, ne me laisse pas seule, je me perdrais.
- Çünkü ben ne yaparsam yapayım sürekli kavga ediyorlar.
- Ils se disputent sans arrêt, quoi que je fasse.
- Ben torazine yapayım diyecektim.
- Et une piqûre de thorazine?
- Bırak ben yapayım.
Tu va pas les trouver, amour, laisse-moi faire!
Bırak ben yapayım Lana.
Laisse-moi faire, Lana.
Kabiliyetliysem ben ne yapayım?
Je ne peux pas ignorer mon talent.
Ben ne yapayım peki?
- Et je dois faire quoi?
- Ben gidip ödevlerimi yapayım.
- OK. Moi, je vais aller faire mes devoirs, là.
Ne yapayım şimdi ben onu?
Il est tôt Vous devriez me remercier..
"George, çok tatlı bahçe fesleğenleri vardı ben de fesleğenli sos yapayım dedim, ama bir kişi için çok fazla beni ara."
Brandon, qu'est ce que tu essayes de faire là? Je ne voulais énerver personne. - Alors démissionne.
Ben ne yapayım?
Et je fais quoi?
- Ne yapayım ben böyle zenginliği.
- À quoi sert alors une telle richesse?
Bırakın ben yapayım.
Laissez.
Ben ne yapayım?
Que devrais-je faire?
- Peki ben bunu neden yapayım?
Et pourquoi je ferais ça?
Ver şunu ben yapayım!
Laisse-moi faire.
Sadece benden ne yapmamı istediğini söyle ben de yapayım tamam mı?
Dis-moi juste ce que tu veux que je le fasse, et je le ferai.
Sen kendi işini yap, ben de kendiminkini yapayım.
Faites votre boulot, moi le mien. Mais vous ne le faites pas.
Hayır, ben kendi şeyimi yapayım sen de kendi şeyini yap.
Non, je ferai mes choses, et toi, tu feras tes choses.
- Ben ne yapayım?
- Je fais quoi?
Ben ne yapayım?
Je ne donne pas une merde!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]