Gidiyor Çeviri Fransızca
46,282 parallel translation
- Nasıl gidiyor bu arada?
Comment ça se passait ici?
Nereye gidiyor?
Où est-ce qu'il va?
- Orası nereye gidiyor peki?
- Ça mène où?
Sanırım... Sanırım evine gidiyor.
Je crois qu'il rentre chez lui.
Her şey planlandığı gibi gidiyor.
Le plan se déroule bien.
Yüzük, Bölüm D'ye gidiyor.
L'Anneau se rend en section D.
Merak ediyorum da cumartesi gecesi boş musun acaba? Bütün arkadaşlarım şarap tadımına gidiyor.
Je me demandais, si tu étais libre samedi soir, mes amis vont à une dégustation de vin.
Nasıl gidiyor Nikola?
- Como vas, Nicolas?
- Gidiyor musun?
- Qu'est-ce que tu fais?
Onunla nasıl gidiyor?
Avec lui, comment ça se passe?
Ne yapıyorsun? Hemen gidiyor musun?
- Tu te casses déjà?
Hoşuna gidiyor mu sürtük?
T'aimes bien ça, salope.
Her şey planlandığı gibi gidiyor mu?
* - Tout se passe comme prévu?
Hoşuna gidiyor olmalı.
C'est bien ça.
Hepsi gidiyor.
Bien, ils partent tous.
O gidiyor.
Il s'en va.
Kim gidiyor?
Qui s'en va?
Nasıl gidiyor ahbap?
Ça va, mon pote?
Çünkü hala onun telefon sinyalini takip ediyorum ve Millbank'den batıya gidiyor.
- Niveau sécurité? - Il a ce qu'il faut.
Küba'da olduklarını biliyor. Konuştuğumuz gibi oraya gidiyor.
Il sait qu'ils sont à Cuba.
Hey, Leonard tam bu vakitlerde tuvalete gidiyor.
Leo va toujours chier à cette heure-ci.
Namınız sizden önde gidiyor.
Votre réputation vous précède.
- Bu hoşuna mı gidiyor?
Tu aimes ça?
Nereye gidiyor?
Où il va?
Frekans araştırması nasıl gidiyor?
Comment ça avance avec la fréquence?
Herkes gidiyor, kimse kalmıyor.
Tout le monde part, personne ne reste.
Sence nereye gidiyor?
Où pensez-vous qu'il va?
Hoşuma gidiyor.
Je fais.
İnsanlara hak ettiklerini vermek hoşuma gidiyor.
Je veux donner aux gens leurs droits. Cela me rend heureux.
Bu oyuncaklar kapış kapış gidiyor.
Ces poupées se vendent comme des petits pains.
Gidiyor musun?
Vous partez?
Onunla çalışmak hoşuma gidiyor ama hayranlık biraz fazla kaçtı.
J'admets apprécier travailler avec elle, mais adorer, c'est un peu trop.
Üniversite harcını ödeme işi nasıl gidiyor?
Comment ça avance avec la bourse?
"Baharın nasıl gidiyor?" diye.
"Comment se passe ton printemps?"
Bilmeni isterim ki Danny gemi dışında bir göreve gidiyor.
Tu dois savoir que Danny va être affecté hors du bateau, mais dans le cas où l'on ne sortirait pas d'ici...
İyi gidiyor beyler.
Bon résultat, messieurs.
Nasıl gidiyor Green?
On fait comment, Green?
Gelip gidiyor ve görüntü beslememizin içine ediyor ama ses kanalı hala temiz.
Ça vient, ça part et ça perturbe notre signal vidéo, mais le canal audio reste stable.
Okula gidiyor. Bilgisayar oyunu oynuyor. Hatta odasında müzik bile dinliyor.
Il va à l'école, joue aux jeux vidéos, écoute même de la musique dans sa chambre.
Sadece okula gidiyor. Hepsi bu.
Il va à l'école et c'est tout.
O hala işe gidiyor ben hala emekliyim.
Elle bosse toujours et je suis toujours à la retraite.
İki haftadır kabus görmüyorum. Ve evde işler yine yolunda. Tyler ile işler çok iyi gidiyor.
Je n'ai pas fait de cauchemar depuis un moment, et les choses se passent bien avec la sororité à nouveau, et tout se passe bien avec Tyler.
Yok, işler çok iyi gidiyor diyorsan, o zaman sana inanıyorum.
Si tu dis que tu vas bien, alors je te crois.
Ah, harika. Birlikte harika gidiyor.
Ouais, c'est en bonne voie.
Seninle konuşmak hoşuma gidiyor.
J'aime bien te parler.
Ben de takip ettim nereye kadar gidiyor diye?
Je l'ai suivi pour voir la profondeur.
Kulak kanalından beynine kadar boylu boyunca gidiyor.
Il part de son conduit auditif jusque dans son cerveau.
- Valerie, merhaba. - Yolculuk nasıl gidiyor?
Ça se passe bien, cette excursion?
Bu senin için nasıl gidiyor? Hâlâ eğlenceli değil.
Pas drôle?
Komiğime gidiyor.
Quoi?
Nasıl gidiyor peki?
Comment cela va pour vous jusqu'à présent?
gidiyorum 1257
gidiyorsun 93
gidiyor musun 364
gidiyoruz 1350
gidiyorum ben 24
gidiyorsunuz 20
gidiyor musunuz 95
gidiyorlar 124
gidiyor mu 22
gidiyor muyuz 99
gidiyorsun 93
gidiyor musun 364
gidiyoruz 1350
gidiyorum ben 24
gidiyorsunuz 20
gidiyor musunuz 95
gidiyorlar 124
gidiyor mu 22
gidiyor muyuz 99