English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Iyi adam

Iyi adam Çeviri Fransızca

8,597 parallel translation
Ben, burada iyi adam olmaya çalışıyorum.
Ben, j'essaie de faire ça bien.
O zaman iyi adam ol.
Alors fais-ça bien.
Bay Prohaszka'nın hayatını aldığında müvekkilimin düşündüğü şey iyi adam mı yoksa bambaşka bir şey mi olduğu tamamen alakasızdır.
Le sentiment de mon client lorsqu'il a tué M. Prohaszka, qu'il soit un homme bon ou tout autre chose, n'est d'aucune pertinence.
Herkes iyi adam olduklarını düşünür.
Tout le monde pense que ce sont les gentils.
Hala iyi adam mı sence?
Tu crois toujours qu'il est bien?
Sahip olduğumuz en iyi adam sensin.
Tu es le meilleur ici.
Adam, iyi misin?
Adam, ça va?
Al. Oraya gitsen iyi olur, Adam.
Dépêche-toi, Adam.
Dinle, bu adamı ne kadar iyi tanıyorsun?
Écoute... Comment tu connais ce mec?
O iyi bir adam.
C'est un homme bien.
Kev iyi bir adam.
Kev est un mec bien.
Sanırım şu adam dikkat edilmesi için iyi para ödüyor.
J'imagine que ce gars paye bien pour ne pas être inquiété.
Adam kızın iyi niyetinden cesaret alıp hata yapmış olmalı. Dokunduğu an kız adamı yere serdi.
Il avait pris ses bonnes manières pour un encouragement, et quand il a posé la main sur elle, elle lui a fait bouffer le plancher.
Bence bir adamın içeri girmesini beklemek... -... iyi bir plan değil.
Je dis qu'attendre qu'un homme entre à l'intérieur n'est pas un très bon plan.
Guthrie'nin en iyi ve güvenilir adamın olduğunu söylemiştin ve onun buradaki en karmaşa yaratan kişi olduğu ortaya çıktı.
Tu as dit qu'il était de confiance, et pourtant, je l'ai surpris à répandre des rumeurs!
Baksana Shan, adam iyi biri olmaya çalışıyormuş.
Regarde, Shan, il essayait d'être quelqu'un de bien.
O yüzden bana bir avukat getirin. İyi olsun. Adam derse o zaman konuşurum.
Alors, trouvez-moi un avocat, un bon, et s'il me le conseille, je parlerai.
Adam : sen iyi misin?
Vous allez bien?
I demek. Bu engebeli iyi görünüyor altından, çünkü, ister inanın ister inanmayın. Aslında senin hakkında çok umurunda sadece normal bir adam.
Je veux dire... car crois le ou non, sous cette beauté sauvage c'est juste un mec normal qui s'inquiète pour toi.
Şimdi belki de daha iyi bir adam Hope'un hayatına girmiştir. Bunu gördüğünden dolayı korkun içine kadar işlemiş.
Maintenant peut-être qu'un homme meilleur est entré dans la vie d'Hope, et en voyant ça, tu es bouleversé au plus profond de toi
Daha iyi bir adam seni o yalanla korurdu.
Un homme meilleur te protégerait avec ce mensonge,
Ama iyi haber gelecek olan adam cadı işlerinin kitabını yazmış birisi.
La bonne nouvelle est que ce gars qui vient, il est relié dans l'affaire de sorcières plus que tu ne peux croire.
Şu da var ki çok daha fazla adam kaybedebilirdik ama Aiden iyi oynamış. Bir arada tutmak yerine dağınık tutmuş.
Nous aurions pu perdre beaucoup plus, mais Aiden a bien joué, en les dispersant au lieu de les regrouper.
Tanıdığım en zor adamın bile yüzüne gülümseme kondurabilen bir ışık. Dahlia seni aldığı zaman o ışığın hayata küsmüş Dahlia'nın da kalbini ısıtacağına inandım. İyi bir hayat sürersin dedim.
J'ai rendu le sourire à l'homme le plus austère que j'ai connu, et quand Dahlia t'a prise, je croyais que cette même lumière pourrait réchauffer son cœur aigri, que tu aurais une belle vie.
Ben de bilim adamıyım. Yani bu adamı yenmenin bir yolu varsa bu yolu bulacak olan en iyi kişi benim.
Donc s'il y a un moyen de battre ce gars, je suis le mieux placé pour le trouver.
İyi bir adamı ve normal bir hayatı hak ediyorsun.
Tu mérites d'avoir quelqu'un de bien et une vie normale.
Yaptığımız şey bir an önce bir işe yarasa iyi olur, adamım.
Ça a intérêt à avoir rapidement un sens, mec.
Çok ama çok iyi bir adam, değil mi?
Oui. C'est un homme très, très bon n'est-ce-pas?
Harley'yi tanıyordum ve çoğu zaman babamla anlaşamasalar bile ben onun iyi bir adam olduğunu düşünüyordum.
J'ai connu Harley, et... même si mon père et Harley ne se sont pas toujours entendu, J'ai toujours pensé que c'était un gars très sympa.
Bu adam neden bahsettiğimi çok iyi biliyor.
Ce gars sait de quoi je parle. Euh, fais profil bas.
Dur hele dur. İyi adam.
Whoa, whoa, il va bien.
İyi adamı oynuyorsun ki o pis şıllıkla Kaçtığın için kötü hissetmeyesin.
Tu dois jouer le mec bien pour ne pas te sentir si mal de t'enfuir avec cette sale pute.
Peki, böylesine iyi bir adamın sonu nasıl böyle olmuş?
Comment un chic type a fini comme ça?
İyi bir adam gibi görünüyor.
Ça avait l'air d'un bon gars.
O korkunç ve gereksiz bir şekilde ailesinden alınan bir adam, iyi bir evlat, bir savaş gazisi, bir koca oldu.
C'était un bon fils, un vétéran, un mari, un homme arraché à sa famille d'une manière horrible et inutile.
Eddie iyi bir adam.
Eddie est un gars gentil.
Titus, en iyi arkadaşımın hayalindeki adam eşcinsel.
Un Huxtable? Le grand amour de ma copine est homo, Titus!
İyi.Hiçbir kadın, adam, çocuk geride kalmasın.
Bien. Aucun homme, femme ou enfant laissé pour compte.
Sen iyi bir adam mısın?
Vous êtes un gentil?
Ve çok iyi bir adam. Ted'i seviyorum.
C'est juste un gars bien, et je l'aime bien.
Diyelim ki biri iyi biri kötü iki tane iş adamının malına el konulması davası var.
Et ben simple hypothèse, si tu devrais avoir une affaire criminelle. ou il y a deux businessman, un pourri, un clean.
İyi ki buluştuk adamım.
Content qu'on se soit croisés.
Ben her daim herkesteki iyiliği görmeye çalışırım ve sen de her daim iyi bir adam gibi görünüyorsun, ama ama bu, bu son bulmalı, Ben.
J'essaie toujours de voir le meilleur en chacun, et vous m'avez toujours semblé être un homme bon, mais... Mais ça doit s'arrêter, Ben.
Zoe Hart, dünyamı alt üst ettin ama daha iyi bir adam olmamı sağladın.
Zoe Hart tu as bouleversé mon monde. Tu m'as fais devenir un homme meilleur.
Evet, adamım, iyi hissediyorsun.
C'est jouissif, hein?
Babam hep senin iyi bir adam olduğunu söylerdi.
Mon père a toujours dit que vpus étiez un chic type.
Ya da sadece iyi giyimli evsiz bir adam.
Ou juste un sans-abri bien habillé.
O iyi bir işadamı, ama ayrıca iyi bir adam.
C'est un businessman, mais il est humain.
Nasılsın? - İyi misin, adamım?
Vous allez bien?
Bir adamımızın orada olması iyi olur.
C'est bien d'y avoir quelqu'un.
Onu daha iyi tanıyınca çok seveceksin, o harika bir adam.
- Tu l'aimeras, c'est un cœur, ce mec.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]