English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Iyi durumda

Iyi durumda Çeviri Fransızca

2,686 parallel translation
Sanki daha sonra söylersem kalbi daha iyi durumda olacakmış gibi!
Ça m'étonnerait qu'elle soit plus forte le jour où l'on lui apprendra.
O kasvetli kaleden çıkığımdan beri, sağlığım daha iyi durumda.
Hors de ce château lugubre, ma santé semble s'améliorer.
Bu iyi durumda görünüyor.
L'antenne bande S a juste été renversée.
Şu an pek de iyi durumda değiller.
Il connaît une petite baisse de régime en ce moment.
Sanırım, onun olabileceği en iyi durumda olduğunu kabullenmiştim.
J'étais sûr que c'était dans sa nature d'être aussi gentil.
Delilah bir daha hiç gelmedi ama hayatının ne kadar iyi durumda olduğunu bilmemi sağladı : Ailecek tatiller.
Delilah n'est jamais revenue, mais elle me faisait savoir qu'elle avait une vie géniale.
Endişelenmeyin, gözün tamamen iyi durumda.
Ne t'en fais pas, tu n'as rien.
O küçük kızı bulacağız. Gayet iyi durumda olacak.
On va retrouver cette petite fille en bonne santé.
O kadar da iyi durumda değiliz.
On a aussi subi des pertes.
Bakıyorum oğlun iyi durumda.
Il parait que votre fils se débrouille.
- Zaten sağlığı çok iyi durumda
Mais il s'en tirera?
Şimdiye kadar kimler kararları hakkında iyi durumda?
Qui a déjà réalisé la sienne?
Kan değerlerinize göre karaciğeriniz iyi durumda.
Selon les analyses, votre foie se porte bien.
Sean, o bizim beklediğimizden çok daha iyi durumda.
Elle s'en sort mieux qu'on le pensait.
Hastamız iyi durumda.
Notre patiente se porte bien.
Bence iyi durumda.
Je crois que ça va.
Bak, bak, göstergelerin normal dengen iyi durumda ve belli ki bunu etrafta taşıyacak kadar güçlüsün.
Maintenant. Tes constantes sont stables, ton équilibre est bon, et tu es assez forte pour la porter.
Pek iyi değil ama kendine arkadaşlar edindi ve önceye göre daha iyi durumda.
Ça a pas été facile, mais elle a des amis, ça va mieux.
Babam pek iyi durumda değil.
Mon père va pas bien.
ya da hiç olmadığı kadar iyi durumda, Tabi eğer kanınızı bir züppeye vermek istiyorsanız.
Ou au plus haut, si on est celui qui se saigne pour pas les avoir pleines.
Sterling iyi durumda değilsin.
Sterling, non, tu ne vas pas bien.
Pilot ve yardımcı pilot iyi durumda.
Les pilotes vont bien.
Daikin pek iyi durumda değil.
Daikin ne va pas bien.
Allen iyi durumda değil.
Allen n'est pas au mieux.
Gördün mü, gayet iyi durumda.
Tu vois, il va bien.
Theo, iyi durumda.
Theo va bien.
Bu bir adam. Kafadan aldığı darbe dışında oldukça iyi durumda.
Il est en bon état, sauf la tête, qui est défoncée.
Bu internet sayfası ve ailemiz ilk biz yayınladığımız için daha iyi durumda olurlar.
C'est mieux pour la famille, si on le publie en premier.
Yorulmuş ufak bir çocuk olması dışında, Henry iyi durumda.
Henry est un peu fatigué, mais il va bien.
Bence kasabamız gayet iyi durumda.
Je pense que nous irons bien.
Bu durumda Almancayı iyi konuşuyor olmalısınız.
On dit que vous parlez bien allemand.
- İyi misin? Bu durumda nasıl iyi olayım?
- Rien ne va plus.
Hayır, kendisi hayatta ve iyi durumda.
Aucun antécédent.
İyi durumda.
Ça, c'est génial.
Her iki durumda da evine telefon açsan iyi olur çünkü tahminimce domuz rostosu bu akşam biraz geç servis edilecek.
Dans tous les cas, appelez votre famille, le dîner risque d'être légèrement retardé ce soir.
Bu hafta iyi durumda.
La semaine est bonne.
Artık büyüdü, iyi bir durumda ama ben bebeğimi bir daha asla göremeyeceğim.
Elle a grandi et elle va bien, mais jamais je ne reverrai mon bébé.
Biliyorsunuz, iyi bir Şef stajyer bu durumda...
Un bon chef des internes serait...
Biri her durumda ne yapacağını çok iyi biliyor.
Et l'un des deux... Il sait exactement quoi faire. Pour chaque situation.
Ama sanırım arkadaşına dikkatini verse daha iyi olacak çünkü arkadaşı da dikkatini bana vermiş durumda.
Il devrait plutôt faire attention à sa copine parce qu'on dirait qu'elle s'intéresse à moi.
Şu durumda en iyi ihtimal 12 saat.
À ce rythme, je dirais 12 heures.
Benimkiler iyi durumda.
Moi, ça va.
Bu gemi de ona çok iyi kaptanlık yaptığım için çok başarılı durumda.
Et le navire se porte bien depuis que je le commande.
Bu gemi ona çok iyi kaptanlık yaptığım için çok başarılı durumda.
Le bateau se porte bien depuis que je le commande.
O iyi durumda.
- Il va bien.
Kötü durumda en iyi sonucu çıkardım.
J'ai fait de mon mieux.
Eğer iyi şeyler yaparak oyalanırsam, o zaman kendimi eski alışkanlıkları tetikleyecek bir durumda bulma şansım azalacaktır.
En me submergeant d'activités saines, je diminue mes chances de céder aux vieilles habitudes.
Durumundan emin olmak istiyorum. İyi durumda. Yok bir şeyi.
Comment vous savez?
İyi durumda değil.
Elle est malade.
Sen hala buradayken iyi bir durumda değildim.
Quand t'étais là, j'étais dans une mauvaise passe.
En iyi arkadaşımın kendisine ateş edildiğini iddia ettiği bir kurşun. Bu durumda arkadaşım Indiana Jones oluyor.
Une douille de balle étrange qu'on a tirée sur mon meilleur ami, ce qui fait de mon meilleur ami Indiana Jones.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]