Eğer bir şey olursa Çeviri Fransızca
1,027 parallel translation
Eğer bir şey olursa beni ara, olur mu?
S'il arrive quelque chose... peux-tu m'appeler?
Eğer bir şey olursa onu almanızı istiyorum.
Oui... au cas où il arriverait quelque chose.
Ne demek, eğer bir şey olursa?
Quelque chose?
Eğer bir şey olursa, bilmiyormuş gibi yapamaz.
S'il se passe quelque chose, il voudra savoir ce que c'est.
- Eğer bir şey olursa, sana yazarım. - Yapamam! Sana yazmayacağım.
- S'il y a du neuf, je t'écrirai.
Eğer bir şey olursa...
Si... Si quelque chose devait mal tourner...
Ve eğer bir şey olursa, eğer sabaha geri dönmek için yola çıkmazsak...
Et si quelque chose arrivait, et que nous ne puissions pas partir, demain matin...
Eğer bir şey olursa, bağırırsın.
Si quoi que ce soit arrive, appelez.
Rex, Tanith'le kal. Eğer bir şey olursa hemen beni ara.
Restez avec Tanit et si quelque chose arrive, vous m'appelez immédiatement.
Eğer bir şey olursa, hemen geri gel. Eminim bu oyunun bir parçası.
Si vous avez un problème, revenez immédiatement.
Eğer bir şey olursa, lütfen beni arayın.
Mais appelez-moi s'il y a du nouveau.
Eğer bir şey olursa, Tokyo'ya gitmelisin.
Si quelque chose arrive, va à Tokyo.
Eğer yanlış giden bir şey olursa aynayı şöyle salla. Senden işaret gelene kadar bekleyeceğiz.
Dans le cas contraire, agite la glace, nous attendrons le bon moment.
Eğer size bir şey olursa, asıl benim şöhretim zedelenir.
Un accident et ma réputation était foutue!
Eğer ona bir şey olursa hesabını ben veririm. Gönderdiğin polise söyle bizimki çok kötü çifte atar.
Allez, envoie vite un carabinier, qu'il ne souffre pas par ta faute.
Eğer bana bir şey olursa, işin peşini bırakır mısınız?
Je risque le paquet. S'ils me règlent mon compte, c'est fini?
Eğer ona bir şey olursa...
S'il lui arrive quelque chose...
Eğer yeni bir şey olursa, eminim size söyleyecektir.
S'il y a du nouveau, il vous le dira sûrement.
Şimdi eğer bana bir şey olursa... siz sadece -
S'il m'arrive quoi que ce soit, vous...
Eğer bana herhangi bir şey olursa, batıya doğru gidin.
S'il m'arrive quelque chose, continuez droit vers l'ouest.
Bak, eğer bana bir şey olursa Alec'e uzun ve mutlu bir hayat yaşamasını söyle.
Ecoutez, si quelque chose m'arrive, dites à Alec... de vivre une vie pleine et merveilleuse.
Her zaman o önce gelecek. Eğer ona bir şey olacak olursa beni anında unutursun.
Si elle tombait malade, vous m'oublieriez.
Eğer ona bir şey olursa, büyük sıkıntı yaşarız.
Il est précieux.
Bir şey olursa eğer derhal beni ara.
Quoi qu'il arrive, faites-moi appeler aussitôt.
Eğer sana bir şey olursa ben bu işin dışındayım.
Si tu as un pépin, je perds la combine.
- Ve eğer o yaşlı kadına bir şey olursa, o zaman...
Et si quelque chose lui arrivait...
Eğer bu gece ters bir şey olursa, zavallı Annie'ye ne olacağını söylememe gerek yok.
Si ça tourne mal, inutile de dire ce qui lui arrivera. Elle se mettra la tête dans le four :
Eğer kötü bir şey olursa bu senin hatan olacak!
S'il arrive malheur, ce sera de ta faute!
Çoğunlukla mutfaktan. Eğer istediğin bir şey olursa...
- s'il y a quelque chose que tu veux.
Roma'da tek başınıza mı kalıyorsunuz? Eğer yardım edebileceğim bir şey olursa... Lütfen beni arayın.
Vous êtes seule à Rome et si je peux vous être utile, souvenez-vous de moi.
Eğer herhangi bir şey olursa, hemen çanı çal.
Et s'il y a un ennui, faites sonner la cloche.
Sana bir şey söyleyeceğim. Eğer biraz daha Cavorite olursa,... bu gece küreyi yükseltmeye başlayabiliriz. Ve şu an ocakta.
Laissez-moi vous dire... si la dernière fournée de cavorite est bonne... on commence à l'appliquer ce soir.
Eğer aptalca bir şey yapacak olursa, özellikle terfiniz zora girer. - Öyle mi?
Si elle ne fait pas de bêtises, votre carrière n'en pâtira pas.
Pekalâ Amiral... Eğer hafızanızı canlandıracak bir şey olursa... aradığınız takdirde çok müteşekkir olurum.
Si, par chance, la mémoire vous revenait... téléphonez-moi aussitôt.
Ve eğer ona en ufak bir şey olursa gelip bana haber vermeni istiyorum.
Et si quelque chose lui arrive, je veux que tu viennes me le dire.
Eğer ters bir şey olursa, düşer ya da yaralanırsanız, sakın arkaya bakmayın.
Si ça tourne mal, si vous vous blessez ou chutez, ne vous retournez pas.
- Eğer Sam'e bir şey olursa...
- S'il lui arrive quelque chose...
Eğer yapabileceğim bir şey olursa, söyle yeter.
Si je peux faire quelque chose, préviens-moi.
- Eğer yapabileceğimiz başka bir şey olursa... - Burası sizin eviniz mi? Hayır, ama sık sık geleceğim.
M. Kusenov, voulez-vous venir par ici quelques minutes?
Eğer sana bir şey olursa bu benim hatam olur.
S'il t'arrive quelque chose... ce sera ma faute.
Eğer bize bir şey olursa, emirleri biliyorsun. Evet, efendim.
Si quelque chose nous arrive, vous avez reçu des ordres.
Eğer sana bir şey olursa, ben ölürüm.
J'en mourrais, si quelque chose t'arrivait.
Eğer bana bir şey olursa, o ne yapardı?
S'il m'arrive quelque chose, ma mère sera seule, dans la misère.
Eğer bebeğime bir şey olursa eğer ona bir şey olursa, Otora... seni öldürürüm!
Si cela se produit, Otora... Je te tue!
Ve eğer bir şey için bana ihtiyacın olursa, genellikle buradaki numaralardan birinde olurum.
Voici mon numéro si besoin est.
Eğer sana bir şey olursa, her şeyi paramparça ederim.
Si quelque chose t'arrivait, je balancerais tout.
Eğer oğluma bir şey olursa, arabayı çarpar ve hepimizi öldürürüm!
S'il arrive malheur au petit, je nous envoie tous dans le décor! C'est clair?
Eğer bana bir şey olursa eğer yaralanırsam, bir şeyi ömür boyu unutmamamız gerekecek. O da bu piçleri küçük düşürmek için elimize bir fırsat geçtiği ve o fırsatı tepmiş olacağımızdır.
S'il m'arrive quoi que ce soit, si je suis blessé, on n'aura que nos yeux pour pleurer sur le fait que... nous avions une chance sur mille d'humilier ces salauds, et qu'on a échoué.
Eğer bir daha böyle bir şey olursa, alarma basmaya tereddüt etmeyin.
Si ça se reproduit madame, n'hésitez pas à sonner.
Eğer bana bir şey olursa. Yotsuva'daki Doktor Shusuke Tokunaga'ya ver. O benim kardeşim.
S'il m'arrivait quelque chose, remets-la au Dr Tokunaga Shusuke à Samegabashi, dans le district de Yotsuya.
Eğer gemiye bir şey olursa Bay Handford suçlanacak olan sizin ülkeniz olacaktır.
S'il arrive quoi que ce soit, M. Hanford... on pourrait blâmer votre pays.
eğer bir probleminiz varsa 26
bir şey olursa 35
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer sen 63
eğer öyleyse 172
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
bir şey olursa 35
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer sen 63
eğer öyleyse 172
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer varsa 60
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer isterseniz 86
eğer olursa 24
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45
eğer yanılmıyorsam 39
eğer varsa 60
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer isterseniz 86
eğer olursa 24
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45