Demişler Çeviri Fransızca
426 parallel translation
"Mary'nin kalbi yok" demişler.
Ils disent : "Mary n'a pas d'âme."
Geç olsun da güç olmasın demişler.
Mieux vaut tard que jamais, comme je dis toujours.
Çok becerikli biri olduğundan öyle söylemedim. El ile gelen düğün bayram demişler.
C'est pas qu'il soit fortiche, le patron, on sera pas les seuls à être emmerdés.
Ne demişler : " İtalya'nın Borjiyaların yönetiminde olduğu... 30 yıl boyunca, savaş, terör, cinayet ve kıyım sürdü.
Rappelle-toi... L'Italie, sous les Borgia, a connu trente ans de terreur... mais ça a donné Michel-Ange, Vinci, la Renaissance...
Kıyafet değiştirmek normal bir şeydir. Ne de olsa yarın sabah geleceğiz demişler.
Ils ont dit qu'ils partaient pour la nuit.
Ne demişler? "Komşunu sev."
Qu'est-il arrivé à l'expression : "Aime ton prochain"?
Hatta çok sevrim. Ne demişler, Hor görme garibi, değil mi.
Si... ils me plaisent énormément.
Ee ne demişler :
Un ortolan...
Ne demişler :
Tu connais le dicton :
Ünlü bir editöre... gazetecilikte unutulmaması gereken... en önemli üç şey nedir demişler.
On a demandé un jour à un grand rédacteur quels étaient les trois éléments importants à ne pas oublier en journalisme.
Neden ona "baş" demişler?
Pourquoi "la Tête"? Ça ne le dit pas.
Peki ne demişler?
- Vraiment? Et ils ont dit quoi?
İyi demişler besle kargayı oysun gözünü diye.
Plus tu fais du bien plus on te piétine.
Tanrı'nın işine akıl sır ermez, demişler.
"Les voies de Dieu sont impénétrables."
Ayrıntıya girmemişler. Sadece demişler ki :
Non, ils disent simplement...
Görünüşe göre, açız demişler.
Ils avaient faim, apparemment.
Ama bağcılar, oğlunu görünce "mirasçı bu gelin, onu öldürüp mirasına konalım" demişler.
Mais les vignerons se dirent : "Tuons l'héritier, nous aurons l'héritage!"
Efsane onların da kulağına gitmiş, ama onlar kanyona "Biçare Adams" demişler.
Ils entendirent parler de la légende, mais ils appelaient le canyon : "l'Adams Perdu."
Ne demişler, ne ekersen onu biçersin. Emrah Akın
Si on s'occupe de son jardin, on a une bonne récolte.
Fakat işin adına "Cheyenne Sosyal Klübü" gibi bir şey demişler.
Ce que je sais, c'est que ça s'appelle le Cheyenne Social Club.
İyilik yap iyilik bul demişler.
Je te renvoie l'ascenseur.
Beethoven'a da böyle demişler.
C'est ce qu'ils ont dit à Beethoven.
Ne demişler "arkamı kollarsan arkanı kollarım."
Comme on dit, "grattez-moi le dos et je gratterai le vôtre".
Olur mu ya, Allah Allah! İnsanlar konuşa konuşa demişler.
Mais les gens devraient se parler pour se comprendre.
Bir insanın şeytanî oyunlara karşı gösterdiği direnç onun gerçek karakterini ortaya çıkarır, demişler.
La force de caractère d'un homme, c'est de savoir résister à la tentation.
Sana neden Franz Biberkopf demişler?
Pourquoi tu t'appelles Franz Biberkopf? Idiot.
Ayaklarına kapanmışlar onun ve "Nankörlük ettik, pişmanız!" demişler.
Ils se prosternèrent à ses pieds en disant : " Pardonne-nous notre ingratitude.
Ne demişler, yıldırımı yutacaksın ve şimşeği tutacaksın.
Comme le gars qui dit... "Bouffe de l'éclair et tu chieras le tonnerre".
Ne demişler Coo-Coo, halk tabakasından değilsen mezar hırsızısın.
Mais c'est la petite Coo-Coo! La voleuse de cadavre.
Ona dediklerini biliyor musun, yediğin kaba pisledin demişler, aynen böyle.
On dit qu'on ne crache pas dans l'assiette où l'on mange non?
"Zararsız bir titreşim" demişler.
"Coupure imprévisible."
Samanyolu'na "Gecenin Omurgası" demişler
Ils l'appellent "l'épine dorsale de la nuit".
"Sana uyar. Çalma şansın olur" demişler.
"Tu te trouverais bien, tu pourrais jouer."
Onlarda tabii, neden olmasın demişler.
Et ils ont dit : "Bon."
Payına düşene razı olacaksın demişler, değil mi?
Mais dans la vie, il faut prendre ce qu'on peut.
Adına "Pandora'nın Kutusu" demişler, aslına bakarsanız, "Baldrick'in Pantolonunu" kastetmişler.
Ils l'appelaient la Boîte de Pandore et ça aurait dû être la Culotte de Baldrick.
"Stüdyo Katliamı" demişler.
" Horrible massacre au théâtre.
"Stüdyo Katliamı" demişler.
Tu as lu l'édition de l'après-midi?
Çünkü Phillips, kayıt formuna yazdığım okulu aramış... ve ona Michael Manfield diye biri yok demişler.
Phillips a appelé l'école que j'ai mise sur le dossier, où il n'y a aucun Michael Manfield.
- Antik Yunanlar mutluluk hakkında ne demişler, biliyor musun?
- Les Grecs Anciens disaient sur le bonheur...
Ensesindeki tüyler diken diken olmuştu. Demişler ki onlar dışardaymış.
C'est aux picotements dans la nuque qu'il comprit... qu'ils... étaient dans le coin.
O yüzden oraya Yassı Kaya demişler ya gerzek.
C'est de là que vient le nom, imbécile.
Ne demişler?
Et que disaient-elles?
Garip. Bu haritada Clayton Uçurumu'na "Shonash Uçurumu" demişler.
sur cette carte.
.. çünkü adına bekleme odası demişler.
Ça s'appelle salle d'attente. C'est fait pour.
"Schlaf gut" demişler.
C'est schlaf gut.
Pekâla, ne demişler Yaşa Cumhuriyet.
Bon, encore une fois : Santé et République.
Ona şey demişler.
Il leur a dit que c'était...
Eee ne demişler
Comme on dit :
"Kraldan kurtulmalıyız, çünkü kral delirdi," demişler.
Ils sortirent tous ensemble dans la rue et dirent...
Neden öyle demişler?
Pourquoi?
demiş 290
demiştin 153
demişti 245
demiştiniz 30
demiştim 223
demiştir 26
demiştim sana 23
demiştin ki 26
demiş ki 28
demişti ki 31
demiştin 153
demişti 245
demiştiniz 30
demiştim 223
demiştir 26
demiştim sana 23
demiştin ki 26
demiş ki 28
demişti ki 31