Gelecektir Çeviri Fransızca
2,257 parallel translation
Hepimize güzel bir şarkı iyi gelecektir.
On a bien besoin d'une bonne mélodie.
Kaynakları pozisyonunuza tahsis edersem, diğer seferberlik bölgelerini gözardı ettiğim anlamına gelecektir.
Allouer des ressources où vous êtes signifie en sacrifier pour les autres.
Biletinizi erken ayırtırsanız oldukça ucuza gelecektir.
Si vous réservez à l'avance, les vols sont beaucoup moins cher.
Düşünün Bay Slater. Aklınıza gelecektir.
Réfléchissez, M. Slater.
Biraz temiz hava hepimize iyi gelecektir.
On a besoin de s'aérer. L'audience reprend à 10 h 15.
İçiniz rahat olsun efendim. Bu kemirgen elimizde olduğu müddetçe kaplumbağalar önünüze gelecektir.
Mais vous pouvez être sur, Maitre, que tant que nous avons le rat, les tortues viendront ici.
Deneyimlerime göre eğer hastaysan er ya da geç, insanlar başka amaçlarla da olsa konuşmak için yanına gelecektir.
Vous savez, d'après ce que j'en vu, si vous êtes patient, tôt ou tard, les gens qui ont besoin de parler viendront à vous, souvent sous un faux prétexte.
Tüm olay yeniden gündeme gelecektir herhâlde.
Ça va revenir sur le tapis?
Merak etme, o İngiliz bir ajan, buluşmaya gelecektir.
Ne vous inquiétez pas, c'est une espionne anglaise, elle sera au rendez-vous.
Ah, evet, o kesinlikle gelecektir.
Oui, il y sera certainement.
- Gelecektir.
- Il viendra.
Ve bu olduğunda er ya da geç bu şehir yaşamak için daha iyi bir yer haline gelecektir.
Et quand ça arrive, de temps en temps, la ville devient un endroit meilleur.
Gelecektir.
Elle viendra.
Ne zaman yapar bilmiyorum ama gelecektir.
Je ne sais pas quand, mais je sais qu'elle viendra.
Her gün beş dakikanızı gülümsemeye ayırın, sadece gülümseyin ve bir süre sonra kendiliğinden gelecektir.
Prenez cinq minutes par jour pour sourire, simplement sourire. Après quelque temps, ça viendra naturellement.
Belki gelecektir.
Réponds, elle a peut-être décidé de venir ce soir.
Lord Melbourne erkenden gelecektir.
Lord Melbourne sera là tôt.
5 dakika daha beklerseniz başka biri gelecektir...
Alors, si vous restez ici encore cinq minutes, il y aura sûrement quelqu'un...
Kendi kırbacıyla seni kaldırmak için gelecektir ama.
Si je l'avais fait, ce serait lui qui serait là, avec un fouet. Debout!
'Gelecektir ölüm er ya da geç bu dünya üzerinde yaşayan her adama.
À tout homme vivant sur Terre, la mort vient tôt ou tard.
Girişiminiz 12 döngü içinde tümüyle harekâta hazır hale gelecektir.
Votre initiative devrait être opérationnelle dans 12 cycles.
Umarım hala insanlarda olacaktır, - - Muhtemelen başka insanlar gelecektir.
Avec un peu de chance, il y aura toujours des gens, peut-être pas les mêmes que ceux qui étaient là depuis le début.
Soğuk gelecektir.
Ce sera froid.
- Onu tanıyorum, gelecektir.
- Je le connais, il viendra pour elle.
Elbette, Izzy'de gelecektir. Hayır.
- Oui, Izzy serait là, évidemment.
- Bahse girerim tadı bile farklı gelecektir.
- Je parie que ça goûte différent.
Ama eğer Brent ile birkaç yıl daha arabayla boş boş dolanıp biraz daha bira içerseniz, aklına bir şeyler gelecektir.
Mais peut-être que si toi et Brent continuez à trainer ensemble un ou deux ans de plus, avec quelques bières de plus, peut-être que tu finiras par avoir une idée.
Kral hazretleri sekiz hafta sonra Holyrood Sarayında kalmak üzere buraya gelecektir.
Sa majesté sera en sa réseidence d'Holurood d'ici 8 semaines.
Kralımız üç hafta içinde Holyrood'a gelecektir.
Le Roi sera à Hollywood dans 3 semaines.
Yakında geri gelecektir.
Vite, il va revenir.
Sabaha kadar bekleyebiliriz. Yani, birisi gelecektir.
Quelqu'un finira par venir.
Hava almak sana iyi gelecektir.
Ça te ferait du bien de prendre l'air.
Yarın sabah buraya gelecektir.
Elle viendra ici demain matin.
Ama ne olursa olsun, sana bomboş gelecektir.
Mais peu importe... elle est totalement déserte.
Biraz para sana iyi gelecektir.
Je sais que tu pourrais utiliser l'argent.
En az dört yaralı gelecektir.
Nous avons au moins quatre entrants.
Bu, sana iyi gelecektir, Mary.
C'est peut-être un nouveau départ.
Güzel, yarın sabah evlerinde olmazlarsa... polis onları aramaya gelecektir.
Bon... s'ils ne rentrent pas, la police va venir.
Eğer sorarsan gelecektir.
Si tu lui demandes, il viendra.
Kolay gelecektir.
Vous vous y ferez facilement.
Yaralarınıza iyi gelecektir.
Ce sera bon pour vos blessures.
Bence gelecek, gelecektir.
Et je pense juste que le futur est le futur.
Daha birkaç yıl oldu, eminim ki vakit ayırıp gelecektir.
Bien, ça fait genre deux ans alors... Je suis sure qu'elle nous mène en bateau.
Neye mal olursa olsun, barış galip gelmeli ve gelecektir.
La paix doit et l'emportera, peu importe le prix.
Ruslar peşinden gelecektir.
Les Russes seront sur vos traces.
Aynen öyle. Ve eğer fark edilmek için bu kadar acizse bu daha başlangıçtı. Arkası gelecektir.
Exact, et s'il a tant besoin d'être remarqué, alors c'est qu'un début, le reste va suivre.
Ama öyle bir yer var ki belki de sana çok anlamlı gelecektir.
Mais il est celui qui sera, peut-être, le plus significatif pour vous
Sizin Guatrau'yu ikna etmek için kumar oynuyorum. Şirketim tekrar benim elime geçerse çok daha değerli hale gelecektir.
Il y a fort à parier que je peux persuader ce Guatrau que ma boite lui sera plus valorisante en me laissant aux commandes.
Aradığında gelecektir.
Il viendra si tu l'appelles.
Belki benim için gelmez ama senin için gelecektir.
Il ne viendra peut-être pas pour moi, mais il viendra pour toi.
Hareket etme gücü azar azar geri gelecektir.
Les réponses motrices reviendront peu à peu.
geleceğim 238
gelecek misin 89
gelecek 246
geleceksin 36
geleceğe 29
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
geleceğiz 22
gelecekte 47
gelecek mi 35
gelecek misin 89
gelecek 246
geleceksin 36
geleceğe 29
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
geleceğiz 22
gelecekte 47
gelecek mi 35