Kardeşler Çeviri Fransızca
2,663 parallel translation
Biz birkaç kişi, biz mutlular bizler kardeşler, bugün kanını akıtacak olanlar benimle ne kadar kötü bile olsalar, kardeşim olacaktır.
À nous, rares, heureux élus. À notre troupe de frères. Car qui aujourd'hui verse son sang avec moi sera mon frère, fût-il de vile naissance.
McCormick Kardeşler'e ne dersiniz?
Vous avez un nom?
McCormick Kardeşler. İsminizi değiştirin.
Et Les Frères McCormick...
- McCormick Kardeşler.
- Neil McCormick!
Dubuque'te Callahan Kardeşler'le iş yapmıştık. - O iş tam...
On avait monté un coup avec les frères Callahan et...
Ömür boyu dost kalmaya ant içmiş kardeşler, laotong.
Sœurs à la vie et à la mort, laotong.
Vassar Kardeşler Hastanesi.
L'Hôpital Vassar Brothers.
Vassar Kardeşler Hastanesindeler.
Ils sont à l'hôpital Vassar Brothers.
Ve kardeşler.
- Et des soeurs.
Florida Polisi'ne göre, Page kardeşler otomobillerini toparlayıp Kuzeye doğru yola çıkmadan önce iki gün boyunca şehirdeymişler.
Selon la police de Floride, ils sont restés deux jours en ville avant de déménager vers le nord.
Page kardeşler, neredeler?
- Où sont les frères Page?
Page kardeşler seni iyice bir dövmüşlerdi, intikam yemini ettin ve seni olay yerinde gördüğünü iddia eden tanıklarla Hixton'ın öldüğü ortaya çıkıyor?
Les frères Page vous ont tabassé, vous criez vengeance et Hixton meurt. On a des témoins affirmant vous avoir vu sur le lieu du crime.
Biz de Page kardeşler olduğunu düşündük.
On a pensé aux frères Page.
Coen kardeşler, yeni filmlerinde Matt Damon'ın yarım akıllı babasını oynamamı teklif ettiler. Hayatımın rolüydü.
Oui, les frêres Coen m'ont demandé de jouer le beau-père de Matt Damon dans leur nouveau film.
Tabasco kardeşler Frenchy'yi hakladı!
Les frères Tabasco ont eu Frenchy!
Burnumu sokmak istemiyorum ama aranızda Wright kardeşler gibi kıvılcımlar uçuşuyor.
Je ne veux pas être un mec curieux, mais les ondes volent comme les frères Wright, entre vous deux.
Salvatore kardeşler de birer vampir.
Les Salvatore sont des vampires.
Şimdi kardeşim gibi bir şey oldu ve kardeşler bazen kavga ederler.
Il est comme un frère pour moi. Entre frères, on se bat parfois.
- Hudson Kardeşler'in filminden ilham alarak yaptık. - Güzel.
C'est basé sur le film des frères Hudson.
Bak, bunları Sefarad Kardeşler'den aldım. Ben elmasları bilirim.
Je les ai achetées aux séfarades.
Geçen haftanın konusunu da kardeşler arasındaki dayanışma olarak seçmişti.
Elle a écrit un article la semaine dernière au sujet de ses frères qui seront toujours là pour vous.
Karamozov Kardeşler'in Broadyway uyarlamasında oynayacağınız söylentileri var.
Confirmez-vous la rumeur que vous serez des Frères Karamazov sur Broadway? Oh...
Kardeşler kendilerini düşündü, hepsi birbirinden farklıydı
- Les deux frères s'appréciaient,.. ... mais tout les opposait depuis l'enfance.
sonuçta kardeşini seçemezsin - ne? kardeşler mi? neden yapamasın?
Pourquoi il la supporte?
- Carrow'lar mı? - Evet, disiplinden sorumlu kardeşler.
Le frère et la sœur, chargés de la discipline.
Hardy kardeşler gibi takılmalarınız sona erdi.
Les flics de choc, c'est fini.
Tavuk kardeşler.
Alors, les Frères Poulet.
Sahneye Gish kardeşler gibi çıkmak istemem.
Je ne veux pas ressembler aux sœurs Gish.
Grimm Kardeşler masalındaki şu hain cüceyi yemiş gibi oldum.
Ça a le goût que doit avoir Rumpelstiltskin.
Seninle ben Mario Kardeşler gibiyiz.
Ouais. On est comme les frères Mario.
- Günaydın kız kardeşler!
- Bonjour, les sœurs!
O kardeşler her kız için gelirler.
Pour eux, une fille reste une fille.
Oğullar kızlar kız kardeşler hatta eninde sonunda sizin için işleri yoluna koyan azıcık deli bir amca bile.
Fils, Filles, soeurs- - même l'oncle un peu fou, qui, en dépit de tout, continue de faire avancer les choses même à la fin.
Beş Kardeşler Tekstil.
Cinq Frères Textiles.
Beş Kardeşler.
Cinq frères.
Ama kardeşler arasında normaldir.
Mais c'est ce que font les frères.
Manning kardeşler ile Oreo'nun kurabiyelerini yaptım. Peyton Manning ve Eli Manning,
J'ai fait une pub pour Oreo avec les frères Manning.
Bobby, Foley Kardeşler gibi uyuşturucu Satıcıları durdurulmazlarsa, kendi kendilerine durmazlar.
Les dealers comme les Foleys ne s'arrêtent pas à moins qu'on les arrête.
Şimdi, Renton, Foley Kardeşler aleyhinde tanıklık etmişti.
Renton a témoigné contre les frères Foley.
Cressida, Foley Kardeşler için uyuşturucu üretiyormuş.
Cressida fournissait les frères Foley.
Gino Cressida ve Foley Kardeşler arasında.
Gino Cressida et les fré res Foley.
Gino Cressida, Foley Kardeşler çetesinin lideriymiş.
Gino Cressida est le beau pé re d'un des fré res Foley.
Wagner Kardeşler.
Uh, les frères Wagner.
Kardeşler.
Ils sont frères.
Ama bu kardeşler kuralları değiştiriyor.
Mais ces frères ont une autre tactique.
Bu kardeşler takım olmanın nekadar başarıIı olduğunu anladı.
Ces frères comprennent la force de l'alliance.
Sadece tüm kardeşler birbirinizi tanıyorsunuzdur diye farz etmiştim.
Eh bien, j'ai supposé que tous les frères se connaissent entre eux.
Bu arada, aramıza fitne sokan,... kardeşler arasında kan döken,... anlaşmazlıkların da üstesinden geleceğiz. Umuyorum ki en kısa sürede köprümüzü tamir edip,... herkesi sevdiklerine kavuşturacağız.
De même que nous avons vaincu le conflit qui nous a séparés et fait couler le sang entre frères, nous pourrons bientôt, j'espère, réparer notre pont, pour pouvoir aller et venir, comme tout le monde.
D'Alessio kardeşler.
Les frères D'Alessio.
Mccormic kardeşler beraberler.
Les frères McCormick, ensemble.
Diğer kardeşler ne olacak?
Et ses frères?
kardeşlerim 273
kardeşim 1451
kardeş 422
kardeşin 74
kardeşi 30
kardeşim mi 18
kardeşiniz 23
kardeşim nerede 29
kardeş mi 18
kardeşin mi 42
kardeşim 1451
kardeş 422
kardeşin 74
kardeşi 30
kardeşim mi 18
kardeşiniz 23
kardeşim nerede 29
kardeş mi 18
kardeşin mi 42