Emir böyle Çeviri Fransızca
127 parallel translation
Son sürat Port Royal, emir böyle!
Remuez-vous, ce sont les ordres.
Altıncı Emir böyle buyuruyor. Hz. Musa'ya Sina Dağı'nda Yüce Tanrı tarafından indirilen vahiyde böyle diyor.
Tel est le 6e commandement révélé à Moïse sur le Mont Sinaï par le Seigneur en personne.
Emir böyle bayan.
Ce sont les ordres.
Emir böyle. O yüzden oraya gidiyoruz.
Mais il faut obéir.
- Emir böyle. Onları indirin dedim!
Descends-les!
Emir böyle.
Ce sont les ordres.
Emir böyle.
Tu dois le laisser en vie.
Bana verilen emir böyle.
J'ai des ordres.
- Yeni emir böyle.
- Les ordres.
Sana göre emir böyle.
C'est ainsi que vous le comprenez.
- Bana verilen emir böyle.
- Ce sont mes instructions.
- Emir böyle.
- Ce sont les ordres que j'ai reçus.
Onu Fort Smith mahkemesine götüreceğim. Emir böyle.
Je l'amènerai à Port Smith pour qu'il soit jugé, ce sont mes ordres.
- Emir böyle. - Kimin?
- Ce sont les ordres.
Affedersin patron, emir böyle.
Désolé, patron. Les ordres...
Filimler burada kalacak, emir böyle.
Les pellicules ne sortent pas d'ici. Les ordres.
- Emir böyle.
- Les instructions.
Emir böyle. Gidelim ihtiyar.
Alors viens, mon vieux.
İşte bu yüzden bana emir yağdırmaya hakkın yok. Abe Lincoln böyle demiş.
Aussi, d'après Lincoln, je n'ai pas d'ordres à recevoir de toi.
Başbakan böyle bir emir vermemiştir.
Le Premier Ministre n'a pas donné un tel ordre!
Emir böyle.
Nous avons des ordres.
Bana böyle bir emir veremezsiniz.
Vous ne pouvez me donner un tel ordre.
Sizleri buradan götürmek için emir aldım. Böyle bir yetkim var.
J'ai le droit de vous faire partir d'ici, vous savez.
- Böyle bir emir yok.
On n'a pas d'ordres.
Böyle şey mümkün değildir. Askeri treni başka yola çevirmek için Genel Kurmaydan birinin imzaladığı yazılı emir gerekir Albay.
Changer l'itinéraire d'un train militaire nécessite un ordre écrit, signé par un membre de l'état-major.
Ben böyle bir emir vermedim.
Je n'ai jamais donné cet ordre.
Böyle bir emir hiç üst subaylarını kapsadı mı?
Un tel ordre a-t-il déjà concerné un officier supérieur?
İki yıl önce Afrika'da böyle bir görevden sonra karargahtan dediler ki aksi yönde emir gelmiş.
Il y a deux ans, en Afrique, au cours d'une mission de ce genre, le QG me dit :
- Şimdi olmaz, böyle emir aldık.
- Pas encore. Ce sont les ordres.
SS'i bilmem, ama orduya böyle bir emir ulaşmadı Yarbay.
L'armée n'a pas été avertie.
Böyle bir emir çıkardılar.
Tu parles d'être forcé...
- Şimdi. Böyle emir aldım.
C'est l'ordre qu'il m'a donné.
Ben böyle emir vermedim.
J'en ai pas donné l'ordre.
Sana bir emir verdiğimde böyle mi yaparsın?
C'est comme ça que tu obéis?
Şimdi, bu emir tarihsiz ve imzasızdır... ve uslu durursan böyle kalacak.
Cet ordre de transfert n'est ni daté, ni signé. Et il le restera si vous vous conduisez correctement.
Bize böyle emir veremezsin!
Arrêtez, avec vos ordres.
Ben böyle bir emir vermedim.
Je ne l'ai pas autorisée. Pas autorisée.
Bir daha asla böyle bir emir verme.
Ne donne plus jamais un ordre pareil.
Böyle emir vermeye devam edeceksen ben hiçbir yere gitmiyorum.
Tu me bouscules encore, et je pars pas.
Ben böyle bir emir almadım, dostum.
On va le coincer sur la rivière.
Ona böyle bir emir vermedim.
Je ne lui ai jamais donné un tel ordre.
- Ben böyle bir emir vermedim.
Je n'ai jamais ordonné...
Eğer bize saldırmaya hazır değillerse neden böyle bir emir gelsin?
Pourquoi on aurait ordre de tirer, si l'attaque n'était pas imminente?
Biz böyle bir emir vermedik.
Nous n'avons jamais donné un tel ordre.
Emir-komuta zinciri böyle.
A toi de l'ouvrir... c'est la voie hiérarchique.
Ben böyle bir emir almadım.
Quand j'ai pris des initiatives, c'est que je n'avais pas d'ordres.
Böyle bir emir vermedim.
- Je n'ai rien ordonné.
- Böyle mi yaparsın? - Bana emir vereceksin? Sen?
"Vos ordres"?
Davada, hiçbir şeyden haberinin olmadığını ve böyle bir emir vermediğini söyleyeceksin.
Au tribunal, dis que tu ne savais rien et que tu n'as jamais donné l'ordre.
Bu yüzden yargıç tıbbi destek almam için salıverilmemi içeren bir emir imzaladı. Gardiyanlar böyle bir emri daha önce duymamışlardı.
Donc le juge... a signé un papier pour ma remise en liberté pour congé médical, chose dont les gardes n'avaient jamais entendu auparavant.
Böyle bir emir için, telafisi imkânsız bir hasar olduğunu kanıtlamalıyız.
On doit pour cela prouver qu'il y a un préjudice irréparable.
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle şeyler söyleme 28
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle şeyler söyleme 28
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle bir durumda 32
böyle söyleme 179
böyle olsun istemedim 34
böyle mi 243
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle bir durumda 32
böyle söyleme 179
böyle olsun istemedim 34
böyle mi 243