Konusuyoruz Çeviri Fransızca
2,964 parallel translation
Neden Elvis'ten konuşuyoruz ki ya?
Pourquoi on parle d'Elvis? J'en ai rien à faire.
Bu çok üzücü. Annemle, haftada iki defa konuşuyoruz bundan bana hiç bahsetmedi bile.
C'est dommage ma mère, je lui parle deux fois par semaine et elle ne me l'a jamais dit
Tamamen İspanyolca konuşuyoruz.
Immersion totale en espagnol.
Peki neden balıklar ve solucanlar hakkında konuşuyoruz?
Alors pourquoi parlons nous de poissons et de vers?
Ama sipariş vereceksen satay alabilirim. Tessa'nın çektiği acıyı konuşuyoruz. Ne kadar zamandır benden gizliyor bilmiyorum.
Non, j'ai pas envie de thaï, mais je prendrais bien un satay si tu commandes, le problème, c'est que Tessa souffre, et je ne sais pas depuis combien de temps elle me le cache.
Konuşuyoruz.
Et bien... on parle.
- Konuşuyoruz.
- Je parles.
Ciddi bir şey konuşuyoruz.
Sois sérieux une seconde.
Yeni bir şarkı yazarıyla konuşuyoruz ve Tom'la Julia'nın haberi olmamalı.
Nous parlons avec un nouveau compositeur et Tom et Julia ne peuvent pas savoir.
Doris, özel konuşuyoruz.
Doris, c'est privé.
Bence aynı dili konuşuyoruz.
Je pense qu'on parle le même langage.
- Hey, konuşmamız gerek. - Tamam, konuşuyoruz.
- Hey, on doit se parler.
Eski dostuz, geçmiş günlerden konuşuyoruz.
Nous sommes de vieux amis, faudrait juste qu'on rentre en contact.
- basketbol hakkında konuşuyoruz.
On parle du basket.
- Ondan bahsetmiyoruz... Şu anda basketboldan konuşuyoruz.
On parle du basket.
Konuşuyoruz sadece.
On ne fait que parler.
Ne hakkında konuşuyoruz?
Je veux dire, de quoi on parle?
İyi konuşuyoruz da bu Mahşerin Dört Atlısı konusunu ne yapacağız belli değil.
Texte émouvant, mais où cela nous mène-t-il nous et les 4 Cavaliers et l'Apocalypse?
Burada iş konuşuyoruz, Robert.
Nous faisons affaire, Robert.
Burada yarışma hakkında konuşuyoruz. Bence arkadaşlar arasında rekabet olmamalı.
On parle de la compétition mais... pas de compétition entre amis.
"Bakışarak konuşuyoruz."
"On communique avec nos regards."
Neden hep işten konuşuyoruz?
Qu'est-ce que j'ai toujours dis à propos des boîtes, hein?
Toplu olarak tek bir kişi gibi konuşuyoruz.
Nous parlons d'une voix unique mais collective.
- Görgü tanıklarıyla konuşuyoruz ama anladığım kadarıyla o kargaşada katil binadan çıkıp kaybolmuş. Tamam.
Euh, on demande aux témoins, mais on dirait que notre suspect s'est glissé hors de l'immeuble pendant la confusion.
Kevin... biz sadece bize ne kadar altın alman gerektiğini konuşuyoruz kilolarca kilolarca altın
Kévin, on discute juste du poids de l'or qu'il te faudrait pour nous acheter. Des kilos et des kilos d'or. Vous êtes au courant?
Ne hakkında konuşuyoruz?
De quoi on parle?
Nasıl ölmek istediğimizi konuşuyoruz sanıyordum.
Attends, je croyais qu'on parlait des façons dont on voulait mourir.
Hayır, senin nasıl ölmeni istediğimizi konuşuyoruz.
Non, on... on parle des façons dont on veut que toi tu meurs.
Birbirimizle konuşuyoruz.
Nous nous parlons.
Neden konuşuyoruz o halde?
Alors, pourquoi cette conversation?
Unutma Lisette, bu akşam Bay Wraysford için İngilizce konuşuyoruz.
Souviens-toi Lisette, nous parlerons anglais ce soir pour M. Wraysford.
Değeri 300 bin, belki de daha fazla olan evler hakkında konuşuyoruz. Senin yardımını istiyor,... seni istiyor.
Elle veut que tu l'aides, elle te veut.
Arabulucu ve uzmanlar olmadan ; sadece siz ve ben,... şehrimizin ve benim vizyonum hakkında konuşuyoruz. Mükemmel şehrimizin geleceği için...
Il n'y a pas de médiateurs, pas d'experts, juste vous et moi parlant de notre grand Etat et de mes projets pour son avenir... un avenir plein d'allant, de progrès et d'espoir,
Sadece konuşuyoruz.
On fait que parler.
Şuan konuşuyoruz.
On parle à l'instant.
Baksana ; kan ve vahşetten konuşuyoruz. Randevudayız sanki, ilk cinsel deneyimimizi yaşıyoruz.
Regarde-nous parler sang et gore comme si on était à un rendez-vous, partageant notre première expérience sexuelle.
Hepimiz Jones ile konuşuyoruz.
Nous avons chacun seulement parlé avec Jones.
Eğer onları tanıyorsan, Neden bu masanın arkasında şu et yığınıyla konuşuyoruz?
Si tu les connais, pourquoi parlons-nous à la masse derrière ce bureau?
Erkekler arası konuşuyoruz işte.
DANNY : Eh, c'est juste une discussion de mecs
Tamam, İngilizce konuşuyoruz.
OK. Ah oui, en anglais.
- Şuan konuşuyoruz zaten.
On parle maintenant.
Her seferinde, hallettiğimizi düşünüyorum, ama her hafta aynı şeyleri konuşuyoruz.
A chaque fois que tu parle, je suis comme, "okay ; je suis vendu." Chaque semaine on passe par là.
- Ne hakkında konuşuyoruz?
- Mm, de quoi est-ce qu'on parle?
Şu anda konuşuyoruz, çünkü...
Mais nous parlons maintenant parce que...
Ne hakkında konuşuyoruz biz? İş.
Je... de quoi on parle?
- Yeni atanan Savunma Bakanıyla konuşuyoruz.
Nous discutons avec le nouveau ministre de la défense.
Çok konuşuyoruz.
On discute trop.
Demek istediğim, Seninle arkadaş arkadaşa konuşuyoruz, tamam.
Bien, je te le dis d'ami à ami, d'accord.
- Tamam, kim hakkında konuşuyoruz?
- Ok, avec qui parlons-nous?
Sadece konuşuyoruz ama atlamıyoruz değil mi?
On discute, on ne saute pas, n'est-ce pas?
O zaman ne diye konuşuyoruz bunu?
Pourquoi on est en train de parler de ça alors?
konuşuyoruz 54
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşur 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşur 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşabiliriz 58
konuş benimle 497
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuş benimle 497
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16