Herşey için Çeviri Fransızca
1,092 parallel translation
Atrık mektubu bitirmeliyim, son olarak her zaman seni gürültücü ve çılgın bir bela olarak düşünsemde... Yaptığın herşey için teşekkürler.
Je dois finir maintenant, alors, bien que tu sois un fouteur de merde trop curieux, merci quand même.
Herşey için çok teşekkür ederiz Dona Ines.
Merci pour tout Dona Ines.
- Herşey için teşekkürler.
Je te passe Mabel?
Sana tüm söyleyebileceğim, herşey için üzgün olduğumdur seni bitiren herşey için, yaptığım herşey için.
Je veux te dire que je suis désolé pour tout - Pour tout ce que je t'ai fait endurer, pour tout ce que j'ai fait.
Herşey için, üzgünüm.
Je suis désolée de tout.
İyi iş çıkardın, Seki, yaptığın herşey için teşekkürler
Merci pour ta peine. Merci pour tout.
Belki herşey için çok geçtir.
Peut-être est-ce déjà trop tard.
- Herşey için teşekkür ederim.
- Merci pour tout.
Yaptığın herşey için teşekkürler.
Merci pour tout ce que tu as fait.
Herşey için teşekkürler.
Merci pour la soirée.
Ama yanıldık ve sen Rupert, sen haklıydın ve bu yüzden bu gece bütün ulustan önce sana yaptığımız herşey için senden kişisel olarak özür ve af dilemek istiyoruz.
Nous nous trompions. C'est vous, Rupert, qui aviez raison. C'est pourquoi, ce soir, et devant tout le pays, nous aimerions vous présenter nos excuses et vous demander pardon pour tout ce que nous vous avons fait.
Bu andan sonra herşey için çok geç olacak.
Passé cet instant, il sera trop tard.
Herşey için çok üzgünüm.
Je te demande pardon pour tout.
Herşey için teşekkür ederim.
- Très bien. Merci.
Fletcher, adamlar herşey için hazır.
Fletcher, les hommes sont prêts à tout.
Herşey için.
Pour tout.
Herşey için teşekkürler.
Merci pour tout, les enfants.
Herşey için teşekkürler!
Merci pour tout.
Oh, herşey için sağol.
Eh bien... merci pour tout.
- Hoşçakal Edmund, ve herşey için teşekkürler.
Au revoir, Edmond, et merci pour tout!
Herşey için teşekkür ederim.
Merci pour tout.
Yaptığım herşey için üzgün olduğumu biliyorsun.
Vous êtes ma patiente, maintenant, et moi aussi, j'ai quelques réponses.
- Herşey için çok teşekkür ederim.
Merci infiniment.
Ben her şeyi ayarladım, bilesin. Doğumgünün için herşey tamam.
Tout est organisé pour ton anniversaire.
Tamam, hersey sizin icin kizlar!
Tous ce que vous voulez, les filles.
Niçin herşey benim için bu kadar zor?
Pourquoi tout m'est-il si difficile?
Herşey için üzgünüm.
Je regrette tout.
Dünyadaki herşey gibi, para kazanmak için para lazım.
Comme toute chose dans ce bas monde cela coûte de l'argent d'en gagner.
Öğrenmiş olman lazım Amca herşey... için önceden hazırlık yapar
Nous sommes là suivant la volonté de l'Oncle.
Babam hayattayken, benim için herşeyi yaptın, şimdi yaptığın herşey üveyannem için!
Du vivant de papa vous faisiez tout pour moi, Maintenant, il n'y en a que pour ma belle-mère!
Çabaladığımız herşey para için, sevgi için, dostluk için ve kendimiz için Bizi ( arzularımıza ) bağlayan, kendi ağımızı yapmış oluruz ve sonra orada sıkışıp kalırız
Tout ce qu'on a fait autrefois par affection, amitié, amour, ou pour soi-même, sont des fils dans lesquels on s'enroule.
- Peki, herşey uygun benim için.
Tant mieux, ils seront tous pour moi.
İngiltere'de, herşey çay için durur.
En Angleterre, tout s'arrête pour le thé.
Yaşlı meraklı külot için herşey hazır mı?
Tout est prêt?
Bulutlar toplanıverdi şimdi Benim için herşey bitti zaten.
Mais aujourd'hui le ciel est au mauvais temps.
İşin bittiğinde bizim için herşey bitecek
Après, ce sera fini entre nous.
Herşey için beni suçluyorsun.
Tu me rends responsable de ce qui est arrivé.
Herşey benim için de çok zor.
Ça a été dur pour moi.
Herşey ülkem için, yaşasın America!
Vive la patrie et vive l'Amérique!
Mahkumlar için kesinlikle bitti, ama herşey bitince, Generalim... hepimiz aynı Avrupa içersinde yaşamak zorunda olacağız.
Elle l'est pour les prisonniers. Après tout, plus tard, nous vivrons tous dans la même Europe.
Bir Demokrat için herşey acildir. Başka?
Tout est urgent pour un démocrate.
Umarım onun için herşey yolunda gidiyordur.
J'espère qu'il ne lui est rien arrivé.
Ve onun için herşey olduğunu hissetti.
Et il sentit être tout pour lui...
Ayrıca, müziği Anthea için herşey olan adamın kollarında olduğunu fark ediyorsun.
Mais tu t'aperçois que tu es dans les bras de l'homme... dont la musique était tout pour Anthea. Toute sa vie.
Ve Nicole kızını geri alması için yardım edebilirsem herşey daha iyi olacak.
Si je peux aider Nicole à récupérer sa fille, c'est encore mieux.
Ve herşey bir anda anlam kazanır... zira her ne kadar sevilmek istese de... sevilmek için can atsa da... onda topluluk içinde yok olmayı,... anonimleşmeyi arzulayan bir yan da vardı.
Alors, tout avait du sens... parce que, malgré le besoin de Zelig d'être aimé... il avait soif d'amour... il y avait aussi quelque chose en lui... un désir d'immersion dans la masse, d'anonymat...
- Sessiz ol! Herşey bilim için.
- C'est pour la science.
Ah, Larry. Benim için herşey anlamına gelen tek kişisin.
Tu es le seul qui ait représenté quelque chose pour moi.
Maks! Herşey için teşekkürler dostum!
Max, merci pour tout!
Boston Bang gecesi için gereken herşey.
Tout ce qu'il nous faut pour le Coup de Boston.
Herşey için teşekkür ederim.
Finis donc ton testament.
herşey için teşekkürler 44
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
herşey 150
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
herşey 150
herşey yolunda mı 236
herşey iyi olacak 43
herşeyi 155
herşey tamam 39
herşey yolunda 454
herşey bitti 79
herşey iyi 21
herşeye rağmen 30
herşeyi yaparım 20
herşey olabilir 27
herşey iyi olacak 43
herşeyi 155
herşey tamam 39
herşey yolunda 454
herşey bitti 79
herşey iyi 21
herşeye rağmen 30
herşeyi yaparım 20
herşey olabilir 27