English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Diye düşündü

Diye düşündü Çeviri Fransızca

266 parallel translation
Kendini beğenmiş, diye düşündü Jack.
"Tu fais l'insolente?"
Belki kendi şartlarını bir daha duymak istersiniz diye düşündü.
Il voulait vous faire connaître les siennes.
Graham dayını kasabadan götürebilirsin diye düşündü.
Graham a pensé que vous pourriez peut-être faire partir votre oncle.
Adam çok güzeldi. "Krishna dünyaya inmiş olmalı" diye düşündü.
Il était si beau qu'elle crut que c'était Krishna.
Kasabada çok kadın yok... Calamity, birlikte yaşarsak... birbirimize eşlik ederiz diye düşündü.
Il y a peu de femmes en ville, et Calamity a pensé qu'on devrait vivre ensemble pour se chaperonner l'une l'autre.
Delikanlı dışarı çıktığında yaşlı adam, "Yaşlılar neden çok erken kalkarlar?" diye düşündü.
L'enfant sorti, le vieil homme pensa : " Pourquoi les vieux se lèvent-ils tôt?
"Deniz de tıpkı bir kadın gibi aydan etkilenir." diye düşündü.
"Elle est aussi sensible à la lune qu'une femme," se dit-il.
"Yemi güzel hazırlıyorum." diye düşündü.
"Je les tiens soigneusement," pensa-t-il.
"Başkaları beni duysalardı deli olduğumu sanırlardı." diye düşündü.
"Si on m'entendait," se disait-il, " on me prendrait pour un fou.
"Nasıl bir balık böyle çekebilir!" diye düşündü.
"En voilà un poisson qui tire!" se dit-il.
"Bu bir şeyi değiştirmez." diye düşündü.
"Peu importe," se dit-il.
Misinayı sabitleyebilirim. "diye düşündü ; " Fakat o zaman ipi koparabilir.
" Je pourrais amarrer la ligne, mais il risque de la rompre.
"Gün batarken yüzeye çıkmadı." diye düşündü.
"II n'est pas apparu au soleil couchant," se dit-il.
"Onlar iyiler." diye düşündü.
"Ils sont bons," se dit-il.
"Şahane bir balık ama tuhaf da." diye düşündü.
" II est merveilleux et étrange.
"200 kulaç kadar yeni halat ve kancalarım gitti." diye düşündü.
" J'ai perdu 200 brasses de ligne, des crochets et des cannes.
"Bu sendelemeyi niye yaptığını merak ediyorum." diye düşündü.
Je me demande pourquoi il a fait cette embardée?
"Atmacalar", diye düşündü, "Onları yakalamak için denize gelmişler."
"Vers les faucons," se dit-il, "qui les cherchent jusqu'ici."
Yaşlı adam : "Nasıl oldu da balığın bir çekişiyle elimi kesmesine izin verdim?" diye düşündü.
" Comment ai-je pu laisser le poisson me couper?
Eğer zıplarsa... "diye düşündü,"... onu öldürebilirim. "
"S'il saute," se dit-il, "je peux le tuer!"
"Meryem'e sesleniş duası, Ulu Tanrı'mız duasından daha kolay." diye düşündü.
"L'Ave Maria'est plus facile que le'Notre Père'," se dit-il.
"İki gündür maçların sonuçlarından haberim yok." diye düşündü.
"Ça fait deux jours " queje ne connais pas les résultats, " se dit-il.
"Balık da benim dostum." diye düşündü.
"Le poisson aussi est mon ami," se dit-il.
"Bir erkeğin neler yapabileceğini ve ne kadar dayanıklı olduğunu göstereceğim ona." diye düşündü.
"Je vais te montrer de quoi un homme est capable et ce qu'il supporte!"
"Delikanlı burada olsaydı bobinleri ıslatabilirdi." diye düşündü.
"Si le petit était là," se dit-il, " il pourrait mouiller la ligne.
"Onu sarstım." diye düşündü.
"Je l'ai fait bouger," se dit-il.
"Bu sefer onu yanıma çekmeliyim." diye düşündü yaşlı adam.
"Je dois l'amener ici, cette fois," se dit le vieil homme.
"Onu yakına çekmeliyim, yakına." diye düşündü.
"Je dois l'amener plus près, plus près," se dit-il.
"Eller çabuk iyileşir." diye düşündü.
"Les mains guériront vite," se dit-il.
"Balığımı ısıran köpekbalığını vurdum ama ;..." diye düşündü.
"Mais j'ai tué le requin!" se dit-il.
"Evet, var!" diye düşündü.
"Mais si," se dit-il.
"Biley taşını yanıma almalıydım." diye düşündü.
" J'aurais dû amener une pierre à aiguiser.
"Gece gelirlerse ne yapacaksın?" diye düşündü.
"Que ferai-je s'ils viennent cette nuit?" se dit-il.
"Umarım tekrar dövüşmek zorunda kalmam." diye düşündü.
" J'espère ne pas devoir encore me battre.
"Ne olursa olsun rüzgâr dostumuzdur." diye düşündü.
"Le vent est notre ami," se dit-il.
Bu gece büyük bir gece. Consuelo biraz eğlence iyi gider diye düşündü.
Consuelo a organisé un spectacle.
Baş başa bir hafta sonu geçirmenin zamanıdır diye düşündü, yalnız ikinizin.
Elle voulait passer un week-end seule avec vous.
Bu konuyla ilgili herkes parayı geri vermesi halinde polis işe karışmaz diye düşündü.
Si son patron récupère l'argent, il ne la fera pas arrêter.
Van Gelder, tedavi odasının söküldüğünü bilmek istersiniz diye düşündü.
Van Gelder voulait vous informer que la salle a été démantelée.
"Sanatoryumda böyle şeylerin başıma gelmesine izin vermezlerdi." diye düşündü.
'On n'aurait jamais laissé faire une telle chose au sanatorium', pensa-t-il.
Claude "Bu, Muriel'le evlenmeden önce annemle geçirdiğim son yaz." diye düşündü.
( narrateur ) : Claude se disait qu'iI était en train de passer son dernier été avec sa mêre avant d'épouser muriel.
Annesi, kadınlarla ilişkilerine göz yumdu birden fazla kadın, tek bir kadından daha az tehdit teşkil eder diye düşündü.
II muItipIiait Ies conquêtes féminines avec l'assentiment de sa mêre qui préférait cet éparpillement à un véritable amour qui l'aurait Iésée.
Claude : "Eğer adamdan hoşlandıysa, istediğini yapmakta serbest." diye düşündü.
Claude pensait : Si Anne est attirée par lui, je ne Ia découragerai pas.
"onunla çalabilecek birilerini bulmak" diye düşündü.
"pour former un groupe autour de lui?"
Saigon'a 60 mil uzaklıktaydı, diye düşündü.
"Ll n'était qu'à 100 km de Saigon, se dit-il,"
Araba kullanmak sakinleştirir diye düşündü.
Elle pensait s'apaiser au volant.
"İlginç," diye düşündü Kirpi,
"Voyons voir" se dit le hérisson
Demek istediği, ikiniz tartışırsanız ve Dinah bir gece... sahneye çıkmayacak olursa diye Bert bir yedek gerektiğini düşündü.
Il veut dire que si vous vous bagarriez et que tu reprenais tes billes, tu ferais mieux d'avoir une doublure.
Çocuk olabilir diye düşündü.
ce garçon l'a cru.
Eğer böyle iyi çalışırsam belki onun yerine oynarım diye düşündü.
Il devait croire que je veux lui prendre sa place.
Albay ola ki arama emri çıkarırsınız diye, bilmeniz gerektiğini düşündü.
Le colonel pense que vous lancerez un avis de recherche.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]