Eğer istiyorsan Çeviri Fransızca
5,489 parallel translation
- İşimi geri alabilir miyim? - Evet, eğer istiyorsan.
- Je peux ravoir mon travail?
Bakın, eğer istiyorsanız birkaç yeni film...
En fait je viens de recevoir ça c'est de...
Eğer istiyorsan bizimle kalabilirsin.
Tu peux rester avec nous, si tu veux.
Eğer istiyorsanız, size ananas getirtebiliriz.
Quelqu'un va vous en apporter.
Eğer itiraf etmek istiyorsan, itiraf et... Tanrıya.
Si tu veux te confesser, confesse-toi... à Dieu.
Eğer bu toplu cinayetlere sebep olan katili tekrar saldırmadan önce yakalamk istiyorsanız, benim uçağıma yetişmem gerekiyor.
Vous voulez attraper un tueur de masse avant qu'il ne frappe encore, et pour que ça arrive, je dois prendre un avion.
Bizi korumak istiyorsan eğer beni hastaneye götür.
Si tu veux nous protéger, tu dois m'emmener à l'hôpital.
Eğer sen, benden yardım istiyorsan rüyada olduğumu düşünürüm.
Tu peux pas te ramener ici et me demander une faveur comme ça.
Eğer siz de onun DNA'sını test etmek istiyorsanız, onu suçlayın.
Et si vous voulez tester son ADN, mettez le en accusation.
Hayır, hayır, cidden, eğer ona bir kere çakmak istiyorsan,... ona normal bir insan gibi davranmak zorundasın
Non, vraiment, si tu veux avoir ta chance avec elle tu dois la traiter comme une personne normale.
Eğer birinin konuşmasını istiyorsan onu terletirsin.
Vous faites venir quelqu'un pour le faire transpirer.
O mesajlaştığın her kimse, eğer onunla olmak istiyorsan gidip onun yanında olmalısın.
Qui que ce soit, si tu veux être avec eux, va les rejoindre.
Eğer karanlıkta kalmak istiyorsan bana direk mesaj atmamalısın.
Tu ne devrais pas m'envoyer de texto si tu veux rester à couvert.
Eğer beni geri istiyorsan, döndüm, ama senin günah keçin olmak için burada değilim.
Si tu veux que je revienne, je reviens, mais je suis pas là pour être ton bouc émissaire.
Eğer o dehşet dolu kabinini elden çıkarmak istiyorsan işi yönetmesi için bir profesyonele ihtiyacın var.
Si tu veux vraiment te débarrasser de cette horrible petite cabane, tu vas avoir besoin d'un pro pour faire ça correctement.
Eğer gerçekten kalmak istiyorsan Harikalar Diyarı'ndan ya da şu cinden söz edemezsin.
Si tu veux vraiment rester, tu ne dois jamais parler du Pays des Merveilles, ni de ce génie.
Olacaksın eğer bu evde yaşamak istiyorsan.
Il le faudra... si tu veux vivre dans cette maison.
Eğer beni öpmek istiyorsan. Bir hikayeye ihtiyacın yok.
Si tu veux m'embrasser, pas besoin d'inventer une histoire.
Eğer kendinizi bu programdan uzakta tutmak istiyorsanız bir günah keçisine ihtiyacınız olacak.
Si vous prenez vos distances avec ce programme, vous aurez besoin d'un bouc émissaire.
Her zaman bir vasiyeti vardı ve eğer bunu büyütmek istiyorsanız,... yemin ederim sahip olduğunuz her şeyi almak için sizi dava ederim.
Il y a toujours un testament, et si vous faites une bonne affaire avec, je jure de vous attaquer en justice et de vous prendre tout ce que vous avez.
Eğer problemlerini görüşmek istiyorsan 20 dakika içinde ofisimde olabilirsin.
Si vous voulez me parler, venez dans mon bureau dans 20 minutes.
Eğer ürünlerini test ettirmek istiyorsan, başvuru formu doldur ve süreci takip et.
Si vous voulez faire tester un produit, suivez la procédure.
Eğer yardım etmemi istiyorsan evet.
Si tu veux que je puisse te venir en aide, oui.
Sorgulamalarda verdiğin ifadelerde polis memurlarına öfke ile "Eğer yalan söylememi istiyorsanız yalan söyleyeceğim ve ben yaptım diyeceğim." dediniz mi?
Oui, mais avant d'avoir donné ce témoignage, avez-vous dit aux agents sous l'emprise de la colère : Si vous voulez que je vous mente, je peux mentir et dire que je l'ai fait.
Eğer bu oy meselesinde desteğimi istiyorsan, senden biraz taviz vermeni istiyorum.
Vous voulez mon soutien? Donnez-moi une contrepartie.
- Eğer öğrenmek istiyorsanız bunu ona sormamız gerekecek.
Pour le savoir, il faut le lui demander.
Eğer C.I.A'e dönmek istiyorsanız...
Si vous souhaitez retourner travailler à la CIA...
Eğer ölmek istiyorsan, bunda bir sorun olmadığını bilmeni istiyorum.
Si tu veux partir, sache que c'est d'accord.
Eğer birkaç tane kargocu çocuğu araştırmak istiyorsan durma.
Si tu veux enquêter sur deux ou trois livreurs, vas-y.
, Eğer beni istiyorsan!
Vous voulez que je vous baise?
Eğer mutlu olmak istiyorsan, işine bakacaksın.
Si tu veux être heureux, mêle-toi de tes affaires.
Eğer bana yardım etmek istiyorsan, tavana çivilenmek veya trenin altında kalmak istemiyorsan, arkadaşlarından sıyrılıp bana John Wharton hakkında bilmediğin bir şey söylemelisin çünkü onu çözemiyorum.
Si tu veux m'aider et si tu ne veux pas te faire clouer au plafond ou écraser par un train, tu devras te distancer de tes amis et me dire quelque chose que je ne sais pas au sujet de John Wharton. Car je n'arrive pas à le comprendre.
Eğer burda pratiklik edinmek istiyorsan daha sağlam bir mideye sahip olman gerek.
Tu auras besoin d'un estomac a toute épreuve... si tu comptes exercer la médecine dans l'asile.
Eğer bu iş için bir şans istiyorsan nereden geldiğini unutmamalısın diyorum.
Pour gagner, il va falloir renouer avec vos origines.
Eğer 30'lu yaşlarının bulanık partilerle, diş temizleme kesintileriyle olmasını istiyorsan, bu harika.
Si tu veux passer ta jeunesse entre fêtes et détartrages, super. C'est ta vie.
Ama eğer bir bebek istiyorsan, bebeğim ne yapmak istiyorsan burada olacağımı bil.
Mais si tu veux un bébé, chérie, je suis pour.
Eğer korkusuzlardan biri olmak istiyorsanız Bu girmenin bir yolu.
Si vous voulez faire partie des Audacieux, C'est votre façon de le devenir.
Benim hakkımda öğrenmen gerek ilk şey, eğer sağ kalmak istiyorsan, çeneni kapalı tut.
La première chose que tu dois savoir, c'est que si tu veux survivre ici tu vas devoir apprendre à la fermer.
Eğer korkusuz olmak istiyorsan.
- Si tu veux être Audacieuse.
Eger yasamak istiyorsan, oturacaksin!
Si vous voulez vivre, rasseyez-vous!
Eğer dövmek istiyorsanız, kabul, dövün.
Cassez-moi la gueule si vous voulez.
Demek istediğim başkansın sen eğer bu kadar çok istiyorsan resmini asarsın olur biter.
Ce que je veux dire est, tu es le président, tu sais? Si tu veux vraiment être là haut, met ta photos. Personne va t'arrêter.
Eğer aile hayatını sürdürmek istiyorsan, onlara koruyabilecekleri bir ideal vermen gerekir.
Pour sauver votre famille, donnez-lui un idéal à défendre.
Eğer daha büyük bir şey istiyorsan, Denny'nin otoparkına, Big T'ye git.
Pour ça, allez voir le dealeur sur le parking voisin.
Eğer gitmek istiyorsan saçını da yanında götürmek zorundasın.
Au moins, comme ça, tu seras pas toute seule.
Eğer konuşmak istiyorsan, gerçekten konuşabiliriz.
Mais si vous voulez parler, nous le pouvons.
Diyorum ki, eğer ona zarar vermek istiyorsan hadi kalkın verelim.
Je dis que si vous voulez le descendre puis laissez apos ;
Eğer gece bittiğinde hala istifa etmek istiyorsan, o zaman edersin.
À la fin de la soirée, si tu veux encore partir, eh bien, démissionne.
Eğer çalmaktan bahsetmek istiyorsanız, Bay Long Qi bizim Dong Yang çay paketlerimiz çalındı.
En parlant de vol, Mr Long Qi, vous nous avez volà © nos paquets de thà © Dong Yang.
- Tatlım. Eğer aile işimize girmek istiyorsan geçmişin temiz olmalı.
- Chérie, si tu reprends l'affaire il te faut un casier vierge.
eğer soru sormek istiyorsanız PK'ye sorun.
si vous voulez poser des questions, demandez à PK.
istiyorsan 64
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer sen 63
eğer öyleyse 172
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer sen 63
eğer öyleyse 172
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer varsa 60
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer isterseniz 86
eğer olursa 24
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45
eğer o olmasaydı 23
eğer varsa 60
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer isterseniz 86
eğer olursa 24
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45
eğer o olmasaydı 23