Eğer sen olmasaydın Çeviri Fransızca
214 parallel translation
Eğer sen olmasaydın onunla giderdim.
Je serais parti avec lui si ça n'avait pas été pour toi Pour moi? - Il m'aurait rendue plus heureuse.
O'da istiyordu. Eğer sen olmasaydın.
Et elle l'aurait fait aussi, si ce n'était de vous.
Eğer sen olmasaydın hayatım bomboş, yalnız ve çekilmez olurdu.
Si tu n'avais pas fait partie de ma vie, mon existence aurait été vide, solitaire, insupportable!
Eğer sen olmasaydın, uzun zaman önce köy havaya uçmuştu!
Si ce n'était pas pour vous, il aurait sauter le village il y a longtemps.
Eğer sen olmasaydın Copper asla iyi bir av köpeği olamazdı.
Sans toi, Rouky ne serait jamais devenu un bon chien de chasse.
Eğer sen olmasaydın o çoktan ölmüştü!
Si je ne te respectais pas, il serait déjà mort.
Eğer sen olmasaydın, o pigme kadın bilenmiş mango ile, çok ciddi şeyler...
Sans vous, cette vieille Pygmée armée d'une mangue m'aurait...
Eğer sen olmasaydın Efendi benimle kalmaycaktı.
Sans vous... le Maître ne serait pas resté ici.
Eğer sen olmasaydın, arkadaşlarımı ağırlamam hiç de kolay olmayacaktı.
Je n'aurais pas pu recevoir mes amis ici si vous n'aviez pas été là.
Eğer sen olmasaydın o şimdiye kadar evlenmiş olurdu.
Sans vous, elle serait déjà mariée.
Eğer sen olmasaydın Hiç birimiz hayatta kalamazdık.
Aucun de nous ne serait en vie sans vous.
Eğer sen olmasaydın, bu kahrolası sandalyede olmayacaktım.
Si je suis dans ce fauteuil, c'est à cause de toi.
Eğer sen olmasaydın... dilim Canelli'nin av panosunda asılı duruyor olacaktı.
Sans toi, ma langue serait au mur de Canelli comme un trophée de pêche.
Eğer sen olmasaydın buralara kadar gelemezdim bu yüzden sana minnettarım.
Sans toi, je n'en serais pas là. Je voulais te remercier.
Eğer sen olmasaydın, Chin'in imparatoru olamayacaktım. Zeyna'nın kurbanlarından biri olacaktım.
Sans toi, je ne serais plus empereur, mais une victime de plus de Xena.
Ve eğer sen olmasaydın, tüm her şey dumanı tüten bir yanardağa dönerdi.
Et que sans toi, la maison serait un immense cratère fumant.
Komediye başlama sebebim sensin. Eğer sen olmasaydın, doktor olacaktım.
C'est grâce à vous que je suis devenu comique, sinon, je serais devenu docteur.
Dürüstçe söylemek gerekirse, eğer sen olmasaydın ben çok kötü bir şarkıcı olurdum.
C'est vrai! Sans toi, j'aurais été un piètre chanteur.
Dürüst söylemem gerekirse, Prue, eğer sen olmasaydın, müzayede evinin iflastan kurtulabileceğini sanmıyorum.
Honnêtement, sans vous, je ne pense pas que la société aurait pu éviter la ruine.
Eğer sen olmasaydın asla Pollener'la tanışamayacaktım! Dahası kendimle ilgili derinlerde olan birşeyi ikiniz farketmemi sağladınız, sanırım her zaman bildiğim, ama... sadece itiraf etmeye cesaret edemedim.
Grâce à toi, j'ai connu Paulina et compris quelque chose sur moi.
Eğer sen olmasaydın ülkeyi terketmek zorunda kalırdım.
Sans toi, il faudrait que je quitte les USA.
Sen ve senin Scotland Yard'ın. Eğer Edgar Wallace'ın yazdıkları olmasaydı, onu hiç kimse duymazdı.
Toi et ton Scotland Yard!
Eğer o işi gerçekten sen yapmış olmasaydın, çoktan polise giderdin.
Si vous étiez innocent, vous iriez à la police.
Eğer başımızda sen olmasaydın plajlara bile gelemezdik.
Grâce à toi, tu nous a amenés à la plage.
Eğer orada bir kum torbası olarak kullanılıyor olmasaydım şen kaçamazdın.
Je me suis fait tabasser pour que tu puisses filer.
Ve eğer sen o kadar budala olmasaydın... bu haberi senin kendi güvenliğin için bizim yaydığımızı anlardın.
Nous avons monté cette affaire pour vous protéger.
Eğer karşımdaki sen olmasaydın, bunları asla yapmazdım.
Ce ne serait pas nécessaire, si tu n'étais pas comme ça.
Eğer bu kadar salak olmasaydın, sen de aynını yapardın.
Je me protège du mauvais œil.
Eğer sen burada olmasaydın, ben de burada olmazdım.
Si tu n'étais pas là, Sydney, je n'y serais pas!
Eğer bu kız olmasaydı, sen hâlâ Boynuzlu Kral'ın zindanındayın.
Fille? Si ça n'avait pas été par cette fille, tu serais encore dans le dongeon du Roi cornu.
Her neyse... eğer bu sen olmasaydın Başka biri olacaktı.
Enfin, si ça n'avait pas été toi, ça aurait été quelqu'un d'autre.
Ben rüya derdim, eğer ki sen anlatmış olmasaydın, Poirot...
Je dirais que c'est le rêve. Si le récit ne venait pas de vous...
- Eğer ben olmasaydım, sen burada olamazdın. - Ben bekarım.
Tu as une famille!
Düşün bir kere, eğer sevdiğin kadınla evlenebilme şansın hiç olmasaydı... ve onun yakınında olabilmek için tek şansın onun kardeşiyle evlenmek olsaydı... sen de benim verdiğim kararı vermez miydin?
Mais si tu ne peux pas épouser la femme que tu aime... et la seule façon d'être près d'elle est dépouser sa soeur... ne prendrais-tu pas la même décision que moi?
Eğer sen bu kadar beceriksiz ve aptalın teki olmasaydın!
Si tu n'avais pas été si incompétent et si stupide!
Eğer sen Vail'e gitseydin ya da sen ailenle olsaydın ve tabi ki eğer frengi hastalığın olmasaydı hep birlikte olamazdık.
Et je pensais que si t'étais à Vail, si vous aviez été en famille... ou si tu n'avais pas la syphilis... On serait pas tous ensemble!
Dün eğer o olmasaydı, şu anda sen ve ben böyle yan yana olamazdık.
S'il n'était pas là hier, Toi et moi ne serions pas ensemble ici
Eğer o olmasaydı, sen şu anda burada olamazdın.
Sans elle, vous ne seriez pas là.
Bak, eğer bu kenidi iyi hissettirecekse söyleyeyim... Sen olmasaydın şu an bu durumda olamazdım.
Ecoute, si ça peut te consoler, je ne serais pas lâ où j'en suis aujourd'hui, sans toi.
Eğer sen ve arkadaşların olmasaydı ben günümü nasıl geçirecektim dostum.
Si tu ne m'avais pas ramené tes potes... Qu'est-ce que j'aurais bien pu faire aujourd'hui mec?
Eğer ki sen Ana İmparatoriçe olmasaydın belki de bu mümkün olabilirdi.
Ça aurait pu être... si tu n'avais pas été... la Reine mère.
Postane şefi göz yaşlarına boğuldu eğer sen ısrar etmiş olmasaydın oğlumuzun bu işi yapmasına asla müsaade etmezdi.
Le chef était en pleurs. Si tu n'avais pas insisté... il n'aurait jamais laissé notre fils le faire.
Eğer sen bu kadar saf olmasaydın gelip maç yorumlarını açıkça sorardım.
Si t'étais pas un tel enfant de choeur, je pourrais venir à toi franchement et te dire : "Ray, tu préfères qui pour le match de ce soir?"
Eğer o kadar güzel olmasaydı, sen de bilmiyor olacaktın.
Tu sais pas son nom. Tu l'ignorerais sûrement si elle était moins jolie.
Unutma ki eğer sen şimdi iyi Phoebe olmasaydın Anton'ın kötü Phoebe'ye ihtiyacı olmazdı.
Souviens-toi qu'Anton n'aurait pas eu besoin de la mauvaise Phoebe si tu n'étais pas devenue la bonne Phoebe.
- Eğer sen bu kadar berbat bir oyuncu olmasaydın, ben de yapmak zorunda kalmazdım.
Si tu ne jouais pas aussi mal, je n'aurais pas eu à tricher.
Eğer böyle sinirli olmasaydın, şanslı kız sen olabilirdin.
Si t'étais pas aussi chiante, tu pourrais être l'heureuse élue.
Eğer onlar olmasaydı... sen burada olmazdın.
Il avait une totale confiance en vous. Il vous à tout légué.
Arkadaşların Ve ailen evde güvende olacaktı, eğer bir küçük sorun olmasaydı. Sen.
Tes amis et leurs parents seraient chez eux, s'il n'y avaitpas eu un petitproblème...
Eğer, LSD ve sen olmasaydınız şu an çıldırırdım.
Sans ça et toi, j'aurais craqué depuis longtemps.
Sanatımın lokomotifine güç veren yakıt acıydı. Ne demek istiyorsun tatlım, eğer sen... onunla birlikte olmasaydın, hikayelerime kavuşacak mıydım?
Le bon côté des choses, c'est qu'elle n'a jamais dû regarder un film avec Sylvester Stallone.
eğer sen 63
sen olmasaydın 39
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer izin verirsen 26
sen olmasaydın 39
eğer istersen 206
eğer öyleyse 172
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer izin verirsen 26
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer ölürsem 16
eğer olursa 24
eğer isterseniz 86
eğer varsa 60
eğer mümkünse 45
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer ölürsem 16
eğer olursa 24
eğer isterseniz 86
eğer varsa 60
eğer mümkünse 45