Biraz Çeviri Fransızca
252,673 parallel translation
- Biraz saygıyı hak ediyorum bence.
Je pense que je mérite un minimum de respect.
Biliyorum biraz süpriz olmuştur.
Je sais que ça peut-être un chouïa surprenant.
- Dedektif biraz konuşabilir miyiz?
Inspectrice, un mot?
Bunu anlamak senin için biraz zor olacak fakat son zamanlarda cehennem gibi geçiyor hayatım.
Ça va être dur pour toi de comprendre, mais... j'ai traversé l'Enfer récemment. Au sens propre comme au figuré.
Pekala, üzeri biraz silinmiş fakat, akor vidasında Ash'ın kanını buldum.
Elle a été bien nettoyée, mais.. j'ai trouvé des traces du sang d'Ash sur les boutons des accords.
- Dur biraz, ne?
Quoi?
Elbette biliyorum, biraz tartışmıştık.
Bien sûr que non, on... on se prenait la tête.
- Dur biraz şuna bir bak.
Attends, regarde ça.
Dur biraz, burda neler oluyor?
Attendez, que se passe-t-il?
- Gösterme şekli biraz garip.
Il a une étrange façon de le montrer.
Sanırım hala Lucifer'ın bana haber vermeden ortadan kaybolup birisiyle evlenmesine biraz kızgınım hem de tam biz...
J'imagine que je suis un peu énervée que Lucifer ait disparu et qu'il se soit marié alors qu'on était...
Debbie kaydı kabul edilmeyen bir cocugun ailesiyle biraz cirkin bir kavgaya girdi.
Debbie s'est quelque peu disputée avec les parents d'un enfant dont l'admission avait été refusée.
Hadi, o zaman. Zorlu bir günden sonra, biraz egzersiz istiyorum.
Allez, venez, j'apprécie un peu d'exercice après une grosse journée.
Galiba istediklerim hakkında biraz daha acık olmam gerek :
Peut-être que je suis plus précis sur ce que je veux en tirer :
Daha az suluboya, Biraz daha fazla ilahi alevler...
moins de peintures à l'eau, plus de flammes célestes?
İllegal kopyaları görünce biraz cıldırıyor.
Elle devient irritable à propos des copies illégales.
Biliyorsun, insanlık için biraz kötü duruyor.
Ça a l'air très mauvais pour l'humanité?
- Biraz kıç tekmelemek ister misin? - Maze
Tu veux botter les fesses de quelqu'un?
Sadece biraz alana ihtiyacım var.
Je veux avoir de l'espace.
Dinle, belki uh, Lucifer'le ilgili biraz daha konuşmak istersen... Herhangi bir şey, uh, bana bir çağrı yapmaktan çekinmeyin.
Écoutez, si peut-être... si vous voulez parler davantage de Lucifer ou... quoi que ce soit, ne vous gênez pas pour m'appeler.
Maze, seninle biraz konuşabilir miyim?
Maze, je peux te parler?
Benim için unutması biraz zor.
C'est un peu difficile à oublier.
Evet, aslında daha önce bir masanın üstünde biraz yapmıştım.
Oui, en fait, j'en ai fait une sur une table, un jour.
Tanrı Johnson gerçekten babam, Ve, uh, biraz çöpçatanlık yapmam gerekiyordu.
Dieu Johnson est bien mon père, et je devais jouer les entremetteurs.
Evet, biraz huysuz görünebilir ama aslında bir oyuncak ayı gibidir.
Il peut sembler irritable mais c'est un ours en peluche.
Oh, ooh. Bu ilaçlar biraz farklı, değil mi?
Ces médicaments sont un peu différents, non?
Anne, biraz önce adama elinde parçanın olduğuna dair hiç bir kanıt yokken,... bir çanta dolusu para verdin.
Maman, tu viens de lui donner une mallette pleine d'argent sans la moindre preuve qu'il avait ce dont on a besoin.
İş üzerinde olduğumuzu onlar öğrenmeden biraz bilgi toplamış oluruz.
Collecter des infos avant qu'ils sachent qu'on est après eux.
Bitene kadar biraz zaman geçireceğim.
Je vais tuer le temps jusqu'à ce que ce soit fini.
Belki de bir mola... vermeliyiz. Bu şekilde... biraz nefes alabilirsin.
Peut-être... peut-être qu'on devrait faire une pause pour que... tu puisses reprendre ton souffle.
Bu. Arkadaşlarla biraz kapıştık.
Juste une petite bagarre entre amis.
Eğer ağlamak istersen E.T'nin kasedi var bende ve dolapta da biraz Haagen Daz var, yardımı olursa.
Je crois que j'ai le DVD d'E.T. si tu as besoin de pleurer et un pot d'Haagen-Daz au congélateur si ça peut t'aider.
Uyarlamalıyım ki, biraz işte.
Je devrais vous prévenir, vous devriez peut-être... - baisser la tête.
Biraz önce olay yerinden geldim...
Je reviens d'une scène de crime.
Ekip etraftaki kameraları inceliyor ama orası biraz sapak. Yani pek umutlanmayın.
Bien, les techniciens vérifient les caméras aux alentours, c'est un trou perdu donc pas trop d'espoir.
Bu biraz üzücüydü, Dostum.
C'est un peu morbide, mon pote.
Sadece biraz daha zamana.
Juste un peu plus de temps.
Biraz müzik dinlemek, birkaç kutuyu boşaltmak,
Écouter quelques airs, déballer quelques boîtes.
Hatta biraz armut konservesi yemek.
Peut-être même manger des poires tendues.
Sanırım biraz eski moda takılacağız.
Tu sais, je pense que nous irons a l'ancienne.
Tamam, bu biraz garipmiş.
Bon, c'est un peu bizarre.
Biraz sıradan olduğunu biliyorum ama, sıradan her zaman işe yarar.
Un cliché, je sais, mais des clichés de travail.
Sanırım hedefi biraz daha daraltabilirim.
Je pense que je peux encore nous rapprocher.
Gitmeme izin verirsen hepsinden biraz alabilirsin.
Laissez-moi aller, et vous pouvez avoir un morceau de tous.
Şimdi biraz endişeliyim. Desteğiniz için teşekkürler.
et maintenant je suis un peu inquiète, alors merci pour votre soutien.
Uyum sağlamak için biraz zamana ihtiyacı var.
Elle a juste besoin d'un peu de temps pour s'habituer.
Bence herkes biraz şaşırdı Maggie. Fazla iyi görünüyorsun.
Maggie, je pense qu'on est juste surpris, que tu t'en sortes aussi bien.
- Dur biraz, oğlundan mı bahsediyoruz?
Attends, on parle de ton fils?
Bu yüzden, biraz insiyatif kullandım
Donc, j'ai pris des initiatives.
Biraz hava almam.
Prendre l'air.
Oraya, buraya biraz boya.
Un coup de peinture ici ou là.
birazcık 224
birazdan 150
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz ister misin 172
biraz uyu 104
biraz daha 472
biraz daha iyiyim 16
biraz sonra 59
biraz daha dayan 42
birazdan 150
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz ister misin 172
biraz uyu 104
biraz daha 472
biraz daha iyiyim 16
biraz sonra 59
biraz daha dayan 42