English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bunu da al

Bunu da al Çeviri Fransızca

538 parallel translation
İyi bir işçi iyi yevmiyeyi hak eder ve bunu da alır. - Bir işe üç adam düşerken değil.
- Pas tant qu'il y aura trop de main-d'œuvre.
Bunu da al.
Tenez.
Bunu da alın.
Prenez ça.
Bunu da al, başka yok.
Tiens, c'est la dernière.
Bunu da al.
Tiens.
- Bunu da alın o hâlde.
- Eh bien, tenez.
- Bunu da al yanına.
- Tiens. Prends ça.
Bunu da alır mısın?
Prenez aussi ça.
Bunu da al.
Tiens, prends ça.
Bunu da al!
Ça aussi!
Bunu da al.
Prends ça.
Bunu da al.
Prends ça aussi.
Bunu da alın.
Prenez donc ceci.
- Bunu da al.
- Prenez celui-ci.
Bunu da alıyorum.
Cela prends aussi me.
Bunu da al.
Prends-ça.
Al, bunu da al!
Jetez-la. Et ça non plus.
- Bunu da al.
mon Dieu!
Birisi rüşvet alır da bunu benimle paylaşmazsa onu duvara dikip kurşunlayacağım!
Si quelqu'un reçoit des pots-de-vin sans partager avec moi. On l'adosse au mur et pan!
Al bunu da Böylesi daha iyi.
Ça va mieux.
Bunu da al.
- Et de ca aussi.
Bunu al da anneni bir yerlere götür.
Prends ça et emmène Maman voir quelque chose.
Al bakalım. Douglas'a bu akşam baskısının bir nüshasını basmasını söyle. Bunu da sosyete bölümünün başına koy.
Dis à Douglas d'imprimer un exemplaire de l'édition du soir avec ça en tête du carnet mondain.
Akraban da olduğu için, bunu daha yakından araştırabilir. Onun rızasını alırsan, ben de veriyorum.
Il est votre parent et jugera mieux que moi.
Bunu Peter'a söylemiş ama kılıç kullanmaktan da Peter'ı alı koymuş ve "Kılıçla yaşayan kılıçla ölür" demiştir.
Il l'a dit à St Pierre mais Il l'a empêché de s'en servir. "Celui qui vit par l'épée périra par l'épée."
Al bunu da kulağına sok!
Enfonce-le-toi dans l'oreille!
Bunu al da kendine bir dondurma külahı al.
Gardez ça pour vous payer une glace.
Bunu da al, seni çirkin eşkıya!
Reviens!
- Bunu da al. - Teşekkürler.
Tenez, votre argent.
Bir ya da iki gün içinde evine bazı belgeler getirecek. Bunu yaptığında sana haber veririm. Sonra da onları alırsın.
Dans un jour ou deux, les papiers seront chez lui, et il n'y sera pas.
Ama hangi akıl onu bırakır da bunu alır?
On sait comparer et juger.
Sen yangın merdiveninden bak. Bunu da yanına al.
Descends par l'escalier de secours, prends ça avec toi.
Şu pirinç topaklarını ve bunu da yanına al.
Emporte ces gâteaux de riz.
Şimdi defolun ve bunu da yanınıza alın.
Sortez et emmenez ça.
- Onu giyebilirsin bunu da daha sonra alırsın.
- Vous pouvez la mettre et revenir chercher celle-là plus tard.
Bunu da Tatar kadının bir hatırası olarak al.
Prenez ceci en mémoire de votre femme tartare.
Çık dışarı! Al bunu da!
Et enlevez ça!
Bunu alıyorum. Ve bunu da.
Je prends celle-ci, et celle-là aussi...
21. yaş gününde... ne alınacağını da bilmiyorum, ama sabah bunu gördüm ve, düşündüm ki...
Je ne connais rien aux cadeaux d'anniversaire... mais j'ai vu ceci ce matin. Alors...
- Neyi kameraya alıyor? - Bunu da anlatırım.
Et que photographie-t-elle?
Al bunu. Çok da gecikme.
Tiens, et ne rentre pas trop tard.
Bunu yapmak için para alıyor ve... sizin gibi tamamen normal birini gördüğünde... sevimli kızı da yanındayken şunu demeliydi...
Il est payé pour ça. Un gars normal et une jolie petite fille...
Tabanca al ya da bölgeyi terk et, bunu mu kastetti?
Ou j'achète un fusil? Ou je quitte ce pays?
Bunu da alın, hocam.
Emportez-la.
Alıkoyucu bunu da fark etmiş olmalı.
Le ravisseur a pensé à tout.
Ve bunu yapmaktan da zevk alırım.
Ça me soulage.
Bunu al ya da git.
À prendre ou à laisser.
Bunu beklemiyordur, ve 100 doları da geri alırdım.
Il ne s'y attendra pas et je reprendrai les 100 $.
Bunu da al, bak tüyleri var.
Prends celle avec les plumes.
Al bunu da tut bakalım!
Laisse-moi t'offrir un banc.
Artık Aizu'da olduğuna göre sen de bunu ciddiye alıp bir Aizu'lu gibi davranman gerekiyor.
Tu es à Aizu. Tu dois te montrer digne de cette région.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]