Halledeceğiz Çeviri Fransızca
1,408 parallel translation
- Bir şeyin yok Molly, halledeceğiz şimdi.
- Ca va aller, Molly, on est avec vous.
Sonra bağırsaklarının görüntülerini inceleyeceğiz. Kanamayı bulacağız. Sorunu halledeceğiz.
On regardera les images pour voir d'où vient le sang et te soigner.
Tartışmaya yol açabilir. Ama bu işi halledeceğiz.
Ça pourrait mener à une dispute, mais on va régler ça.
Halledeceğiz. Gelip yardım etmek ister misin?
On y arrivera
Ama bunu beraber halledeceğiz.
Mais on va en venir à bout ensemble.
Avukat getirme hakkınızdan feragat ettiğiniz için bunu mümkün mertebe kısa ve acısız halledeceğiz.
Et puisque vous avez décliné votre droit d'avoir un avocat, je promets de faire ça aussi vite et aussi indolore que possible.
tamam, şey, bunu başka bir şekilde halledeceğiz, ama buna hazırlıklı olmasınız.
Nous essayerons d'une autre façon, Mais soyez prêt à ça.
Halledeceğiz.
Tout va bien aller.
Halledeceğiz.
Ca va aller.
Bu işi doğru yoldan halledeceğiz.
On va battre cette chose à la régulière.
"Bu işi halledeceğiz." Nasıl?
"On va réussir." Comment?
Nasıl halledeceğiz bu meseleyi? Bilmiyorum.
Comment je fais?
Nasıl halledeceğiz peki?
On fait comment?
Biz bu işi halledeceğiz.
On va régler ça.
Birlikte çalışmak istiyorsan, bunu Lex'le halledeceğiz... anlaşma budur.
Tu veux qu'on travaille ensemble, alors on va aller éclaircir ça avec Lex, voilà le deal.
Teşekkür ederim, Malcolm, Sanırım buradan halledeceğiz.
Merci, Malcolm. Je crois qu'on va le faire d'ici.
Bunu biz halledeceğiz!
Nous allons arrêter cela!
Daha sonra halledeceğiz.
On doit toujours discuter cependant.
Biz bunu halledeceğiz.
On va régler ça.
Dinle. Bunu bu seferlik medeni şekilde halledeceğiz.
Pour une fois, on va y mettre les formes.
Bu işi biz halledeceğiz.
On s'en occupe.
Bekleyin, şimdi halledeceğiz. Geldik, halledeceğiz.
Attendez, on va arranger ça.
- Neyi halledeceğiz? - İki kutu.
- Il prend quoi?
- Sırada o var. Merak etme. Sen henüz soğumamışken onu da halledeceğiz, korkma.
T'inquiète, quand on le verra, tu seras encore tiède.
Bunu halledeceğiz. İyi olacak...
On va arranger ça.
Birlikte halledeceğiz.
On va gérer ça ensemble.
Ve Sonny çek defterini getirecek. Her şeyi orada halledeceğiz.
Sonny apporte son chéquier et on règle tout sur place.
Yok bir şey. Halledeceğiz.
Nous résolvons les choses.
Senin için bu işi halledeceğiz, ahbap.
On va t'aider à réparer ça, mon pote.
Sanırım bunu zor yoldan halledeceğiz.
Je crois qu'il va falloir employer la méthode forte.
Sabah ilk iş bunu halledeceğiz.
On fera ça dès demain matin.
Halledeceğiz.
on se voit dehors.
Bunu bedelle halledeceğiz.
On réglera ça avec un rachat.
Ama endişelenme. Bunu halledeceğiz. Bana güvenin yeter.
Mais vous inquiétez pas, je vais m'en occuper.
Şimdi köpek meselesini halledeceğiz.
On va s'occuper de cette histoire de chien.
Zaman meselesi ve halledeceğiz.
Il est temps que nous regardions la vérité en face!
Bunu nasıl halledeceğiz?
Comment on fait ça?
- Ne yapacaksınız? - Halledeceğiz.
- Qu'est-ce que vous allez faire?
Şansölye Lycus ve ben diğer tarafta onların gelişini halledeceğiz.
Le chancelier et moi allons les prendre en main.
Bunu nasıl halledeceğiz peki?
Qu'est-ce qu'on va faire avec ça?
Sana söz veriyorum. Söz veriyorum bunu halledeceğiz.
Je te promets, vieux, je te promets qu'on va arranger ça.
- Onu nasıl halledeceğiz?
Comment va-t'on la détruire?
Eğer halledilmesi gereken bir dava olursa, bunu beraber halledeceğiz.
Si nous devons résoudre une affaire, nous le ferons ensemble.
İblis'in kendini göstermesini bekleyeceğiz ve o onları halletmeden biz onu halledeceğiz.
On doit attendre jusqu'à ce que le démon apparaisse... et on s'en occupera avant qu'il leurs fasse du mal.
Bekarlığa veda partisini de aramızda ufak çapta halledeceğiz.
Enterrement vie de garçon. Ca fait un peut court comme délai, mais on peut trouver quelque chose.
Sigarayı bırakmaktan korktugunu biliyorum, ama ben de. bunu birlikte halledecegiz.
Je sais que vous avez peur d'arrêter la clope, mais moi aussi. On va s'en sortir ensemble.
Restaurant tıklım tıklım. Halledeceğiz.
Et le restaurant est bondé.
Bunu ya tatlı tatlı halledeceğiz, ya da zor kullanarak.
On fait ça gentiment ou à la barbare.
- Halledeceğiz bunu.
- Pardon. - Qu'est-ce qu'ils font?
Kızları nasıl halledeceğiz?
- Quoi?
Bunu sizinle mi halledeceğiz?
Je dois discuter de ça avec vous?
hallelujah 92
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğim 67
hallediyorum 27
hallederim 113
hallettik 38
halledebilirim 49
hallettin mi 27
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğim 67
hallediyorum 27
hallederim 113
hallettik 38
halledebilirim 49
hallettin mi 27