Bir işim çıktı Çeviri Fransızca
203 parallel translation
Afedersiniz... bir işim çıktı.
Excusez-moi, les affaires.
Bir işim çıktı. Yani bu akşam buluşamayacağız.
Je ne pourrai pas te voir ce soir.
Çok önemli bir işim çıktı.
J'ai un problème important à régler.
Hayati önemde bir işim çıktı.
Une question de vie ou de mort. - Mais Docteur... - C'est urgent.
Bir işim çıktı.
Un contretemps...
İlgilenmek gereken küçük bir işim çıktı, o kadar.
Une petite affaire à régler.
Ben de iyiyim, ama bir işim çıktı.
- Oui. Moi, ça va. J'ai eu un contretemps.
Melba'ya onu bu akşam dövüşe götüreceğimi söylemiştim ama... Bir işim çıktı.
J'ai promis à Melba de l'emmener voir le combat, mais... je ne peux plus y aller.
Çok önemli bir işim çıktı. Gitmek zorundayım.
- Quelque chose d, important vient d'arriver.
Her seferinde bir işim çıktı.
Dix fois j'ai failli lui écrire et puis... à chaque fois, j'ai eu quelque chose à faire.
Daha önce açıklayacaktım ama bir işim çıktı.
Je n'ai pas pu vous prévenir.
Buluşacaktık, ama acil bir işim çıktı.
Je pourrai pas y être. Je serai dans le Sud.
Dün gece okumam gerekiyordu ama acil bir işim çıktı.
Je voulais lire ça hier soir, mais j'ai eu un empêchement.
- Affedersin, bir işim çıktı.
Navré, j'ai été retenu.
Bir işim çıktı. Bu gece gelemeyeceğim.
Y a un imprévu, Je ne pourrais pas, ce soir.
Bugün yeğenimin doğum günü. Acil bir işim çıktığı için ben gidemiyorum.
C'est un cadeau d'anniversaire pour mon neveu, et je ne peux aller à la fête à cause de mon travail.
Bir işim çıktı, anlarsın ya?
Y a toujours des imprévus.
Ben... Bir işim çıktı ve telefonun bende yoktu.
Un imprévu, et je n'avais pas votre numéro de téléphone.
Üzgünüm. Bir işim çıktı.
Je suis désolé, il vient de se produire quelque chose.
Evet hepsi bu. Çünkü çok önemli bir işim çıktı.
J'ai quelque chose de très important.
O gün özel bir işim çıktı.
J'étais prise, ce jour-là.
Dinle, özür dilerim. Bir işim çıktı. - Hayır.
Desole, mais j'ai un contretemps.
- Bir işim çıktı.
- J'ai eu un empêchement.
Kusura bakma. Bir işim çıktı.
Désolé, j'avais d'autres engagements...
Bayan Musante, üzgünüm, bir işim çıktı.
Mlle Musante, je m'excuse.
Daha önemli bir işim çıktı.
J'avais un rendez-vous.
Önemli bir işim çıktı.
Quelque chose d'important est arrivé.
Bir işim çıktı.
J'ai eu un problème.
Bir işim çıktı.
Un empêchement.
" Kızlar, bir işim çıktı.
" Les filles.
- Bak, önemli bir işim çıktı.
- J'ai un empêchement.
- Evet. Bir işim çıktı.
Il est arrivé un truc.
- Bir işim çıktı.
Pour une affaire.
Bir işim çıktı.
Il faut que j "aille m" occuper d " un truc.
Ya da belki de belirsiz olup sadece "Önemli bir işim çıktı." diyeceksin.
Ou tu vas rester vague et tu vas dire : "ll s'est passé quelque chose."
Çok acil bir işim çıktı.
J'ai une urgence, au travail.
Esha'ya bir işim çıktığını söyler misin? Lütfen bu işi hallet.
" Dites Esha, quelque chose urgente est venue.
- Bir işim çıktı.
Un impondérable est survenu.
Acil bir işim çıktı.
Tu finis tard?
- Affedersin, bir işim çıktı.
- Désolée, j'ai eu un imprévu.
" Sevgili Zip, bir işim çıktı.
Cher Zip, j'ai un imprévu.
- Bir isim daha ortaya çıktı. Bettini.
- Un autre nom :
Dışarı çıktım çünkü ilgilenmem gereken bir işim olduğunu hatırladım.
J'avais une affaire à régler.
Artık bu benim işim olmaktan çıktı hayatımın bir parçası haline geldi.
Ce n'est plus une tâche. C'est ma vie.
Ve bir süre onra o parçacıklar ortaya çıktı. Sadece pionlar değil başka parçacıklar da oluştu. İsim bulmakta zorlandık.
Non seulement des pions sont sortis, mais d'autres particules, et nous avons commencé a être à cours de noms – kaons et sigmas et lambdas, etc ;
Bir kaç işim çıktı.
Un empêchement.
- Dışarı çıktığımda bir işim olacak?
- J'ai un boulot pour après.
Ani bir isim çıktı
J'ai un imprévu, je ne pourrai pas les recevoir.
Bak, edecektim ama sonra bir sürü işim çıktı.
J'allais le faire, et puis j'ai oublié.
Tamam, bize bir çıktı ver, sistemde arat ve bize bir isim bulmaya çalış.
lmprime, passe-le dans la base de données et essaie de trouver un nom.
Şimdi Andrew hayatımdan çıktı. İşim de gittiğine göre yeni bir iş bulabilirim
Eh bien à présent, Andrew est sorti de ma vie et un travail, je peux toujours en trouver un autre.
bir isim 33
bir işim var 34
işim çıktı 17
çıktı 108
çıktım 33
çıktın 19
çıktı mı 19
bir iyilik yap 46
bir insan 56
bir iki üç 38
bir işim var 34
işim çıktı 17
çıktı 108
çıktım 33
çıktın 19
çıktı mı 19
bir iyilik yap 46
bir insan 56
bir iki üç 38
bir ipucu 16
bir iki 72
bir iş buldum 29
bir ingiliz 36
bir ihtimal 36
bir içki ister misiniz 16
bir italyan 17
bir işe yaramaz 50
bir itirazın mı var 16
bir itirafta bulunacağım 25
bir iki 72
bir iş buldum 29
bir ingiliz 36
bir ihtimal 36
bir içki ister misiniz 16
bir italyan 17
bir işe yaramaz 50
bir itirazın mı var 16
bir itirafta bulunacağım 25